Bundan 2 ay önce, konkordato sağanağını duyuran ekonomi gazeteleri olası iflaslara dikkat çekmişti. Konkordatoların “ilk 5 ayda 500’e dayandığını” okuduğumuzda, eğer tedbir alınmaz ise bunun devamının geleceğini bütün uzmanlar söylüyordu. Şimdi kehanet gerçekleşti ve seri iflaslar başladı.
Öncelikle iflas ile konkordato farkını ortaya koyalım… İflas, borçlunun artık borçlarını ödeyememesi halidir. Konkordato ise herhangi bir sebeple işleri bozulan ve ödeme güçlüğü çeken iyiniyetli borçluları koruma amacı güder. İflas ile bitersin, konkordato ile borçlarını yeniden yapılandırırsın.
Konkordato hem mali durumu kötü olan borçluları hem de alacaklılarını korumayı amaçlar. Bir bakıma iflasa sürüklenen şirketin tutunacağı son daldır. İstenir ki şirket zor durumu atlatsın, iflas ederse alacaklıları da mağdur olacağından, elinden tutup kaldırarak faaliyeti sürsün, borcunu ödesin.
Son günlerde konkordato ilan eden şirketleri hepiniz duyuyor veya yakınan şahit oluyorsunuzdur. Enflasyon, dezenflasyon, vergilerde enflasyon düzenlemesi derken işler iyice sarpa sarmaya başlayınca şirketler borçlarını ödeyemez duruma geldiler ve konkordato ilanıyla borçlarını yapılandırarak hem şirketlerini hem de karşı tarafı koruma altına almış oldular. Ancak, birçoğu da borçlarını ödeyemeyince kapanmaya ve hatta iflaslarını ilan etmeye başladılar. Tabi bu hem işveren hem de çalışanlar için zor bir durum.
Burada dikkat edilmesi gereken, konkordato kararlarının nasıl verildiğidir. Alacaklısından kaçmak için mi yoksa zordaki şirketini çalışır vaziyette tutup borçlarını ödemek için mi olduğu kritik noktadır. Kararların mahkemede yeterli teknik inceleme yapılmadan alelacele alındığı endişesi had safhada…
İflastan kaçınma yolu mudur?
Evet. Tam da budur ancak hileli konkordato başvuruları da çok sık rastlanan durumdur. Konkordato kararı alan şirketler borçlularına karşı korunurken, alacaklılar için herhangi bir önlem yok. 700 güne çıkan tasdik kararları ciddi mağduriyet yaratıyor, suiistimaller, zincirleme iflasları tetikleyebiliyor.
Hemen bu yapılan pansumanın neye yaradığına bakalım. Değil bin, milyon pansuman dahi tek bir ameliyatın yerine geçmez, geçemez. Pansuman, kanamayı durdurmak ve tedavi için zaman kazanmak için yapılandır. Belli ki Türkiye ekonomisi ağır hastadır. Teşhisi de; “Geri Döndürülemez Ekonomi Hasarı” diye konulmuştur. Kısaca ameliyat kaçınılmazdır.
Oysa ekonominin cerrahlar kadrosu, ameliyat yerine sürekli pansuman ile meşgul... Biri enflasyonu indirmek için sabır önerirken, öteki enerji zammını yüklüyor, ulaşıma zam yapıyor. Ekonomide ameliyat; köklü reformlardır. Durum, artık idare edilemez, günü kurtarma ile takvim yaprakları tüketilemez noktaya taşındı. Kaldı ki iflas; sâridir ve tıpkı müsilaj gibi bir anda ekonomi denizini kaplar, sağlam şirketleri de örseler hatta durduk yerde onları da batırabilir.
Öte yandan ekonomi yönetimi, iş dünyasının çağrısına sessiz kalmadı. Yaklaşık 1,5 milyon mükellef geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi kapsamından çıkarıldı. Buna göre 2023 sonu itibarıyla cirosu 50 milyon liranın altındaki işletmelerin enflasyon düzeltmesi yapmasına gerek olmayacak. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon muhasebesi uygulamasına ilişkin değerlendirmede bulundu.
TÜRMOB başta olmak üzere meslek kuruluşlarının 2023 yıl sonuna kadar erteleme istediğini hatırlatan Şimşek, "Yapılan yasal düzenleme ile 2021 ve 2022 yıllarında enflasyon düzeltmesi uygulanmadı. Uygulama 2023 yılı sonuna kadar ertelendi. Daha sonra iş dünyası ile yapılan toplantılarda yine meslek kuruluşlarınca 2023 yıl sonunda mutlaka enflasyon düzeltmesi yapılması, 2024 yılında da devam edilmesi istendi. Yapılan istişareler sonrasında da Bakanlık olarak gerekli düzenlemeleri yaptık." dedi.
Türkiye'de enflasyon muhasebesi en son 2004 hesap dönemine ilişkin bilançolarda uygulanmış, 2021 hesap dönemi sonuna kadar, şartların gerçekleşmemesi nedeniyle yeni bir düzeltme yapılmamıştı.
Şimşek, 31 Aralık 2023 tarihli gelir tablolarındaki brüt satışları 50 milyon liranın altında olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, 2024 yılının ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmadan beyannamelerini vereceğini, buna dönem sonu bilançolarını eklemeyeceklerini bildirdi.
Şimşek, kapsama giren mükelleflerden daha önce beyanname vermiş olanların düzeltme beyannamesi vermesi gerekeceğini belirterek, "Düzeltme beyanlarını 6 Eylül 2024'e kadar yapan mükellefler herhangi bir ceza veya faiz ödemeyecek." dedi.
ENFLASYON DÜZELTMESİ NEDİR?
Enflasyon düzeltmesi, paranın satın alma gücündeki değişimler sonucu mali tabloların gerçek durumu ifade eder hale gelmelerini sağlamak üzere düzeltme işlemine tabi tutulması olarak tanımlanıyor.
Bilançolarında aktif hesapları güçlü mükellefler bu varlıklarını sermayeleriyle edinmişlerse enflasyon düzeltmesinden olumlu etkileniyor, vergi yükleri azalıyor. Borçları fazla mükellefler ise borç kaleminin düzeltmeye tabi olmaması nedeniyle olumsuz etkileniyor, ilave vergi ödemeleri söz konusu olabiliyor.
YORUMLAR