Son yıllarda iyice çizgiden çıkan ekonomiyi konuşmaktan, enflasyonu ve yoksulluğu tartışmaktan öteye geçemiyoruz. Çünkü ülkemiz öyle bir hale geldi ki; kısa yoldan köşe dönücülerin, kara para aklama ustalarının, uyuşturucu mafyalarının cenneti oldu.
Öte yandan ortalık açık hava genelevi gibi yoldan çıkmış insan diyemeyeceğiniz mahlûklarla dolu. Her zaman çocuklara iyi bir gelecek hazırlamak ve inancımıza, geleneklerimize sahip çıkmanın gerekliliğinden söz ederken araya sıkışıp kaldık. Bireysel silahlanmanın önüne geçmenin bir türlü yolu bulunamamış gibi komşu komşunun canına kıyar oldu. Ülkede adalet sistemi tıkanmış, adliyeler dosya çöplüğüne dönmüş durumda. Hakimler davaları ne kadar uzatırım derdinde diye düşünmeden edemiyor insan. Toplum kendi içinde bölünmüş, herkes birbirinden uzaklaşmış, selam verip almanın artık lüks olduğu bir duruma gelmişiz. Ne yapsak da bunlar düzenlense derken, milyon dolarların havada uçuştuğu bir kesimin haberlerinde, kim kime kazık attı açıklamalarını dinliyoruz.
Metropollerde yaşamanın giderek zorlaştığı ve tersine göçlerin artacağını söylerken, aslında biz geçinme derdinde olan insanlardan söz ediyorduk. Fakat durum öyle bir hal aldı ki, ne can güvenliğiniz ne mal güvenliğiniz yok. Çocuklar dört duvar arasına sıkışmış, mekanikleşmiş ve duygularını yitirmiş bir toplum olmaya doğru hızla ilerliyoruz. Çünkü çocuklar artık robotlaştılar.
Öyle bir hale geldik ki; yolsuzlukların ayyuka çıktığı, fenomenlerin ekranları kapladığı, kara paracıların cirit attığı, futbolcuların fon kavgalarının yaşandığı bir ülke haline geldik. Bizler milyarların havada uçuştuğu kişileri ve yaşamlarını konuşaduralım, ülkemiz gri listede; yeri giderek daha aşağılara inen, kararan bir ülke haline geliyor.
1980 sonrası dışa açık hale gelen ekonomimizin 2000’lerden itibaren dışarı açılan ekonomi haline geldiği aşikâr. Ortalık yangın yeri ve kimin eli kimin cebinde belli değil.
Kara para nasıl oluyor da aklanıyor? Elbette bu konuda dönüp baktığımız nokta kamu. Zira kamunun haberi olmadan kuş dahi uçmuyor. O halde nasıl oluyor da kara para getirip; fenomenler, sahte fonlar, futbolcular üzerinden sisteme sokabiliyorlar? O zaman ister istemez aklımıza bunun için şeytani yolların denendiği geliyor.
Enflasyon, sadece ekonomiyi bozmaz, endeksi şişirmez, fiyatları zıplatmakla kalmaz, aynı zamanda ahlakı da çözer, çürümeyi tetikler. Kalıcı zararı; iş ahlakı bozulan nesiller üzerinde büyük yıkım şeklinde tecelli eder. Ancak ekonominin hücrelerini kanserleştirir, kayıt dışılığı tetikler. İşte bugün geldiğimiz noktada bozulan ahlakın toplumu ne hale getirdiğini, ülkemize ne kadar zarar verdiğini görüyoruz.
Bugün ekonomimiz 1 trilyon dolar civarındadır. Ancak bunun neredeyse 3’te 2’si, kayıt dışı haline gelmiştir. Enflasyonla birlikte her geçen gün, kayıt içinden kayıt dışına doğru kaymayı sürdürüyoruz. Kaçakçıların, kara para aklayıcıların, uyuşturucu mafyalarının, kısa yoldan köşe dönmek için merdiven altı üretim yapıp vergi kaçıranların cenneti haline gelmişiz de haberimiz olmamış. Perdelenen bu ayıpların yükünü sabit gelirli, maaş bordrosuna mahkum halkın sırtına bindirmek ne kadar adil olur siz düşünün. Bir tarafta açlık sınırının altında yaşayanlar, diğer tarafta gözü doymayan dolar milyonerlerinin havada uçuşan dolarlarla sürdürdükleri hayatlar.
Maliye küçük esnafı o kadar güzel takip eder ki, kapısına astığı elli santimlik tabelanın hesabını sorar. Ancak bugün görünenler parası çok olanların yanına hiç uğramadıkları yönünde. Ekonomi kayıt dışına kaydıkça tedbir aldıklarını söyleyenlerin söylemleri boşa çıkacaktır.
Düne kadar yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak için çırpınırken şimdi dövizlerin de yastık altına gittiğini gözlemliyoruz. Burada ekonominin aktörlerini suçlamak, kolaycılık olur. Ekonomi yönetimi ve siyasi iklim, aldığı yanlış kararlar ile bunu adeta teşvik eder durumdadır.
Enflasyonun ana damarı hala kamudan gelmektedir. Açıklanan onca sıkılaştırma ve tasarruf tedbirlerine rağmen kamu, en ufak bir tasarrufa veya harcamaları azaltma eylemine girmeyince, külfet,emekli, işçi, memur, çiftçinin sırtına yüklenmektedir. Unutulmasın ki kayıt dışına giden ekonomi öyle kolayına geri gelmez.
Ekonomi yönetimi ve adalet sistemi bir an önce açıkları kapatmalı, güven ve güvenlik önceliğinde ülkemizin kararan ve kirlenen havası temizlenmelidir.
YORUMLAR