AF MESELESİ
Pazartesi günü “af”la ilgili yazdığım yazıya umduğumdan daha çok geri dönüş oldu...
Meseleye olumlu yaklaşanlar olduğu gibi, olumsuz yaklaşanlar da oldu...
Her eleştireye saygımız var...
Hakaret ve küfür olmadığı müddetçe...
Eleştirilerin ayarını tutturanlar da var, ayarını kaçıranlar da...
Kimisi “af”fın çıkmasından, kimisi ise çıkmamasından yana...
Her iki tarafta meseleye kendi penceresinden bakıyor...
Haklılar mı?
Yeryüzünden gökyüzüne kadar...
Anladım ki, bu af konusu çok hassas...
Meseleye “kader mahkumları” diye bakanların, bir insanın mapuslarda çürümesine gönlü razı değil...
Eyvallah...
Ben de aynı görüşteyim...
Bir de mağdurlar var...
Onlarda kendilerince yüzde milyon haklılar...
Af konusu öyle duygusal yaklaşılacak bir konu da değil...
“Af çıksın” demek kolay değil...
“Af çıkmasın” demekte kolay değil...
Yukarıda da belirttiğim gibi, hassas bir konu...
“Yüzde yüz vicdanla alakalı bir durum” diyorum ve bu af konusunu şimdilik burada noktalıyorum...
Ancak, şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, bu af konusunu, yani bu işin peşini MHP
bırakmaz...
Cumhurbaşkanı da bu konuya sırtını dönemez...
Nokta.
xxx
OTOBÜS ŞOFÖRLERİ SIKINTILI
Ben genelikle halkın içine girerim...
Halkla iç içe olmayı severim...
Nereden geldiğimi bilirim...
Sedirler'de büyüdüm belli bir yaşa kadar...
Ne “Sedirler”den, ne “Türbeönü”nden, ne “Kadınlar Pazarı”ndan, ne de “Bedesten”den, asla vazgeçmem...
Bununla da gurur duyarım...
Konya'da doğup, Konya'da doyup, aslen de Erzurumlu olmamdan duyduğum gurur gibi...
Aslını saklayan haramzadelerden değilim!
Neysem oyum...
Dolayısıyla daha çok Doğu Anadolu'dan gelip, Karatay'a yerleşen halkın nabzını tutar, onların ağzından çıkanları önemserim...
Gazeteye belediye otobüsüyle gider gelirim...
Birçoğu beni tanır...
Ortak noktamız Konyaspor...
Buluşur biryerlerde çay içeriz...
Bazen otobüs şoförlerini dinler, bazen de vatandaşlarla sohbet ederim...
Otobüs şoförleri o kadar dertli ki, geçenlerde otobüs şoförü bir kardeşimiz, “her evde bir tencere kaynar, ama tencerede kaynayan et mi, dert mi? kimse bilemez abi” dedi...
“Biz o kadar sıkıntılıyız ki, kendimizden geçtik, kullandığımız otobüslerin sıkıntılarıyla bile ilgilenmiyorlar artık” diye sitem etti...
“Otobüslerin ne sıkıntısı olabilir ki” diye aval aval bakarken, devam etti, “abi” dedi, “otobüsler arıza yapıyor, parça değişecek, bırakın sıfırını, çıkmasını bile zar zor tedarik ediyoruz.”
Şoförlerin başka bir sıkıntısı ise altmışbeşlikler!
Yani, 65 yaş üstü olanlar...
Özellikle bu 65'likler otobüs şoförlerini canlarından bezdirmişler...
Zaruri ihtiyaçlarından değil, hem keyiflerini, hemde kahyalarını gezdirmek için, otobüsleri işgal ediyorlarmış...
Ben demiyorum, oturup iki satır muhabbet ettiğim şoför kardeşler söylüyor...
Anlayacağınız, sıkıntı her yerde almış başını gidiyor.
xxx
KARATAY HALKI BAŞKANINI MERAK EDİYOR
Önümüzde bir yerel seçim var...
Özellikle Karataylı kim tarafından yönetileceği konusunda hassas...
Kulaklarına iyi şeylerin söylenmesini istiyorlar...
Önce soruyorlar, “sen ne iş yaparsın” diye...
“Gazeteciyim” deyince, kulaklarını ve gözlerini açarlarken, dilleri de birden çözülüveriyor...
Kısa otobüs yolculuğunda, minik de olsa bir seçim analizi yaparız genellikle...
İnsanların derdi seçim ve geçim...
Ama, birincisi geçim...
Onun altını çizmekte yarar var...
Sonra seçim...
Karatay halkının çoğunluğu Hançerli'den memnun...
“Keşke devam etse” diyenler çoğunlukta...
“Yeter artık, yüzü eskidi” diyenler de var...
Karataylı aday olacak kişiyi önemsiyor...
Ak Parti'nin bu bölgede 11 aday adayı var, ancak öne çıkan iki isim var...
Hasan Kılca ile Veli Tolu...
İbre Hasan Kılca'yı gösteriyor...
Adaylarını açıklayan 1-2 parti daha var...
Ancak, Karatay Ak Parti'nin kalesi...
Böyle olunca da, gözler açıklanacak adaya çevrilmiş durumda...
Karatay'da yapılacak çok iş var...
Özellikle kentsel dönüşüm konusu...
İnsanlar bu konuda biraz değil, oldukça “muzdarip” durumdalar...
Özellikle, son dönemde yaşanan ekenomik sıkıntılar nedeniyle, evlerinin yıkılmasından, inşaatların durmasından yana bir hayli sıkıntılılar...
Yağmur yağdığında yollarının çamur olması da cabasıymış...
Hoş bu aralar yağmur da yağmıyor ya...
Seçimin biran önce yapılmasını, seçimle birlikte de evlerinin yapılmasını istiyorlar...
Karataylıların, bir Meramlı ya da bir Selçuklulu gibi “tuzu kuru” değil...
Yukarıda da belirttiğim gibi, çoğunluğu, köylerden, kasabalardan ya da Doğu Anadolu veya Güney Doğu Anadolu'dan gelip Karatay'a yerleşmiş insanlar...
Yani, geçim konusunda bir omuzları düşük, gelir düzeyleri kısıtlı insanlar...
Bu insanlar, yani Karataylılar yeni başkanlarının kim olacağını merak ve heyecanla bekliyorlar...
Ve beklemekte de haklılar.
xxx
SERDAR KALAYCI
İnsan olarak kendisini severim...
Sık sık olmasa da, zaman zaman ararım, iki kelime de olsa lafın belini kırarız...
Her karşılaştığımızda da hal hatır sorar...
Yerel seçimler nedeniyle ismi sık sık “Meram” için geçince, arayıp hem hal hatır, hem de bu mevzuyu sordum...
Sağlığı süper...
Allah daha iyi etsin inşallah...
Morali de öyle...
Yutkunmadan, “nedir bu istifa olayı” ardından da “Selçuklu mu, Meram mı?” diye sordum...
Bütün samimiyetiyle, “Abi Selçuklu mu olur, yoksa Meram mı olur bilemem, Reis ne derse o olur” dedi ve konuyu kapattı...
Buradan çıkan sonuç şu; ya Meram ya da Selçuklu'nun yeni başkanı yüzde 99 Serdar Kalaycı...
Tabi ki seçilirse...
Yüzde 1'lik açık kapı mı?
Siyaset bu, hiç belli olmaz.
YORUMLAR