Faturalar ağlatıyor!
Recep ÇINAR

Recep ÇINAR

Faturalar ağlatıyor!

12 Şubat 2022 - 10:33

Siyasetçileri “seçim”, sokaktaki emekliyi, boyacıyı, simitçiyi, daha doğrusu kuru kavaktan düdük çıkarmaya çalışanları da “geçim” derdi sardı…

Siyasetçiler son günlerde “net” dillendirmeseler de, hemen hemen bütün partiler seçmenlerini sağlama alabilmek için tedbiri elden bırakmıyorlar…

Anlayacağınız; siyasetçinin derdi “geçim” değil, “seçim” olmuş…

Garibanın durumu mu?

Alın size canlı canlı, birebir yaşadığım iki örnek.

xxx

“Nesim, bu soğukta, bu ayazda, bu karda fırtına da niye çıktın?” dedim…

Keşke demeseydim…

“Abi nasıl çıkmayayım” dedi ve devam etti…

“Sende biliyorsun kirada oturuyorum. Son gelen doğalgaz faturası 800 bin küsur. Elektrik faturası 300 bin küsur. Evin kirasını söylemiyorum. Gel de çıkma” dedi…

Gözlerimi gözlerinden kaçırdım…

Nesim, ayakkabı boyacısı ve hiçbir devlet güvencesi yok…

Sadece boya sandığı ve 1 metrelik de bir tezgahı var, o tezgahta da yara bandı, kalem pil, iğne vs…

Sattığı en pahalı ürün 10 TL…

800 bin küsurluk doğalgaz faturasını anlatırken, gözlerinin nemlendiğini gördüğüm için, kendi nemlenen gözlerimi gözlerinden kaçırdığımı anlamışsınızdır!

Ve Nesim, inançlı, vakur ve iyi de bir Ak Partili…

Cumhurbaşkanı için can alıp, can vereceklerden…

Ama, durumu iyi değil…

Ne yapsın Nesim, işe çıkmasın da?

Siz söyleyin.

xxx

Ve Cevdet abi…

Yiğit lakabı ile anılırmış ya, bu da onlardan birisi…

Lakabını yazarsam, “oğlum bizi ‘madara’ etmişsin” deme olasılığı yüksek olduğu için, orayı es geçiyorum…

Küçük boylu, büyük yürekli, düşmana göster geri çek tiplerden birisi…

Feleğin çemberinden geçenlerden…

Hem de bir omuzu düşüklerden…

Hoş, bugünler de iki omuzu birden düşük…

İki yıl öncesine kadar, toprak damlı kerpiç bir evde yaşama tutunmaya çalıştı hanımı ile birlikte…

O ev de kendi anasından babasından değil, hanımının babasından miras…

Cevdet abinin ne anadan, ne babadan, bırakın toprak damlı, iki ana bir kuzudan kerpiç evi, evinde beslediği köpeğin kulübesi kadar başını sokacak bir damı olmadı…

Hayatını, bazen hamallık, bazen ocakçılık, bazen sebzecilik yaparak kazandı ve 2 yıl önce de emekli oldu…

Çalışacak, ama sağlığı iyi değil…

Kentsel dönüşüm nedeniyle bir daire sahibi oldular ve 3 ay önce de taşındılar eski mahallelerindeki yeni dairelerine…

Kalan ömrünü burada rahat geçireceğine inanıyordu…

Garibim nereden bilsin ki, her nimetin bir külfetinin olduğunu…

Ne zaman ki, elektrik, doğalgaz, su, apartman aidatı gerçekleri ile yüz yüze geldi, Cevdet abinin başı sapmaya o zaman değdi…

Zamlardan, ağır hayat şartlarından, özellikle elektrik ve doğalgaz faturalarından yılmış, yıllarca hayalini kurduğu “kat” özlemi, üç ay içinde, yerini “nefret”e dönüştürmüş…

“Toprak damlı bir ev bulsam kiraya çıkacağım, ama Sedirler’de böyle ev kalmadı, kalanları da Suriyeliler işgal etti” diyor…

Cevdet abi 4-5 ay öncesine kadar 1876 TL emekli maaşı ile namerde muhtaç olmadan yaşadıklarını, ancak bu zamlardan sonra, maaşının 2500 TL olmasına rağmen, iki yakasının bir araya gelmediğini söylerken, ciğerinin yandığını hissettim…

Ve ben şahidim, Cevdet abi 4-5 ay önce kiloyla aldığı portakalı ve elmayı taneyle alıyor.

Ekmeği artık hanımı evde yapıyor…

Dedim ya, geçim sıkıntısı, neşeli, hikayesi bol olan bir adamı “mum”gibi eritmiş…

Siyasetçilerin umurunda mı, boyacı Nesim ile ocakçı Cevdet abinin, çektiği çileler ile döktükleri gözyaşları…

Onlar “seçim” derdine düşmüşler…

Birileri belki bozulacak, ama ben kulaklarımla değil, gözlerimle yazıyorum…

Nokta.

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar