Gazetecilik ve 10 Ocak!
Recep ÇINAR

Recep ÇINAR

Gazetecilik ve 10 Ocak!

12 Ocak 2023 - 12:56

Bu “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” ne menem bir şey anlamadım gitti...

Ben bugünün “bayram” gibi kutlanmasına bir anlam vermiş değilim...

Aslında “yas” ilan edilmeli!

Niye mi?

10 Ocak 1961 tarihinde gazeteciler büyük haklar elde etmiş, ancak zaman içerisinde bu hakları ellerinden bir bir alınmış...

Kimler tarafından alınmış?

Bugünümüzü kutlayan siyasiler tarafından!

Dolayısıyla ortada “bayram” yapacak ya da “bayram” kutlayacak bir durum söz konusu bile değil...

Şunu yapabilir miyiz?

Elimizden alınan hakların iadesi ve çalışma şartlarımızın iyileştirilmesi için, sesimizi daha gür çıkarabilir miyiz?

Bizi geçtik, en azından genç gazeteciler için böyle bir adım atılmalı...

Yok, yapamayacaksak eğer, iletişim fakültelerine ne gerek var?

Orada okuyan çocuklar, boşuna dirsek çürütmesinler...

Çünkü, iletişimden mezun olan gençlerin büyük bir bölümü haber değil, suçlu peşinde...

Yani polis...

“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”ymüş...

“Hadi len oradan!” diyeceğim de, zülfiyare dokunuyor işte.

xxx

Özellikle sosyal medya “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”yle alakalı yazılanlar, çizilenler ve konuşanlarla çalkalandı…

Kurumlar, kişiler, mahalleden olanlar, olmayanlar herkes konuştu…

Gerçek gazeteci olan da konuştu, gazetecilikle alakası olmayan, ama kraldan kralcı geçinenler de konuştu…

Konuşsunlar tabii ki…

Meydan onlara kaldı…

Örneğin adamın biri, “adam” dediğime bakmayın lafın gelişi söylüyorum, iki kelimeyi bir araya getiremeyip, cümle kuramayan, haberin ya da haberciliğin “h”sinden anlamayan birisi, iletişim fakültesi öğrencilerine gazetecilik dersi veriyorsa, bu ülkede gazetecilik bitmiş demektir…

Ben bir baba olarak, çocuğumu böyle bir üniversiteye gönderir miyim?

Elbette göndermem…

Ki, radyo televizyon bölümünü kazanmasına rağmen göndermedim…

Ne diyebilirim ki, “yazık” demekten başka. 

xxx 

Gazeteci olmak için, ille de okullu olmak, yani iletişimci olmak şart değil… 

Sosyal veya siyasal bilimler diploması olanlar da ya da benzeri okullarda dirsek çürütmüşler de, daha doğrusu gazetecilik yeteneği olanlar da bu işi yapabilirler…

Yapıyorlar da…

Hem de çuvalla para kazanıyor, “Beykoz Konakları”nda villalarda oturuyorlar!

Ülkemizde tanıdığımız çok ünlü gazeteciler ve yazarların hepsi iletişim mezunu değil…

İsim vermeye gerek yok, televizyonlarda ve gazetelerin baş sayfalarında bu insanları görüyoruz…

Üniversiteli olmakla sınırlı değil, lise mezunları ve ilk okul mezunları da yapıyor bu işi…

Bunların alaylı olanları da var…

Ben alaylıyım, ama spor gazeteciliğinde kendimi çok iyi yetiştirdiğime inanıyorum…

Mütevazi olmayacağım; ulusallarda yazan ünlü bir gazeteci, ismini vermeyeceğim, “Recepciğim bu ülkede 3 spor yazarı okuyorum, bunlardan birisi sensin” dedi…

Bundan daha gurur verici, bundan daha kıymetli bir ödül olabilir mi?

Şunu anlatmaya çalışıyorum; bu mesleğin okullusu ya da alaylısı aranmıyor, ahlaklısı aranıyor…

Bizim mesleğin ilkeleri var; doğruluk, tarafsızlık, insanilik, bağımsızlık ve hesap verebilirlilik gibi…

Bunları çoğaltabiliriz… 

Haddini bilmek, saygılı olmak, hoşgörülü olmak vs…

Dolayısıyla önce iyi insan olacağız, sonra iyi gazeteci ya da iyi marangoz veya iyi terzi…

İnsan olmayandan gazeteci mi olur?

Gazeteci olmanın şartı, insan olmaktır…

Gazetecilik sadece bir meslek değil...

Bir yaşam biçimidir...

Bir duruştur...

Zalime, zulmedene itirazdır...

Haksızın değil, haklının yanında yer almaktır…

Haksızla ya da zulmedenle kol kola giren adam gazeteci değil, olsa olsa yancıdır ya da yalakadır…

Ve bunlar asla işsiz kalmazlar…

Her yerde var bunlardan…

Uzun uzun yazmaya gerek yok...

“Sahtekar gazeteciler” ya da “gazeteci”yim diye geçinen “sahtekarlar”, yancılıklarından ya da yalakalıklarından beslenmeye devam ettikleri sürece, gerçek gazetecilerin iki yakası bir araya gelmeyecektir.

xxx

Evet…

Bizim mesleğimiz, içerisinde bulunduğumuz bu dönemlerde her türlü istismara açık…

Özellikle seçim öncesinde her türlü ahlaksızlığı, alçaklığı yapabilecek potansiyeli olanlar, mutlaka mantar gibi türeyecektir!

Tehdit edecekler, şantaj yapacaklar, bel altı vuracaklar, aslı astarı olmayan haberler yazacaklar…

Onun içindir ki, çürük elmalara dikkat etmek lazım…

Bu arada “seçim” dedim de, aklıma geldi…

Geçenlerde Ankara’daydım…

 Ankara kulislerinde seçimin 14 Mayıs’ta yapılacağı ifade ediliyor…

Bekleyip göreceğiz, açıkçası ben de merak ediyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar