Konya’nın markası Selçuk Üniversitesi’ne neler oluyor? Anlamakta çok zorluk çekiyorum ya da anlamak istemiyorum. Hangi fakülteden bir hocayla konuşsam memnuniyetsizlik hat safhada. Kimse çalıştığı şartlardan ve ortamdan memnun değil. Hemen çoğunluk bir yerlere kaçma derdinde.
Özellikle Selçuk Tıp’ın binası yapılırken ne çok çaba sarf ettik ödenekleri gecikmesin, burası bir an önce faaliyete geçsin, hizmet vermeye başlasın diye… Çünkü Meram Tıp’ta aşırı bir yığılma ve hizmette aksamalar meydana gelmeye başlamış, çeşitli yolsuzlukların kokusu çıkmaya başlamıştı. Selçuk Tıp bir an önce hizmete girmeliydi ve basın bu konuda üzerine düşeni en iyi şekilde yapmaya çalıştı ve tüm çalışmaları yakından takip etti.
Selçuk Tıp’ın binası yapılırken çok değerli hocalar, bürokratlar, siyasiler çaba sarf ettiler. Öyle ki; adeta burayı sahiplenircesine her şeyi yakından takip ettik. Hizmete girdiği andan itibaren de yanında olmaya gayret ettik, sahiplendik. Yapılan en güzel çalışmalarda ve başarıda alkışlayanlar arasında ilk sırada yer aldık.
Hastaneden girdiğimizde panolarda yapılan çalışmaların sergilendiği panolarda mutlaka gazete kupürlerini görür, bildiğimiz haberleri yeniden okurduk. Üstelik hasta ve hasta yakınlarından da o panoların önlerinde geçerken es verip okumaya çalışanları da görürdük. Bugün o panolar gereksiz ve anlamsız bir cam fanus gibi orada duruyorlar. Zaten fakültenin basınla da çok işi yok. Basına ihtiyacı yok. Unutulmamalıdır ki basın rezil de eder vezir de.
Doktorlarımız baş tacı iyi ki varlar. Orada çok güzel hizmetler aldık. Çok iyi bakıldık. Fakat bugün hastasına dokunmakta tereddüt eden doktorların bilgisayar başında ne muayenesi yaptıklarını anlamış da değilim. Hastasıyla göz teması bile kurmakta zorlanan doktorlarınız var. Burada verilen hizmet insana verilen hizmet. Doktorların acilen halkla ilişkiler konusunda eğitim alması gerekiyor. Bu konuda İletişim Fakültesi de sorumlu ve suçlu. Karşılıklı iletişimi sağlayamadığı için.
Selçuk Tıp’a girdiğiniz zaman kaybolmazsınız. Neden? Sorun çok basit bir şekilde çözülmüş. Yürüme yollarında renkli çizgiler sizi gideceğiniz yöne götürüyor. Fakat geçen gün gittiğimde artık o çizgilerin de kaybolmaya başladığını gördüm ve sorun yerdeki çizgilere kadar gelmiş dedim.
Doktorların yurtdışına gitme durumları siyasiler tarafından tartışılıp giden gitsin durumuna kadar gelinmişken, Selçuk Tıp’ın doktorlarının da kaçışlarını, özel hastanelerde ameliyat anlaşmaları yapmalarını, yetişip Doç. Prof olmuş doktorların fakülteden birer birer kaybolmalarının açıklaması nedir?
Hastanenin hasta sayısında azalma mı var? Sormadım ama geçen gün şöyle bir uğradım hastane tın tın.. hastane gibi değil. Hastanenin yolları yenileniyor asfaltlar yapılıyor iyi de içi boş. Belki ben boş saatine denk geldim.
Üniversite yönetiminin, hastane yönetiminin şöyle bir başlarını kaldırıp burada bir sorun var mı? insana hizmet verdiğimiz burada biz gerçekten halka yeterli hizmet verebiliyor muyuz? Diye bakmalarında yarar var. Çünkü ben artık burayı takip etmeyi kendime iş edineceğim.
Bankoların arkasındaki sekreterlerden, hijyene, asistanlardan intihal edilmiş tezlere kadar fakültenin, hastanenin içine düşeceğim.
YORUMLAR