Ekstra olurdu

Şüphesiz ki, bu ligin en zengin kulüplerinden değil, en zengin kulübüdür  Fenerbahçe…
Hem ekonomik, hem de kadro olarak…
Fenerbahçe’nin tartışılır teknik adamlarına, tartışılır oyuncu transferlerine, tartışılır iç saha mağlubiyetlerine rağmen, şampiyonluğun en büyük adaylarından birisi olduğunu söylemek mümkün…
Anlayacağınız ülkenin hatırı sayılır bir kulübü Fenerbahçe…
Konyaspor’ mu?
Fenerbahçe’ye oranla daha mütevazi olan, daha kısıtlı kadrosu olan, ama yüreği ile mücadele eden bir takım…
Özellikle İsmail Kartal’dan sonra acayip bir sinerji yakaladı yeşil-beyazlılar…
Daha özgür, daha önde oynayan takım hüviyetinde… 
Siz buna İlhan Palut faktörü diyebilirsiniz…
Ya da oyunculardan ne istediğini bilen bir teknik adam dokunuşu da…
İkinci yarının rakamla 7 maçında, sadece 2 beraberlik, yani 2 puan alabilmiş, morali dip yapmış, dolayısıyla özgüveni de kaybolmuş ve şiddetle galibiyete ihtiyacı olan, hem de Aykut Kocamanlı Başakşehir’den alınan bir puanın yanında moral de kazanan yeşil-beyazlılar, bu enerjiyle çıktılar Fenerbahçe maçına…
Allah var, beklentilerimiz 2-0’ın rövanşını vermemek üzerineydi…
Ancak, ilk 45’deki oyun anlayışı, teslimiyetçilik bizim bu beklentilerimizi boşa çıkardı…
Geri vites yaptık…
Bu şartlarda düz mantıkla “bir puan iyi puan” demeye başladık…
 Neden mi?
Nedeni belli…
Rakiplerimizin kazanması…
Denizli, Ankaragücü, Kayserispor…
Haftayı 3’er puanla kapattılar…
Kasımpaşa ise Antalya’dan 1 puan ve moralle döndü İstanbul’a…
Onun için 1 puan bile bizim için iyi puandı, ama olmadı…
Daha doğrusu Fenerbahçe’den alınacak her puan bizim adımıza ekstra bir puan olacaktı.
xxx
 Hücumcu beklerden birisi yoksa sahada, Konyaspor topallıyor…
Fenerbahçe maçında Guilherme’nin yokluğu bariz bir şekilde bunu gösterdi bize…
Hoca, hazır olmayan Adil yerine Abdulkerim’i çekseydi sol tarafa, Ahmet Çalık’ın partneri olarak da jevtoviç’e görev verseydi, bu formül daha işe yarar mıydı?
Kimbilir…
Hocanın Adil’i sol arkada değerlendirme anlayışı pek beklenen bir tercih değildi…
Şaşkınlığım ondan…
Ama, sonuç itibarıyla patron o…
Dolayısıyla benim değil, patronun değerlendirmesi önemli…
Saygı duymak lazım.
xxx
Teknik analize girecek halim yok…
 Hoca, Amir’le başlasaydı ya da hazır olmayan ve hatalı iki gol yiyen Seyiç’le değil de Eray’la devam etseydi, daha mı iyi olurdu? gibi içi boş kafa patlatmaların pek bir alıcısı yok…
Sonuçta her bakımdan bizden fersah fersah önde olan Fenerbahçe ile oynadık ve puan çıkaramadık…
Doğruyu söylemek gerekirse, bir sezonda Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi takımlardan birer galibiyet almışsan, bu galibiyetlere ekstra olarak bakmalısın…
Dolayısıyla Fenerbahçe maçını kaybetmek, bizim bünyemizde derin yaralar açmamalı…
Bu hafta Kasımpaşa maçı var ve bizim birebir rakibimiz… 
Kasımpaşa’yı altında tutabileceğin her sonuç çok kıymetli olacaktır…
Bütün bir camia, hatta şehir olarak Kasımpaşa maçına odaklanmalıyız…
Fenerbahçe maçı geride kaldı, önümüzdeki Kasımpaşa maçı resmen altı puanlık maç…
Kazanırsan rakibinle makası biraz daha açacaksın…
Ki Konyaspor’un Kasımpaşa’yı yenecek inancı da var, gücü de…
Şunu da aklımızdan çıkarmamak lazım…
Kasımpaşa maçı bizim için son vagon değil!