“Zaman zaman takımlarda inişler olabilir ancak gerçekten maç 2 saatte sürse, skoru çevirebilecek hiçbir şekilde gücümüz görünmüyordu. Son derece düşük gözüktük. Mağlubiyetler üzüntü verici ancak böyle bir mağlubiyet çok daha büyük sıkıntı verici. Özellikle ikinci yarıdaki görüntümüz, ilerleyen maçlar için çok iç açıcı değildi. Bizim için çok büyük bir hayal kırıklığı oldu” demekten başka...
Yüzde 80 bulunduğu lige veda etmiş Gaziantep takımına teslim olduktan sonra...
Hem de kendi çöplüğünde...
2-1 geriye düştükten sonra, ideal 11'e dönen bir teknik adam dünyanın her yerinde eleştirilir...
Ömer Ali ve Rangelov hamlesini yapıp, maçı çevirmek istese de...
Böyle oyuncuları kulübede tutmanın manasız olduğunu da bir kez daha böylece görmüş oldu Aykut Kocaman...
Topu önde tutma isteğine sahip takımların ya da teknik adamların tercih edebileceği bir uç santrafordur Rangelov...
Takımda muadilsizken, yani alternatifsizken, onu ilk 11'de görmemek şaşırtıcıydı...
Tabi ki Ömer Ali Şahiner'i de...
xxx
İzahı zor bir yenilgi...
Takımda fiziksel bir sıkıntının olduğu, gün gibi ortada...
Toplu bir zihinsel yorgunlukta olabilir...
Belki de bir özgüven kaybı...
Kimbilir...
İkna edici başka bir izahı yok bu kötü oyunun...
Bu yenilgi, kötü oynamanın ve ideal 11'in sahaya sürülememesinden kaynaklı bir mağlubiyet...
Biraz da rakibi küçümsemek...
Başka bir şey değil...
Şu da var; bir hata diye geçiştirilecek basit bir yenilgi de değil...
Çünkü, kupa ve lig devam ediyor...
Bu ruh hali ile tünelin ucunu görmek o kadar kolay olmaz...
Açık açık dillendirilmemiş ama, Atiker Konyaspor'u, taraftarları ve koskoca bir şehiri küçük düşürecek sonuçlar ile karşı karşıya bırakmak, ne Aykut Kocaman'ın, ne de oyuncuların haddine olmamalı...
42'yi göremedi Atiker Konyaspor...
Hem de ligde hiçbir umudu kalmamış Gaziantepspor'e “hezimet” denilebilecek 2-1'lik bir skorla yenilerek...
xxx
MAÇI VERDİ MESELESİ
Sokakta ve “Sosyal Medya”daki “Konyaspor, Gaziantep'e yattı” kepazeliklerine de diyecek bir çift sözüm olacak elbette...
Eveleyip gevelemeden yazayım...
Bu konuda yüreğim rahat...
Futbolun doğasının bir parçasıdır, kazanmak ya da kaybetmek...
Ve her yenilgi, ders alındığı zaman bir işe yarar...
Mağlup olmak, dünyanın sonu ya da “namussuzluk” ve “şerefsizlik” değildir...
Bu ruh hali ve münafıkça düşüncelerdir, kişileri ve kulüpleri küçük düşüren...
Aynen “Sosyal Medya”da yazanlarla, o yazılanlara yorumları ile katılarak çanak tutanlar gibi!
Kötü tercih ve kötü oyundan dolayı mağlup olma eleştirisi anlaşılabilir bir tercih...
Eyvallah...
Ama bunun izahı veya açıklaması “maç satıldı” şekliyle olmamalı...
Hem kulübü, hem teknik ekibi, hem de oyuncuları itibarsızlaştırarak da yapılmamalı....
Hem de asla ve kat'a böyle çirkinliğin içerisine girilmemeli...
Son derece kötü ve münafıkça bir düşünce çocuklarının boğazından “haram lokma” geçirme ve “kul hakkı yeme”den başka bir şey değildir...
Ve...
Ayrıca Konyalıya da yakışmıyor...
Nokta.
xxx
Uzatmayacağım...
Futbol adına hiç bir değer üretemeyen ve futbol tabiriyle, sahada tel tel dökülen Aykut Kocaman ve öğrencilerine karşı, oyunun sadece ikinci yarısını değil, tamamını elinde tutan Gaziantep takımının hakkıydı bu 2-1'lik galibiyet.