…Ve lig yeniden başladı.
Evet başladı ama hiçte istenmedik şekilde.
Konsantrasyonu düşük, heyecansız, kalitesiz maçlar. Futbolcular ise, ligde son 3 haftaya girilmiş, şampiyon ve düşen takımlar belli olmuş gibi isteksiz ve maçlar bitse de tatile çıksak modundaydı.
Bunlara ilaveten, birde Konyaspor’un beklenmedik şekilde puan kaybetmesi üzdü kendisine gönül verenleri.
Beklenmedik diyorum, aslında puan alınabilecek bir maçta. En az 1 puan çıkartılmalıydı Ankara deplasmanından. Hatta, futbolcular biraz becerikli, teknik adamlar oyuna hakim olsalardı 3 puanda olabilirdi.
Şampiyon adaylarından Trabzonspor ve Başakşehir kazandı. Fenerbahçe son dakikalarda attığı golle kendisine geldi. Galatasaray, Rize deplasmanında yenilirken, kaleci Muslera ile Andone’nin sakatlıklarıyla iki kayıp yaşadı. Her iki futbolcuya da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Özellikle kaleci Muslera Galatasaray için çok önemli bir kayıp.
Ligde düşme hattında ise, İttifak Holding Konyaspor ile birlikte Kayserispor ve Malatyaspor kaybetti. Rizespor Galatasaray, Kasımpaşa Malatya galibiyetiyle puanlarını 28 ve 29’a çıkartarak 14 ve 13. sıraya yükseldiler. Ankaragücü ise Gaziantep deplasmanından 1 puanla döndü.
Bu sonuçlara baktığımız zaman, kalan haftalarda zor bir fikstüre sahip Konyaspor’un işinin daha da zorlaştığını, çemberin giderek daraldığı söyleyebiliriz. Aslında, Gençlerbirliği deplasmanından alınacak 3 puan İttifak Holding Konyaspor’u bir hayli rahatlatacaktı.
Maçın geneline baktığımız zaman, ilk 35 dakika ve yediği ilk golün ardından kısa bir süre Konyaspor’un topa daha çok hakim olduğunu, oyunu kontrol ettiği görebiliriz. Kalan sürede ise, rakibe adeta davetiye çıkartan ve “gel gol at” dercesine futbolu Gençlerbirliği oyuncularına bırakan Konyaspor’un en büyük sıkıntısı yine gol olarak karşımıza çıktı. Yenen iki gol de bir birini kopyası gibiydi, defans kurgusunun bozulması nedeniyle takım savunmasında sıkıntılar yaşandı.
Daha öncede yazdım, gol sıkıntısını gidermek için teknik adamlar takım içerisinde alternatifler aramalılar. Bunun için de orta alan oyuncularının forvet oyuncularına daha çok katkı vermesi sağlanmalı, kanat ortaları artmalı. Dahası, teknik adamlar antrenmanlarda orta saha oyuncularına okula ilk başlayan çocuğa alfabeyi öğretir gibi, “Miloseviç, topu Bajiç’e at. Ahmetoviç, o topu kontrol et ve defansın arkasına at ki Bajiç alsın gol yapsın” gibi telkinlerde bulunmalı. Ayrıca, isabetli orta çalışması yaptırmalılar.
İttifak Holding Konyaspor’da, bu sezon lige iyi başlayan Ali Turan, Jonsson ve Miloseviç ne yazık ki lige verilen aradan sonra çok durgun başladılar. Karşılaşma boyunca aksayan Ali’nin yerinde Volkan oynayabilirdi. Birde ara verilmeden önce oynadığı maçlarda iyi bir performans gösteren Selim neden yedek kulübesindeydi anlamadım.
Teknik adamlara gelince, böyle teknik direktörler, üzülerek söylüyorum ne yazık ki Süper ligde görev yapıyorlar.
Maç 1-1 devam ediyor, Konyaspor teknik adamları oyuna bir golcü daha alarak maçı kazanmayı düşünmeleri yerine ikinci golü yedikten sonra 86. dakikada Thuram’ı oyuna sürüyorlar. Oysa, Thuram maçın bitmesine 15 dakika kala oyuna girerek pivot santrfor olarak görev yapsa, geride kalan haftalara oranla daha hareketle görünen Bajiç ise asist yapsaydı Konyaspor kazanan taraf olurdu. Shengelia’nın kaçırdığı pozisyonu ise akıllar almaz. Amatör futbolcu olsa o golü atardı. Bence, bu futbolcuyla birlikte Jonsson daha önce oyundan alınmalıydı.
İttifak Holding Konyaspor, önemli bir fırsatı daha kullanamadı. Ama, çember daralmasına ve sıkıntının büyümesine rağmen daha oynanmadık bir 7 maç var. Neden olmasın. Yeter ki teknik adamlar akıllarını başlarına alsınlar ve sağlıklı karar versinler, oyuncularda futbolun kurallarını yerine getirsinler.
YORUMLAR