Yani sahadakilerdir...
Oyuncunun özelliği, yeteneği ve sisteme uygunluğudur, teknik patronun futbol aklındaki yeri...
Bu nedenle doğru olan, eldeki oyuncuların potansiyellerine göre bir oyun düzeni belirlemektir, ona göre bir planı yapmak ve bu planının geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi için kafa yormaktır...
Aykut Kocaman'ın geçen sezon ve bu sezonun yarısındaki başarısının altında yatan gerçek, eldeki malzemeyi en iyi şekilde kullanmasıdır...
Kocaman'ın kafasındaki oyun, mevcut oyuncu yapısı, kendisinin futbol aklına uygun olmasıdır...
Kocaman istiyor ki; top bende kalsın...
Kalıyor mu?
Kalıyor...
Çünkü, elindeki oyuncular pas oyununa uygun ve kendilerinden istediklerini alabiliyor...
Kocaman istiyor ki; oyunu domine eden taraf benim takımım olsun...
Zaman zaman ıskalansa da bu istedikleri oluyor mu?
Oluyor...
Bunun olmasının en önemli sebebi ise oyuncu kadrosu ve toplam kaliteden başka birşey değil...
Kocaman'ın sürekli savunduğu da bu değil mi?
Oyuncularından memnun olduğunu hissetmesi ve hissettirmesi...
Ve sürekli bunun mesajını vermesi...
Bu anlamda Kocaman hiçbir zaman yanılgıya düşmedi, çünkü Fenerbahçe'nin başındayken de kendince doğru olan bu anlayışını ya da futbol aklını takıma yansıttı...
Bir başka deyişle, rasyonel bir bakış ortaya koydu...
Kimsenin buna itirazı olmaz...
Olmuyor da zaten...
'Takım iyi oynamıyor' diye eleştirilse de, Kocaman bundan rahatsız değil...
Tabi ki büyük bir kesim de...
Tabela iyi gittiği müddetçe sorun yok...
Atiker Konyaspor'un geçen sezonu 66 puanda tamamlamasının ve Avrupa'ya gitmesinin temel nedeni, Aykut Kocaman'ın eldeki malzemeyi en iyi şekilde kullanmasından başka birşey değil...
Atiker Konyaspor'u sevenler, meseleyi doğru okur, doğru görür ve o doğrultuda hem yönetime, hem Kocaman'a, hem de oyunculara destek verirlerse, bu takım geçen sezonki başarısının altında kalmaz.
xxx
YÖNETİM ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR
Atiker Konyaspor'daki sportif başarıyı tamamen teknik ekip ve oyuncuların üzerinden gösterirsek, Ahmet Şan başta olmak üzere yönetime, taraftara ve stad ve ambiyansına haksızlık etmiş oluruz...
Niye mi?
Çünkü, yönetenlerin de bu futbol aklının bir tarafında olması, daha doğrusu başarıya giden yolu tıkamamalarıdır...
Aykut Kocaman'da bunun altını çizmiş zaten...
"Mesleki anlamda son derece doğru ve güzel bir çalışma ortamı var. Geldiğimiz gün gibi değil. Bu konuda hem Konya halkına, sporu seven, Konyaspor'u seven, futbolu seven, sadece sahaya gelerek takımın yanında olan değil, aynı zamanda medyadan Konyaspor'u bir şekilde izleyen ve kalbi Konya şehri ve Konyaspor ile atan Konya halkına bu anlamda müteşekkirim. Aynı zamanda o halkın içinden çıkan, geldiğimizde her ne kadar da birbirimizi tanıdığımızı düşünsekte başkan ve diğer yönetici arkadaşlar içinde söylüyorum bunu. Sıkıntılı bir evre. Bu sıkıntılı evreyi geçerken de bir takım sıkıntılı kararlar veriliyor. Bunun sonuçlarını alırken de sıkıntılı süreçler geçiyor. Bu dönemde birbirimizi anlama konusunda zaman zaman sıkıntılar çeksekte özellikle son dönemde takımla ilgili alınan kararlarda ve tasarruflarda bize fazlasıyla yardımcı olan yönetim kurulununda bu anlamda hakkını teslim etmek lazım. Dolayısıyla bizim sadece mesleki anlamda burada birşeyleri yapma gayretimiz bir yere kadardı. Özellikle bir kez daha söylüyorum. Konyaspor ile ilgili Konya halkının ve aynı zamanda içlerinden çıkan yöneticilerin bu anlamda bize yardımları olmasa bu halde olumlu anlamda bahsetme şansına sahip olamayabilirdik. Hakkını teslim etmek gerekiyor."
