15 yaşındaydı. Evden ekmek almak için çıkmıştı. Polisin orantısız güç kullanmasının kurbanı oldu. Polisin gaz tabancasını silah gibi kullanmasının faturasını ödedi. 269 gün direndi, olmadı. Kaybettik. Biliyorum, Gezi protestosunu desteklesin desteklemesin herkesin içi burkuldu, yüreği dağlandı. Biliyorum, ‘destan yazdığı’ söylenen polislerin de yüreğine ateş düşmüştür. Geçmiş olsunu esirgeyen, Allah şifa versin demeyen iktidar mensupları da. Bakanlar, milletvekilleri de üzülmüş müdür? Yüreklerini acı kaplamış mıdır? Kaplamıştır kaplamasına ama siyaset yüreklerini mühürlediği için ağızlarını açamazlar.
Berkin oğlumla aynı yaşta. Onlar çocuk henüz siyasi değerlendirmeleri yapabilecek, ya da eylemlere katılıp tepki gösterecek yaşta değiller. Olaylarda ölenlerin sayısı sekiz ve Berkin ilk olmadığı gibi son da olacağa benzemiyor. Sokaklar, caddeler ayaklanmış insanların haykırışlarıyla inliyor. Neler oluyor bu güzel ülkeye. Çünkü on beş yaşındaki bir çocuk ateş olsa bulunduğu yeri yakmaz yakamaz. Çocuklarımızı kaybetmeyelim sahip çıkalım.
İktidar devlet içindeki çeteden bahsederken, ülkenin savcı ve hakimlerinin başka yerden aldıkları talimatla karar verdikleri söyleniyorsa düşünmek lazım. Bu ülkede yargıya olan güven sıfıra inmişse daha ne yapılabilir. Her gün yeni skandallar patlıyor ve bu ülkede 500 binden fazla insan dinlenmişse, kurumlar dökülmeye başlamışsa, devlet içinde devlet varsa o ülke dibe vurmuştur.
Yolsuzluk ve rüşvet iddiası önemli ve kokuşmuşluğun belgesidir. Burada sandığın önemi bir kez daha karşımıza çıkıyor. Seçimde kimin ne kadar oy alacağı geleceğin belirleyicisi olacaktır. Ancak sandık derdinde değiliz. Önemli olan ülkenin birlik ve beraberlik içerisinde ayağa kalkışını sağlamaktır. Bir yönetim kargaşası var. İnsanlar kutuplaşmış ve birbirlerine ters bakıyor, birbirini düşman gibi görüyor. Ortada bir ateş var ve bu ateş söndürülmeli.
Günahsız insanlar sokaklarda can vermemeli. Başbakan, hükümet kendilerine sormalı “Ne oldu da bu insanlar bu kadar sokaklara döküldü” diye. Başkalarında hata aramak yerine dönüp kendilerine baksınlar. Halkın üzerindeki kirli elleri uzaklaştırsınlar.
Seçim sonrası ortalık durulur gibi olur ya da öyle umuyoruz desem yalan olur. Çünkü halk galeyana gelmiş durumda. Sokak eylemleri üniversitelere oradan başka alanlara kayarak devam edecek. Toplum gergin ve bu gerginlik her yere yansıyor. Piyasalar olumsuz etkileniyor. Dünya ekonomisinde yaşanan domino etkisi ülkemizi mutlaka etkiliyor. Faizler yükseliyor ve bu yükseliş zirveye ulaşmış durumda. Doların etkisi her alanda kendisini hissettiriyor.
Toplum mutsuz araştırmalarla bunlar ortaya çıkmış durumda. Toplumun elektriğini azaltmak, gerginlikleri sonlandırmak ve ölümlerin yaşanmaması için hükümetin adım atması gerekiyor.
Bu ülke yapanın yaptığının yanına kar kalanların ülkesi olma durumu artık değişmeli… çocuklarımızı el üstünde tutmak için tabuta girmelerini beklemeyelim. Yazımı yazdığım anda Berkin’in cenaze töreni görüntüleri televizyonlardan canlı yayınlanıyor. Onu sonsuzluğa uğurlamak için binlerce insan bir araya gelmiş, esnaflar kepenk kapatmış durumda. Sözün bittiği yerdeyiz…