Bizim Mazlum Hoca, “yeni yazını merakla bekliyorum” dedi…
Neyi kastettiğini biliyorum…
Eski memuruz!
Ama, Hocanın merakını celbeden yazımı bir sonraya bırakayım mı, bırakmayayım mı, arasında gidip-gelirken, gazetecilik iç güdüsü daha ağır bastı ve oturdum bilgisayar başına.
Mazlum Hoca, iyi bir Konyaspor’lu ve Konyaspor’dan zerre kadar çıkarı olmayan bir kardeşimiz…
O da, benim gibi, Fatih Özgökçen’in ve CEO’nun Konyaspor’a zarar verdiğine inananlardan…
Haklı mı?
Bağdat’tan Basra’ya kadar...
Çünkü, bu ikili çok “ah” aldı…
Şu da var; CEO müsveddesinin Konyaspor’a değil, ama Fatih Özgökçen’e yüzde yüz faydası oldu!.
Nasıl mı?
İstanbul medyası ile değil, ama daha önce çalıştığı kurumdaki 3-5 arkadaşı ile yemekli toplantılar ayarlayarak, Fatih Özgekçen’in tanınmasına katkısı oldu…
Bu hizmetini de inkar etmemek lazım!
Tabi ki, bu yemeklerin, hediyelerin, formaların parası büyük ihtimalle Konyaspor’un kasasından çıktı…
Şayet bu paralar Fatih Özgökçen’in cebinden çıkmışsa ve faturaları da ibra ederlerse, kendilerinden özür dilerim…
Ama sanmıyorum…
Çünkü, başkanın cebi sırtında.
xxx
Gelelim Konyaspor’a…
Konyaspor’un geldiği son nokta malum…
Hem yönetimsel anlamda, hem de ekonomik anlamda yerlerde sürünüyor!
Ama, kulüp başkanı beyefendi, son derece kibirli ve burnundan kıl aldırmayan bir tavırla ve günlük başarılarla koltuğunu korumaya çalışıyor…
Adamın tek amacı; muktedir kalmak ve gücü kaybetmemek…
Bununla ilgili güzel bir Rus fıkrası var; “Bir gün Brejnev'in içinde bulunduğu tren aniden durur.
Brejnev, “Ne oldu yoldaşlar” diye sorar.
Yanındakiler, “Raylar bitti!” der.
Bunun üzerine Brejnev, “Hemen birileri aşağıya inip treni sallasın da yolcular yola devam ettiğimizi sansınlar!” der.
Fatih Özgökçen’in durumu da aynen böyle…
Bizleri değil, ama kendisine yakın olan yazarları ve çizerleri ile “Konyaspor uçuyor, kaçıyor” diye masum taraftarları kandırıyor!
Bu gazeteci, televizyoncu, şakşakçı kim varsa, bırakın Konyaspor’u, amatör kulüpte bile başkanlık yapamayacak bir adamı sürekli pohpohlayarak, hem Fatih Özgökçen’e, hem Konyaspor’a hem de Konya’ya zarar veriyorlar…
Zarar verdiklerinin de farkındalar, ama kimisi trajını, kimisi reytingini, kimisi de kendi egosunu düşünerek yalamayı sürdürüyor!
Evet, Özgökçen iyi avukat olabilir, iyi danışman olabilir, iyi siyasetçi de olabilir…
Eyvallah…
Peki, iyi bir spor kulüp yöneticisi olur mu?
Bana göre olmaz…
Olmadı da zaten.
xxx
İlhan Palut gibi başarılı bir teknik adam, başkanın ya da CEO’nun kendi kişisel egoları nedeniyle kulüpten gönderilmişse, pilot takım 1922 Konyaspor bir önceki sezon ikinci ligden düşmüş gıkı çıkmamışsa, aynı 1922 Konyaspor bu sezon son dakikalarda bir alt kümeye düşmekten yaka-paça kurtulmuşsa, hem futbolcular, hem basketbolcular paralarını alamadıkları için bildiri yayınlamışlarsa, bin bir emekle ve Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın kişisel gayretleri sonucunda süper lige çıkan basketbol takımı tekrar bir alt kümeye düşmüşse, bunun sorumlusu elbette ben değilim…
Ya da kendisine destek veren dönemin Bakanı Murat Kurum veya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da değil…
Öyle değil mi başkan efendi?
xxx
Elbette dahaları da var…
Fatih Özgökçen’in en büyük yanlış icraatlarından birisi de bu FETÖ sevici CEO oldu…
Bu CEO, sadece Konyaspor’a değil, Fatih Özgökçen’e, dolayısıyla Ak Partiye de zarar verdi…
Ak Parti, Konya’da 10 milletvekilinin altına düşmüşse, bunun en büyük müsebbibi Fatih Özgökçen ve CEO’nun yanlış tutumları, tribünleri ayrıştırmaları, taraftarlar arasına nifak tohumları ekmeleridir!
CEO ile yazılacak o kadar çok şey var ki, ama en güzelini kendisiyle hiç karşılaşmadığım, selamlaşmadığım Nihat Nadas isimli arkadaş yazmış…
Nadas, CEO’nun veda tweetinin altına, “Kulüpte işler iyi gitmiyor. Ben yavaştan topuk” diye cevap vermiş…
Ve eklemiş, “Konyaspor taraftarını sosyal medyada en fazla engelleyen kişi olarak anılacaksınız” diyerek son noktayı koymuş…
Doğru söze ne denilebilir?
Başkan ve CEO konusunu özetlersem; ikisi de kerameti kendinden menkul sanan, ikisi de kendi nefislerinin emrine amade olmuş kişiler…
Biri gitti…
Diğeri mi?
Televizyonlarda var ya “Az Sonra” diye bir şey…
İşte öyle.
xxx
Başkaları gibi, “ben yazmıştım, ben demiştim” gibi “ucuz böbürlenme” işleri benim fıtratımda yok, ama Perşembe’nin geleceğini Çarşamba’dan görmüştüm…
Fatih Özgökçen doğru yola yanlış adamlarla çıktı, yolda buldukları da balon çıkınca, ortada ne yol kaldı, ne adam!
Daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim, “Konyaspor’u kötü günler bekliyor” diye…
Bundan sonra ne mi olur?
Konyaspor’un borcunun 600 milyon civarında olduğu söyleniyor…
Bilemiyorum…
Emekçi garibanların maaşları verilemediği için, bazı çalışanların işten çıkarıldığı dolanıyor sosyal medyada…
Eğer bu gerçek ise Konyaspor kulübü batıktır…
Elbette bunun baş sorumlusu da Fatih Özgekçen’in kendisidir…
Lafın kısası; Konyaspor’un geleceği ipotek altında.
YORUMLAR