Bugün 2 konuya değinmek istiyorum...
Birincisi Ramazan bayramı...
İkincisi de ayakları budanan enik!
xxx
“Nerede o eski bayramlar”la başlayacağımı sanıyorsanız, değil...
O söylem bayatladı ya da eskidi...
Şimdi herkesin kendine göre, ailesine göre, ekonomisine göre, yani vicdanına ve cüzdanına göre yaşadığı bayramları yaşıyoruz...
Böyle bir bayramı geride bıraktık...
Ramazan boyunca Mevlana, Aziziye, Kapu Cami, Bedesten ve Kadınlar Pazarı'nda dolaştım...
Deyim yerindeyse “serseri kurşun” gibi hem de...
Gördüm ki, insanlar mutlu değil...
Umutlu da değil...
Özellikle piyasa allak bullak...
Herşey ateş pahası...
İnsanlar ihtiyaçlarını kilolarla değil, gramlarla gidermeye çalışıyorlar...
En ucuzu arıyor, en ucuza saldırıyorlar...
Arefe günü bir olaya göz tanıklığı ettim...
Ucuz kıyma satan, (ne kadar sağlıklı, onu da bilmiyorum!) bir kasap dükkanı...
İnsanlar kuyrukta...
Yarım kilo ucuz et almak için, neredeyse birbirlerini eziyorlar...
Hem de gelirleri orta halli düzeyde olan insanlar...
Yarım kilo kıyma için!
Cüzdanlıların terk ettiği, vicdanlıların ise sıkı sıkıya sarıldığı bir bayram daha geride kaldı...
Ne diyebilir ki, “Allah sonumuzu hayırlara getirsin” demekten başka.
xxx
Bayramın en yoğun gündemi, ne seçim, ne geçim, ne şu ne de buydu...
Bir eniğin, yani bir köpek yavrusunun budanan 4 ayağıydı gündem...
Dünyayı güzelleştiren hayvanları ve bitkileri hergün canice katlediyoruz...
Rabbimiz demiş ki, “Hayvanlar benim sessiz kullarımdır, şimdi zulme susuyorlar, ama hesap günü konuşacaklar.”
Bizler, yani insanlar ne desek boş...
Yüreğim paramparça oldu...
O masum hayvanın bakışları gözümün önünden gitmiyor...
Gördüğüm her hayvan, köpek veya kedi, bana bu köpek yavrusunu hatırlatıyor...
Bazıları “iş makinası” diyor, bazıları “insan!” diyor...
Ama, yavru köpeği ameliyat eden doktor, “hayvandaki yaralara bakıldığında kesici bir aletle düz kesiklerin oluştuğu belli.Benim düşüncem kemikleri kırılabilecek tarza balta gibi aletler olabileceği. Düzensiz kesikler yok. Bu da bize bunu yapanın bir insan olduğunu gösteriyor” demiş...
Düşünebiliyor musunuz?
Baltayla doğramışlar yavru köpeğin ayaklarını!
Bu nasıl bir caniliktir...
Bu nasıl bir zalimliktir...
Bu nasıl bir katletme şeklidir...
Aklımızın alamayacağı, hayal bile edemeyeceğimiz büyüklükte bir acı yaşadık, yaşıyoruz...
Hem de bayram gününde...
7'den 77'ye herkes yaşanan bu vahşetin farkında...
85 yaşındaki babam, kendi acısını unutmuş, bu yavru köpeğin acısıyla geçirdi bayramı...
Çocuklar daha duygusal...
Sürekli soruyorlar...
Verilecek cevap yok...
Yarabbim ne günlere kaldık...
Böylelerine Allah vicdan nasip etsin.
YORUMLAR