Bir gün sonra yeni kabine açıklanacak. Ortalıkta bir sürü kabine listesi dolanıyor. Oluşturulan listelere baktığınızda sanki tek eksiği, altında Cumhurbaşkanının imzası olmaması gibi görünüyor. İş dünyasının merak ettiği ise ekonominin başında kimin oturacağıdır. Şu ana kadar oluşan algı; Mehmet Şimşek’in patron olacağı yönünde. Ancak bu dahi net değil. Kaldı ki Şimşek’in koordinatör mü, CB yardımcısı mı, bakan mı olacağı bir yana yetki kapsamı da kestirilemiyor.
Beklenen; Şimşek’in 21 Mart 2024 yerel seçim öncesine dek ekonomiyi finansal darboğazdan kurtaracak kadar makule çekmesi için onu yetkilendirmek…
Zira deniz bitti, Merkez’in cephanesi tükendi, faiz ve döviz sarpa sardı, krediler tıkandı, ihracat patinajda… Tam da bu hengâme içinde piyasa “bakın büyüdük, üstelik %4 büyüdük” nidalarıyla teselli ararken, kaygılar daha da arttı.
Sonuçta finansal darboğazdaki ekonominin bu fırtına bulutundan çıkarılması gerek… Bu da ekonominin kaptan köşkündeki kaptan pilotunun elindeki politika araçlarını özgürce ve bağımsız yönetebilme imkânına sahip olması şartının yerine getirilmesiyle mümkün olacaktır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni kabinede yer alacak isimleri belirlemek için önceki dönemlerden daha farklı bir yol izliyor. Çünkü önünde 21 yıla yaklaşan iktidar sürecinin biriktirdiği, çözümlenmesi gereken bir dizi yeni zorluklar var. Ayrıca bu kabine Türkiye Yüzyılının da ilk kabinesi olacak.
Öncelikle 14 Mayıs’ta milletvekili seçilmiş olanların tamamının Mecliste kalmasına özen gösteriyor. Çünkü Meclisteki çoğunluğu diri tutmak bu dönemde çok daha önemli.
Yeni kabinenin ekonomimizde son 1,5 yılda ortaya çıkmış tahribatları onarıcı ve reformcu olması da gerekiyor. Mehmet Şimşek, birkaç kez Erdoğan’ın ekonomide görev alması teklifine olumlu yanıt vermemiş olsa da yüksek ihtimalle Ekonominin Koordinasyonundan Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı ya da Hazine ve Maliye Bakanı olacak.
Bu makam Türkiye’yi ve Erdoğan’ın siyasi gücünü küresel finans çevrelerinde temsilde daha üst konuma sahip. Ayrıca, 1,5 yıldır uygulanan ve sayıları yüzleri aşmış ‘makro ihtiyati tedbirlerin kademeli olarak’ kaldırılması ve Türkiye’nin makul sürede piyasa ekonomisi ayarlarına dönmesi için de liyakat sahibi bir otoriteye ihtiyaç var.
Hazine ve Maliye adında iki ayrı bakanlık, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şeklinde sıralanan altı ekonomi yoğunluklu bakanlığımız olacak. Bu koltuklara en yakın isimler şöyle sıralanıyor:
Ticaret Bakanlığı için adı öne çıkanlar Nihat Zeybekçi, Nail Olpak, Mehmet Büyükekşi, İsmail Gülle.
Mehmet Şimşek’in Cumhurbaşkanı Yardımcısı olması halinde Hazine ile Maliye için Lütfi Elvan, Cevdet Yılmaz konuşuluyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı için Mehmet Özhaseki’nin adı yine öne çıkıyor. Ancak, son bakan Murat Kurum vekil seçilmiş olsa da adı 10 ay sonra yapılacak Yerel Seçimlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) için öne çıkıyor. Bu nedenle Sayın Kurum’un Yerel Seçimlere kadar bakanlık koltuğunda oturması hem Asrın Felaketinden sonra başlayan imar ve inşa projelerinin tamamlanması hem de İBB adaylığına güçlü bir konumdan geçiş yapması strateji olarak masada tartışılıyor.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, yeni kabinede liyakat sahibi, particilikten öte ülke ekonomisini girdiği çıkmaz sokaktan kurtaracak birileri olmalı. Her ne kadar %4 büyüdük açıklamaları yapılsa da her şey ortada. Artık bundan sonra atılacak adımlar ülkenin refahı ve halkın yaşam standardını yükseltmek olacaktır. Zira sorunlar yün yumağı gibi sardıkça giderek büyüyor. İçinden çıkılmaz bir hale gelmeden, umudumuzu tüketmeden sorunların çözümü gerçekleştirilsin. Şu anda herkesin beklentisi ve birincil önceliği ekonomideki sorunların çözümlenmesidir.
YORUMLAR