Benim daha önce ifade ettiğim düşünceleri ifade etmiş Aykut Kocaman...
Yönetim, taraftar, muhteşem stad, her ne kadar dillendirmese de yerel basın, Aykut Kocaman'ın işini kolaylaştırmış ve hem Atiker Konyaspor'un, hem de kendisinin başarılı olmasında en büyük faktör olmuşlardır...
Aykut Hocanın kendisinin de belirttiği gibi, Konya'nın topyekün kendisine verdiği destek ile başarı yakalanmıştır...
Bunu gözardı etmediği için de helal olsun...
Ve en önemli cümlesi ise yönetimle ilgili kurduğu cümle...
Yani, yönetimin yanında olduğunu söylemesi...
Bunu son derece önemsiyorum...
Çünkü, kulübü yönetenler ile takımı yönetenler birbirleri ile aynı duygu ve hedef birlikteliğinde el ele, gönül gönüle vermişler ise yönettikleri kulübün ya da takımın başarısız olma gibi bir şansı yok...
Aykut Kocaman'ın satır aralarındaki en güzel sözleri de bunlar...
Evet...
Ahmet Şan başkanlığındaki bu yönetimin, kulübün ve futbol takımının başarılı olma noktasındaki çabalarını gözardı etmemek lazım...
Aykut Hoca da etmemiş zaten...
Yiğidin hakkını yiğide vermiş...
Nereden bakarsanız bakın güzel bir fotoğraf var ortada...
Ahmet Şan'ın akılcı çabalar içinde olması ve borcu sıfırlama gayretleri de takdir edilecek işler arasında...
Öncelik bu olmalı...
Borcu sıfırlamalı Başkan Ahmet Şan...
Eğer yarınlara güven içinde bakabilmek istiyorsa bu kulüp, daha önceki yanlışları yapma gafleti içine düşmemeli...
Sürekli geçmişten gelen borç yükünden şikayet edilen bir ortamda, yeni bir borç yükünün altına girmek ya da borç riskine girmek, özellikle Atiker Konyaspor gibi Anadolu kulüplerinde çok da doğru durmaz...
Kulübün borcu sıfırlaması ve yeniden bir borç yükünün altına girmemesi için Aykut Kocaman, Ahmet Şan ve yönetimi için büyük bir şans...
Bu ülkede bazı teknik adamlar, hem kolaycılık hem de kendi kariyerleri açısından doyumsuz olabiliyorlar transfer dönemlerinde...
Özellikle de ara transferlerde...
Aykut Kocaman ise bunların tam tersi...
Anladığım kadarıyla doğru yolda ilerleyen Atiker Konyaspor'u, yanlış bir yola sürüklemekten kaçınıyor...
Hem de kendi kariyerini riske atarak...
Başkan ve arkadaşları, Aykut Kocaman'ın bu duruşunu fırsata çevirmeli ve kulübün borcunu sıfırlamalılar...
Ahmet Şan, kulübü daha da büyütebilir...
Kulübünü büyüten başkan olarak tarihe geçebilir...
Hoş, geçtiğimiz günlerde yaptığı basın toplantısında, "Kısmet olursa eğer bu sezonu sportif olarak 4.veya 5.olarak tamamlarsak borcumuzu sıfırlamış olacağız. Herhangi bir kimseye borcumuz kalmayacak. İnşallah Konyaspor olarak yapacağımız birkaç projeninde hayata geçirilmesiyle birlikte bir daha böyle bir durumda kalmayan bir kulüp haline geleceğiz" diyerek hayallerini süsleyen bu düşüncesini kamuoyuyla paylaşmış...
Hayata geçirirse bu düşüncesini, yukarıda belirttiğim gibi, kulübünü büyüten başkan olarak tarihe geçer...
Dolayısıyla "Aykut Kocaman bir fırsat" demem ondan.