Yüzleşmeliyiz ve değişmeliyiz

Herkes aynı şeyi söylüyor…
“Konyaspor iyi oynadı!”
Eyvallah…
Buna itirazım yok…
Oyun iyi, sonuç kötü!
İtirazım buna…
İçime sindiremediğim bu…
Hem de 1-0 gibi değil, daha farklı bir skorla dönebileceğimiz Gaziantep’ten acı biber salçası ya da fındık, fıstıkla dönüyorsak, gerçeklerle yüzleşmemiz lazım…
Konyaspor’un en sağlam yönü olarak duran savunmamızın da sorgulanabilir olduğunu gördük, hem Malatya, hem de Gaziantep maçında…
Duran her topun, özellikle kornerlerden gelen yüksek topların Konyaspor kalesinde tehdit anlamına geldiğini de…
Detaylara girmiyorum, ancak hem İsmail Kartal, hem de oyuncular önce kendileriyle yüzleşecek, sonra da değişecekler…
Tabi ki geçen sene yaşadıklarımızı yaşamak istemiyorsak…
Ki istemiyoruz…
Dolayısıyla Kravest, Musa Çağıran, Ömer Ali Şahiner, özellikle de Milosoviç gibi oyunculardan işler kötü gittiğinde oyunun akışını ve skoru değiştirmeleri beklenir…
Çünkü, bunun için varlar!
Taraftarlar,  Konyaspor’un geçmişteki hımbıl, al gülüm ver gülüm futbolunu değil, çabuk düşünen, çabuk oynayan, daha doğrusu ezilen değil, ezen bir futbol aklıyla mücadele etmesini istiyor…
Bunun için de özellikle yabancı oyuncuların çıtayı ve seviyeyi biraz daha yükseltmeleri gerekiyor…
Bu seviye yetmez.
xxx
Ve…
Bütün takımlar 5’er oyuncu değiştirme hakkını kullanırken, İsmail Hoca, bu hakkını neden kullanmadı?
“Vardır bir bildiği” diye geçiştiremem…
Kulübede Alper ve Eduok gibi hamle oyuncular varken üstelik!
Xxx
TAZİYE
Gaziantep’e hem maç, hem de taziye için gittim…
“Pekoz” namıyla mağrur, Konya futboluna önemli katkıları olmuş Mehmet Gül abimiz, bir yarısını bize bırakarak, bir yarımızı yanında götürerek, Nisan’ın 14’ünde hakka yürümüştü…
10-15 yıldır Gaziantep’te yaşıyordu…
Bu illet virüs, yani pandemi nedeniyle cenazesine katılamamış, Zahide ablaya ve çocuklara yüz yüze taziyede bulunamamıştım…
Hoş, Zahide ablayı yine göremedim, ama Hanefi’yle hasret giderdik…
Buna da şükürler olsun.
xxx
KADİR ÇOPUR
Süleyman Işıkçeviren’i bilirsiniz…
Bilmeyenler için de sadece şunu söyleyebilirim, Allah’ın çift yürek verdiği ve bu yüreğinin birini de sonuna kadar dostlarına açan, fakiri fukarayı gözeten, gönlü güzel bir kardeşimiz…
Ve onun sayesinde de kendisi gibi güzel bir adamı tanıdık Gaziantep’te…
Nesli tükenenlerden diyebileceğimiz “Kadir Çopur” diye biri…
Konyalı misafirlerine hem gönlünü, hem de sofrasını açan Gaziantepli bir iş’adam’ı…
Daha doğrusu Süleyman Işıkçeviren’in kaybetmeyi göze alamayacağı bir dost Kadir Çopur…
Yaşadığımız, daha doğrusu yaşam mücadelesi verdiğimiz bu dünyada sahip olduğumuz en büyük, en muhteşem, en kıymetli hakikattır dostluk…
Konyalı Süleyman Işıkçeviren ile Gaziantepli Kadir Çopur’un dostluğu da böyle bir şey…
Zor bulunanlardan…
Konya’dan gelen misafirlerini ağırlarken, biraz da ders verdi açıkçası…
Gaziantep’de  insanlığın, dostluğun, misafirperverliğin, misafire değer vermenin, misafire ikramda bulunmanın en güzel örneğini gösterdi bize sevgili Kadir Çopur kardeşimiz…
Allah Kadir kardeşimizden de, kendisiyle bizi tanıştıran Süleyman Işıkçeviren de Allah razı olsun…
İyi ki dost olmuşlar, iyi ki varlar…
Ne diyebilirim ki başka?