Eskişehir ve Balıkesirspor galibiyetlerini taçlandırmak, yeni oyuncularla kazanarak, galibiyet serisini sürdürmek, moral ve özgüven elde edebilmek için Sivaslılar bulunmaz bir nimetti...
Aykut Kocaman mı, Sergen Yalçın mı? Sorularının cevaplanmasın da cabası olacaktı üstelik...
Sanki sorunun cevabı alındı...
1-0'dan sonra çoğunluk “keşke” dediyse bunu da gözardı etmemek ve saygı duymak lazım...
Bana sorarsanız, benim futbol aklım, “keşke” diyen çoğunlukla aynı doğrultuda değil...
Tercih yapmam istenirse, hem futbol aklımızın uyuşmamasına, hem de egosu yüksek oyuncuları yönetebilme kabiliyeti olmamasına rağmen milyon kere “Aykut Kocaman” derim...
Teknik adamlığı tartışılabilir, adamlığı değil...
Futbolcuya bakışı tartışılabilir, futbola değil...
Bütün artılarına ve eksilerine rağmen, vazgeçilmez olan Aykut Kocaman ya da Ahmet Şan ve yönetimi değil, Konyaspor'dur...
Şunu da atlamamak lazım; Konyaspor'un geleceğini tayin etme pozisyonunda bulunan birilerinin yaptıkları yanlışlara sessiz kalınmıyorsa, o yükselen seslere sitem edilebilecek ya da söylenebilecek sözde kalmıyor geride...
Taraftarlara hak vermekle beraber, sabırlı olmanın da altını çizmekte yarar var...
xxx
Maçın geneline bakıldığı zaman, hakkını yemeyelim takımın...
Konyaspor bu mücadelesiyle yenilgiyi hak etti mi?
Bence hayır...
Maalesef futbolda iyi oynayan, topa daha çok sahip olan kazanmıyor...
Zaten tribüne gelenler de, iyi oyuna değil, iyi sonuca bakıyor...
Takımın çok pas yapması, çok iyi oynaması, çok pozisyona girmesi kimsenin umurunda değil...
Bu sadece bizim takım için değil, Türkiye'de bulunan bütün yarışmacı takımlar için de geçerli...
Skor var huzur var...
Skor yok huzur yok...
Gerisi tefarruat...
Anlayacağınız Aykut Kocaman'ın pasa dayalı oyun anlayışının çok alıcısı olmadı bu ülkede, bundan sonra da olmayacak...
Aykut Hoca ve benzer futbol akılları, idealistlikten taviz vermeyip, yanlarına Sanço Panço'ları da alarak şövalyeliğe soyunan Don Kişot gibiler..
Yel değirmenlerine saldırıyorlar...
Bırakacaklar üst üste 10-15 pası...
Rakip kaleye en hızlı ve en kestirmeden nasıl gidilir, nasıl sonuç alınır, ona yoracaklar kafalarını...
Sanal alemdeki futbolla, sahadaki futbolun aynı şey olmadığının farkına varılmalı...
Final pasını iyi kullanan ile final vuruşunu iyi yapan finali de puanı da alıp götürüyor...
Sivasspor'un yaptığı gibi...
Torku Konyaspor için 6 puanlık final maçıydı...
Sivas'ın 20, Torku Konyaspor'un 23 puanı vardı...
Sivaslılar kazanarak 6 puana çıkabilecek makası sıfıra düşürdükleri gibi, üstelik 10. sıraya yerleştiler...
Puan cetvelinde Torku Konyaspor'un bir üstüne çıktılar...
xxx
Evet...
Torku Konyaspor'un bu performansı, üst sıralar için yeter mi?
Yetmez!
Ancak bir alt lige gitmeme ile üstlere tutunma adayı yapar Torku Konyaspor'u...
Hiçbir mazereti dikkate almadan ve zaman geçirmeden silkinmeli, yöneticiler, teknik adamlar ve oyuncular...
Daha önce de yazdım, artık sadece sabıra ve zamana ihtiyacı yok bu takımın...
Aykut Kocaman'a, yönetime, oyunculara, yeni transferlere ve özellikle de transferin son gününde alınan kalecinin ve oyuncuların katacağı katkılara da...
Toplam kalitesi, bireysel becerilerin katkısı oranında yukarılara tırmanacak, tribünlere seyirci çekecek veseyircisiyle barışacak bu takım...