Önce övgü…
Kim ne derse desin, Kayserispor maçını İsmail Kartal kazandı…
Durduk yere sistem üzerinde oynayarak Ankaragücü ve Sivasspor maçını nasıl kaybettiyse, aslına rücu ederek, kritik Kayseri deplasmanını kazanan da kendisi oldu…
Kimse de buna itiraz etmesin…
Tabi ki futbolcuların emeğini de unutmamak lazım…
Yiğidin hakkı yiğide…
Ve…
İsmail Hocanın kazanılan Erzurumspor, kaybedilen Ankaragücü ve Sivasspor maçlarında çok savunmacı ile oynaması, çok iyi savunma yaptığımız anlamına gelmiyormuş demek ki…
Kayserispor maçını bu anlamda da masaya yatırmakta yarar var…
Öyle değil mi sevgili Hocam?
O nedenle “aklın yolu bir” dedim.
xxx
Eleştiri…
“Kayseri’ye 10 eksikle geldik” demesi, sahada her şeylerini veren ve gerçekten zor olan bu altı puanlık deplasmandan zaferle dönen çocukların hakkı gasp edilmiş olur…
Eksikler var mı?
Var…
Kimse “yok” diyemez…
Ama bir de gerçek var, takımın iskelet kadrosu hemen hemen sahadaydı…
İdeal kadrodan kimler yoktu?
Ömer Ali, Kravest ve Cıkalleshı…
Geriye kalan diğer oyuncuların büyük çoğunluğu hamle oyuncuları…
Dolayısıyla İsmail Hoca’nın “Kayseri’ye 10 eksikle geldik” demesine “haklısın Hocam” diyemem…
Ama tekrar ediyorum; bu maçı 1-0’dan çeviren de, bu maçı 2-1 kazanan da İsmail Kartal oldu.
xxx
Gelelim maça...
Kayserililer için, “ölüm-kalım” maçı, bizim için ise kötü gidişe “dur” deme maçıydı…
Dengeli gibi başladığı gözüken maçta, bu dengeyi bozacak gibi duran taraf ev sahibi Kayserispor’du…
Özellikle Lennon, Lopez ve Henrigue taşıdıkları toplarla problem yarattılar…
Oyunun daha çok bizim tarafta oynanmasına neden oldular…
Sonrasında sazı eline alan taraf Konyaspor oldu…
Yani oyun dengelendi…
Özellikle Jevtoviç, verdiği ayarla ve genç Erdon, tehditkar diklenmesi ile Kayserispor savunmasını rahatsız etti…
“İlk 45’i böyle bitirir, içeriye de 0-0’la gireriz” diye düşünürken penaltı ile uzaktan yakından alakası olmayan ve bu saate kadar halen muamma olan, o faili meçhul pozisyonda palabıyıklı Hakim, pardon Hakem Konyaspor’u cezalandırdı…
Neyse ki Konyaspor’un kalemini kırıp, idam fermanını imzalamadı!
Ya imzalasaydı?
Acayip gürültü çıkarırdık…
He valla!
xxx
Karşılaşanın ikinci 45’inde oyunu tutan, maçı bırakmayan taraf Konyaspor oldu…
Ev sahibi takım biraz daha geriye çekilince, daha doğrusu davetkar olunca bizimkiler de bu daveti karşılıksız bırakmadılar…
Önce penaltı ile gelen 1-1, sonrasında Konyaspor’un ve sahanın en iyisi jevtoviç’in golüyle, Ankaragücü ve Sivasspor’a “cansuyu” olan İsmail Kartallı Konyaspor, haftalardır galibiyete hasret kalan Kayserispor’un “cansuyu” olmadı, deyim yerindeyse Kayseri’yi “canevinden” vurdu...
Özetlersem; İsmail Kartal, doğruya dönünce, yani Erzurumspor, Ankaragücü ve Sivasspor maçında deneyip istediğini alamadığı futbol aklından vazgeçince istediğini almış oldu Kayseri deplasmanından…
Bu kadar net.
xxx
Konyaspor, Kayseri’de savaşırken ve son bölümlere 1-0 geride girerken, bazı “dallama”lar “neredesin Hilmi Kulluk?” diye sosyal medyadan kendilerince ahlaksızca ve yavşakça göndermede bulunmuşlar!
Hilmi Kulluk nerede miydi?
Kendisi dillendirmese de ben kafası basmayan yavşaklara, kafaları bassın diye izah edeceğim…
Hilmi Kulluk, sabahın köründe Ankara yollarına düştü…
Konya’nın gurur duyduğu Bakan Murat Kurum’la görüşmek ve Konyaspor’un geleceğini kurtarmak için Ankara’da mesai harcıyordu…
Kendisi için değil, Konya ve Konyaspor için…
Neler yapıldığını kendisi açıklayacaktır…
Ama, şunu biliyorum, Ankara’da iyi iş çıkardı Hilmi Başkan…
Hilmi Kulluk nerede?
Ekrem Coşkun ne iş yapıyor?
Bünyamin Sarıtaş neyin peşinde?
Zahir Renklibay nereyi kovalıyor?
Güven Öten reklam mı yapıyor?
Ali Kemal Işıkçeviren’in boyu niye uzun? gibi ve diğer yöneticiler için de buna benzer abuk-subuk laf edenler; bilin ki, yönetimdeki insanların çoğunluğu bu kulüp için ellerini değil, gövdelerini taşın altına sokuyorlar…
Sizlere bunu anlatmak, köre renkleri anlatmak gibi…
Anlamazsınız…
Çünkü, kafanız basmaz böyle şeylere!