TSYD’de ki görevim nedeniyle sık sık İstanbul’a giderim…
Konya gibi olmazsa da, İstanbul’u bilirim…
İstanbul’da nereye neyle ve nasıl gidileceği konusunda tecrübe sahibiyim…
Bu metropol şehirde, en rahat ve en dakik ulaşım metrodur ya da metrobüstür…
Nüfus olarak dünyadaki birçok ülkeyi sollayan İstanbul’da insanlar metro, metrobüs veya tramvayı tercih ediyor…
Tabii ki deniz taşıtlarını da…
Ama, özellikle de metroları…
İstanbul’un altında başka bir İstanbul var…
Günlük hayat orada da devam ediyor…
Elbette, İstanbul dev bir metropol...
Dünyanın tanınan, bilinen, çok görülmek istenen, ülkemizin de en büyük şehri…
Eyvallah…
Ama, büyüklerimizin, “gez dünyayı, gör Konya’yı” öz deyişini de unutmamak lazım…
Konya’da burun kıvırılacak, dudak bükülecek bir şehir değil…
Dolayısıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın İstanbul’da arka arkaya açtığı metro projelerine bakınca, niye Konya’da yapılması planlanan metro meselesi bir türlü çözülmüyor? Sorusu geliyor insanın aklına!
Bu metro iş sadece Belediye’nin ya da Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın meselesi değil…
Önce bunu belirtelim…
Bu iş Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın işi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul Belediye Başkanlığından, Başbakanlığına, dahası Cumhurbaşkanlığına kadar hiçbir zaman mahcup etmeyen Konya’nın, dolayısıyla da Konyalının metro meselesi çözülmeli…
Bakanlık İstanbul’u es geçemez…
Eyvallah…
Ama Konya’yı da görmezden gelmemeli…
Unutulmamalı ki, Konya bugünkü siyasal iktidarın ülkede sahip olduğu nadir büyükşehir belediyelerinden ve büyük şehirlerden biri…
Kaldı ki, Konya üretime, istihdama, ihracata yaptığı katkı anlamında da İstanbul’un çok gerisinde kalmış bir şehir değil…
Bunu da unutmamak lazım…
Ve unutulmaması gereken bir başka husus ise, bu şehrin çalışkan, şehri için mesai mefhumu tanımayan bir Belediye Başkanı ve ekibi var…
Metro konusunu sorduk Uğur Başkana…
Detaylarını yazmayacağım, ama sadece şunu söyleyebilirim, sıkıntılı ve bu sorunun bir an önce çözülmesinden ve kazmanın vurulmasından yana…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Konya’nın en doğal hakkı olan bu isteği çok görmemeli.
xxx
Pazartesi günü TSYD Konya Şube Başkanı Murat Dönmez ile Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’ı ziyaret ettik ve kendisine sürpriz yaptık…
Bu ziyareti yarın ki yazımda anlatacağım…
Başkan Uğur İbrahim Altay, Salı günü basın mensupları ile şehirdeki yeni yatırımlarla alakalı incelemelerde bulunacağını ifade ederek, bizi de davet etti…
Davete icabet etmenin ne anlama geldiğini bildiğimiz için, 4-5 saat sevgili Başkan ve ekibi ile birlikte olduk.
xxx
Uzun zamandır Konya’yı bu kadar arşınlamamıştım…
Konyamız gelişiyor, genişliyor, güzelleşiyor…
Yani 3G…
Abdülhamid Han Caddesi, Akyokuş Kasrı, Fidanlık derken, son durak Millet Bahçesi oldu…
Yeni yollar, yeni caddeler, yeni yerleşim yerleri, yukarıda da belirttiğim gibi, Konya gerçekten genişliyor ve gelişiyor…
Tabii ki yeniliklerle de güzelleşiyor…
Eksikler de hızla gideriliyor ve bu anlamda da büyük çabalar sarfediliyor…
Başkan Uğur İbrahim Altay, iyi iş çıkarıyor…
Süslü püslü, cicili biçili laflar etmek yerine, sadece şunu söyleyebilirim; marifetli bir adam ve iltifatı hak ediyor…
Anasının ak sütü gibi helal olsun…
Ben Konyalının yerinde olsam, Uğur Başkanı uzun yıllar Konya’da tutar, Ankara’nın kalabalığında kaybettirmem…
Ankara’ya gidenlerin durumu ortadayken.
xxx
Gelelim Millet bahçesine…
Yani eski top sahasına…
4 yaşımda girdim o ana kapıdan içeriye…
Top sahası yıkılıncaya kadar da o kapıdan girdim, o kapıdan çıktım ve en son Salı günü giriş-çıkış yaptım…
Boru değil, rakamla 60, yazıyla altmış senem top sahasında geçti…
Yıkılmaması için, kendimce mücadele ettim, ‘yıkılırsa da yenisi yerinde yapılsın” diye kamuoyu oluşturmaya çalıştım…
Maalesef kilomuz yetmedi!
Tabii ki bu eski top sahasında ne şampiyonluklar, ne kavgalar, ne gürültüler, ne sevinçler, ne üzüntüler yaşadık…
Bizim evimizdi…
Bizim vatanımızdı…
Orada sadece yaşamadık, orayı içimizde de yaşattık…
Neyse…
Evet…
Ancak, eski top sahasının dönüşümünü, yani yeni halini görünce ve biraz da gezince, anladım ki, boşuna üzülmüşüm ya da üzülmüşüz…
Kimilerinin “bu kadar büyük camiye ne gerek vardı” itirazına karşılık, Ulu Camiinin da bir Kapı Camii, bir Selimiye Camii, bir Alaaddin Camii, bir Aziziye Camii gibi yüzyıllarca bu şehirle birlikte yaşayacağına ve tarihe geçeceğine inanıyorum…
Şehrin en merkezi yarında, inanılmayacak güzel bir eser Konyalının emrine amade…
İnsanların rahat nefes alabileceği, dinlenebileceği, misafirlerini götürebileceği şahane bir yer olmuş Millet Bahçesi…
Emeği geçen herkese selam olsun.
xxx
Farkındayım…
Biraz uzattım…
Şunu da söylemeden geçersem, darlanırım…
Bu yıl seçim yılı…
24’te de yerel seçimler yapılacak…
Konya’nın yatırıma, yatırımın yapılması için de desteğe ihtiyacı var…
Konya ve Konyalı, nemelazımcılığı bırakıp, tarihinin en başarılı Bakanı Murat Kurum ile en çalışkan Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı bulmuşken, biraz gürültü çıkarıp, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dikkatini çekemez mi?
Ne dersiniz?
NOT: Yarın ki yazımda Konyaspor-İlhan Palut yol ayırımını, Kayacık tesislerinde yaşananları, Erman Toroğlu’nun gözleri ile değil, kulakları ile yazdığını paylaşacağım…
Allah emanetini almazsa tabii ki.
YORUMLAR