Hafta içinde sosyal medyada Recep Uçar’ın Galatasaray maçıyla alakalı bazı açıklamaları dikkatimi çekmişti…
Hem de çok iddialı açıklamalar…
“Galatasaray’ı yeneceğiz” demiş…
Recep Uçar gerçekten böyle bir cümle kurmuşsa, Konyaspor yönetimi hiç vakit geçirmeden Hocayla yollarını ayırsın!
Şunun da altını çizmekte yarar var; Recep Uçar, bu anlamda uçmamıştır…
Hiçbir teknik adam, özellikle Galatasaray gibi bir takımı kesin bir dille “yeneceğiz” demez…
Bırakın bir teknik adamı, Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında yaşayan Pigmelerin reisi bile böyle iddialı bir cümle kurmaz ya da yüksekten uçmaz…
Recep Uçar, “Galatasaray deplasmanına iyi bir sonuç almak için gideceğiz” demiş…
Ben de aynısını söylerdim…
Aklını peynir ekmekle yemeyen her insan gibi...
Bazı sözleri saptırmamak lazım, amacından uzaklaştırmamak lazım…
Recep Uçar’ı tanımam, hayatımda bir kez olsun yüz yüze gelmedim, telefonda da konuşmadım…
Adamı savunmak gibi bir çabam yok, sadece “yargısız infaz”ın insani olmadığının altını çizmek istedim.
xxx
Hatayspor’a puan kaptıran Galatasaraylılar, Konyaspor maçına tedirgin çıktılar açıkçası…
Konyaspor’un son haftalarda kötü sonuçlar aldığını bilen, ancak bu ligin önemli takımlarından birisi olduğu gerçeğini göz ardı etmeyen Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk, kaza kurşununa kurban gitmemek için tedbiri elden bırakmamış…
Konyaspor ise Galatasaray ile oynadığının farkında olarak, dahası haddini bilerek başladı maça…
Maçın ilerleyen dakikalarında da, özellikle haksız penaltı sonrasında da, kendi futbol kültürünü cesaretle yansıttı sahaya…
Galatasaray, belki futbolu değil, ama futbolcu ederi yüksek bir takım…
Osimhen’in kişisel becerisi, daha doğrusu Konyaspor ceza sahası içerisinde kendisini Adil’in önüne atması ve penaltı alması yetenekten başka bir şey değil…
Bana göre penaltı ağır bir karardı…
Çünkü, Osimhen koşuyu yaparken bir eliyle Adil’i durdurarak, kendisine avantaj sağladı ve penaltıyı aldı…
Halil Umut Meler bunu görmedi, VAR’dan da bir uyarı gelmeyince aynı Osimhen takımını 1-0 öne geçirdi…
Adil’in Osimen’e yaptığı hareketin aynısını Torreira, Oğulcan’a yaptı, ancak Halil Umut Meler hiçbir şey olmamış gibi oyunu devam ettirdi!
VAR’a Avrupa’dan değil, Uzaydan da hakem getirseniz, faydası yok…
İlk 45’te Konyaspor, rakipten daha çok koştu, önemli pozisyonlar da buldu, ancak Galatasaray savunması bu pozisyonlarda ayakta kalmayı bildi…
Bu arada Galatasaray ilk 45’te haddinden fazla faulle oynadı ve Halil Umut Meler, ev sahibi takımın bu sert oyununu da görmezden geldi!
Konyaspor ilk yarıda sadece koşmakla kalmadı, yüksek konsantrasyon ile iyi mücadele etti…
Dolayısıyla ev sahibi takımın skoru artırma çabalarına izin vermedi…
İkinci yarıya iki takım da müthiş başladı…
Özellikle Konyaspor bu yarıya ağırlığını koyan takım oldu…
Yeşil-beyazlılar ikinci yarıda hem “iyi futbol” hem de “doğru futbol”u oynadılar…
Dahası puan almak için yapması gereken her şeyi yaptılar…
Tabii ki, golün dışında…
Futbol işte böyle bir oyun…
İstediğin kadar iyi oyna, istediğin kadar doğru futboldan taviz verme, olmadı mı olmuyor…
İlginin ve adrenalin yüksek olduğu bir maçtı…
Seyir zevkinin de…
Ve maalesef kazanan Halil Umut Melerli Galatasaray oldu…
Bu takımın elinden gelen gayreti gösterme çabasına kimsenin itirazı olmayacaktır herhalde…
Kendince…
Kapasitesince…
Ciddi bir iyi niyet gösterisi ile oynadılar Galatasaray maçını…
Yönetenlerinden teknik kadrosuna ve oyuncularına ve taraftarlarına kadar…
Ama ayrıntıda kaybediyor…
Nemidir o ayrıntı?
Halil Umut Meler ve VAR’da kim varsa.
YORUMLAR