Öncelikle şunun bilinmesinde yarar var; bu yazı duygular ile değil mantıkla yazılmış bir yazı…
Dahası, Konya ve Konyaspor sevdalısı yiğit bir adama hakkını teslim etme adına yazılmış bir yazı…
Dolayısıyla kafası basmayanlar, dudak büker, gerdan kırarlarsa da, bu onların şanındandır!
Ne diyebilirim ki?
xxx
HİLMİ KULLUK VE AİLESİ
Kim ne derse desin, Konyaspor 100 yılın başkanını buldu, ama çabuk kaybetti…
Lamı cimi yok…
Eveleyip gevelemekte yok…
Doğruya doğru…
Kimse alınmasın ama, Hilmi Kulluk Konyaspor tarihine adını “altın harfler”le yazdırdı…
Beğenirsiniz beğenmezsiniz, her fırsatta varlık nedeni olarak Konya’yı gösteren, Konyalılığını saklamadan ve gizlemeden öne çıkaran, Konyaspor bayrağını daha yükseklere taşıma adına ve en önemlisi de Konyaspor üzerinden para kazanmayı, apolet takmayı ve statü kazanmayı hedefleyenlere “kenardan kenardan yaylanın” diyebilecek bir yürekliliği göstererek, ateşten gömleği giydi…
Görevde kaldığı zaman içerisinde, yani 3 sezonda Konyaspor’un yerlerde sürünen imajını, misyonu ve vizyonunu, tekrar ayaklandırdı, koşturdu…
Bunu kimse inkar edemez, edeni de Allah çarpar…
Hilmi Kulluk’tan önceki döneme bir göz atarsanız, meramımı anlarsınız!
Burada sadece Hilmi Kulluk değil, Kulluk ailesi de elini taşın altına koydu…
Cümbür cemaat sorumluluk aldılar…
Mümtaz Kulluk, oğlu Serkan Kulluk, Hilmi Kulluk ve eşi Eray Hanım, oğulları Yılmaz Kulluk ve bütün aile, deyim yerindeyse seferber oldular…
Neler yaşadıklarını ucundan kıyısından biliyorum…
Zemzem kuyusuna işeyen, Konyaspor’u değil, kendilerini parlatmak isteyen, dahası kanı on para etmeyen, üç kuruşluk “it”lerin bel altı vuruşlarına ve sosyal medya marifetiyle yapılan çirkin saldırılara rağmen, incindiler, ama yine de Konyaspor’a hizmetten geri durmadılar…
Yani…
Yanisi şu; Kulluk ailesi ellerini taşın altına sokarak bu şehre olan aidiyetlerini göstermiş oldular…
Gerisi mi?
Lafügüzaf.
xxx
Marifetli bir adamın iltifatlandırılması gerekir miydi?
Gerekirdi…
100 yılın başkanı, 100. Yılında Konyaspor’un başında olmalı mıydı?
Olmalıydı…
Hak etmişti çünkü…
Ama, burası Konya!
Vefa yok burada…
Hilmi Kulluk ve ailesi bunu bilmiyorlar mıydı?
Bilmez olurlar mı…
Dedim ya, Konya’ya hizmet genetik Kulluk ailesinde…
Babadan oğula…
Allah, böyle bir onuru, böyle bir şerefi her aileye verip zayi etmiyor!
Anlayan anlamıştır ne demek istediğimi.
xxx
Hilmi Kulluk ve üç dönem beraber olduğu insanların (bazıları hariç) Konyaspor’a neler verdiklerini, neler yaptıklarını burada tek tek yazmaya kalkarsak, Bağdat’tan Basra’ya yol olur…
Hilmi Kulluk, hem basın toplantısında, hem de genel kurulda, harf harf, kelime kelime, cümle cümle, cümle aleme anlattı…
Adam olanlar anladı, madam olanlar anlasa da olur, anlamasa da olur…
Özetlersem, Hilmi Kulluk gemiyi limana sağ salim yanaştırdı, hem mürettebatın, hem de yolcuların güvenli bir şekilde karaya ayak basmalarını sağladı.
xxx
EKREM COŞKUN
Yatağına bile yeşil beyaz pijamasıyla giren, Konyaspor’u iliklerine kadar hisseden Ekrem Coşkun gibi bir insan “benim gibi adamı futboldan tiksindirdiler” diyorsa, bu iş iyiye gitmiyor demektir… Konyaspor için “bal veren arı”yı ya da tabir kaba olacak, ama gerçek bu “sağmal”ı, yani sürekli veren bir adamı küstürmek, nasıl bir “cibilliyetsiz”lik anlamak mümkün değil…
Ekrem Coşkun gibi bir adamın Konyasporluluğu tartışılıyorsa bu şehirde, mevcut yöneticilerin vay haline!
“Türkiye’de en zor iş nedir?” diye sorsalar bana, hiç tereddütsüz “Futbol kulüplerinde Başkanlık veya yöneticilik” derim…
Gerçekten çok zor bir iş…
Ancak, Ekrem Coşkun gibi, iletişime açık, topu tüfeği bilen, ikili ilişkileri üst düzeyde olan ve ikna yeteneği olan bir insandan her türlü yararlanmak lazım…
Hilmi Başkan olsun, Ekrem Coşkun olsun, Konyaspor’un ve yeni yönetimin başarılı olması noktasında rehberlik ederler…
Bundan kuşku duyulmasın…
Bu işin kompleksi de olmaz…
Tıkandığınızda ya da yorulduğunuzda feneri gözünüze değil, önünüze tutacaklardır…
Bundan emin olabilirsiniz…
Hilmi Kulluk’da, Ekrem Coşkun’da, öncekiler gibi fesatçılıktan, fitnecilikten beslenecek insanlar değil...
Şunu söylemeye çalışıyorum; Konyaspor gibi kulüplerde yönetim başarısının kıymeti sonradan anlaşılıyor…
Kulübü bir yere getirmişler, ilişkileri oturtmuşlar, oyuncuları tanıyorlar, kulübün yapısını biliyorlar ve bir şeyleri daha iyi yapabileceklerini fark ediyorlar, ama öyle şeyler oluyor ki ayrılmak zorunda kalıyorlar…
Keşke devam etselerdi…
Ama, bazı şeyler istenildiği gibi olmuyor.
xxx
YENİ BAŞKAN VE YÖNETİM
Öncelikle tebrik ediyorum…
Başkan Fatih Özgökçen başta olmak üzere, bütün yönetimi kutluyorum…
İşleri kolay değil…
Şu da bir gerçek ki, enkaz devralmadılar…
Buna da kimsenin itirazı olmaz…
Dahası, Türkiye’nin en saygın, en itibarlı ve en kurumsal kulüplerinden birisinin adıdır Konyaspor…
Teknik adamların ve futbolcuların Konyaspor’u tercih sebeplerinden en önemlisi kulüp yapısıdır…
Bunun adı tesisleşmedir, bunun adı stattır, bunun adı ekonomidir, bunun adı şehrin futbol oynamak için elverişli olmasıdır…
Konya ve Konyaspor buna müsaittir…
Yönetim, topçunun akitlerini yerine getirdiği sürece sıkıntı yaşamaz…
Şimdi sosyal medyada yeni yönetimi eleştiriyorlar…
Bismillah be kardeşim…
Bu kadar aceleniz nedir?
İşi bilen bir tek yönetici yokmuş!
Kulüpleri işi bilenler değil, para yönetiyor…
Futbolu icat eden ol, futbolun kitabını yazan ol, futbolun piri ol, paran yoksa, bilmem nerenle kuş tutsan da olmaz…
İşi bilen değil, parayı bulan ve o parayı iyi yöneten, futbolcunun akitlerini gününde yerine getiren başkan ya da yönetim, bana göre en iyi başkandır, en iyi yönetimdir…
Gerisi tırışkadan namelerdir…
Buradan Fatih Başkanı uyarmak istiyorum; sakın ola ki 100. Yıl nedeniyle büyük büyük vaatlerde bulunup, çıtayı ve beklentileri yükseltmeyin…
100. yıl da olsa, 500. yıl da olsa, Konyaspor kulübü süper ligde bulunduğu sürece başarılıdır, kıymetlidir…
Sıralama hiç, ama hiç önemli değil…
Şartlar müsait olursa, elbette Avrupa hedefi, şampiyonluk hedefi olmalıdır, ancak gün, o gün değil.
YORUMLAR