Görünen bir resesyon içindeyiz. Ekonomimizde durgunluk ve daralma yaşanıyor. Hem de, her alanda dağıtılan bir takım teşviklere rağmen, ciddi boyutlarda yaşanıyor. Bu durum yeni yılda da sürecek olursa, yeni yılın büyüme verileri geldiğinde yıla stagflasyon ile başladığımız sonucunu da görebiliriz.
Stagflasyon; bir ekonomide GSYH sıfır ya da sıfıra yakın iken, enflasyonun da sürmesi halidir. Yani büyüme durmuştur ama buna rağmen yine de enflasyon vardır.
Bizim son günlerde duyduğumuz slumpflasyon ise; bir ülkede GSYH artışı düşerken enflasyonun olmasıdır. Dün açıklanan 2018 büyüme verilerinde, son çeyrekte GSYH % 3 azalmış. Ama 2018 yılı tamamında yine de % 2.6 büyümüşüz. İşte bu nedenle şu an için ekonomik olarak bir slumpflasyon içindeyiz.
Bu daralmanın nedeni, piyasanın güven eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu denli geniş alana verilen bir çok teşvik vs. varken yine de tüketim ve üretim yapılmıyorsa, yatırımcı ve tüketiciler gelecek kaygıları yaşıyorlar demektir.
Tam da seçimler öncesinde bu kaygının yüksek olduğunu görüyorsunuz. Son aylarda halkın yatırımlarında devamlı dövize yöneliyor olması bunun en büyük göstergesi olarak geliyor bana.
Seçim sonrası ülkede yeni bir kur ve devamında da faiz yükselişi yaşanacağı korkuları var. Eğer böyle bir durum yaşanacak olursa, zaten mevcut kur ve faizlerle fiyatların ve kredi faizlerinin ulaştığı seviyeler ekonomiyi daraltmışken, üstüne yeni bir faiz artışı daha yaşanacak olursa, iç piyasanın tamamen durma riski çok yüksek. Kredi faizleri düşeceğine yeniden ve daha da yükselecek olursa, bu takdirde konkordato ilanları yerini iflas açıklamalarına bırakabilir endişeleri herkesin izlemede kalmasına neden oluyor.
Hepimizin dikkatini çeken, her alanda ciddi bir fiyat artışı yaşanırken, doğal olarak gelirlerde aynı oranda artışlar olmadı. Bu nedenle de tüketimler düştü. Düşen tüketim davranışları ve yükselen kredi faizleri yatırımcıların da yatırım kararlarını beklemeye almalarına neden oldu.
Güven ortamının oluşması, bu ortamın düzelmesini sağlayacak. Bugün seçimlere az bir zaman kala bakıyoruz ki, içeride birçok gerilim nedenleri yaşanıyorken, yurt dışı ilişkilerimizde de ciddi belirsizlikler iyice artmış durumda. Tüm bu gelişmeler seçim yaklaştıkça herkesi germiş durumda. Doğal olarak da tüketici, üretici tüm kesimler izlemeye geçtiler.
Seçimler sonrasında sonuç her ne olursa olsun, ekonomi işleyişine başlasın. Korkulan yeni bir kur ve faiz atağı görülmeyecek olursa, öncesinde kurlar çıktığı ya da çıkacağı yerden gevşemeye başlar, sonrasında da faiz indirimleri bu gevşemeyi destekler.
İktidar önemli illeri kaybederse sorunlar artar gibi görünüyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde böyle bir durumda erken seçim istekleri olmayacağı için seçim sonrası durumlar gerçekten çok önemli.
Ortam çok gergin ve tüm kesimler bekleyişte. İktidar çözüm arayışlarını sürdürürken, özellikle seçim sonrası yaşanacaklar için oluşturulan spekülasyonlar da piyasaların olumsuz etkilenmesinde önemli etkenlerden biri.
Tüm olanlara rağmen, ülkemizin refaha ermesi hepimizin hayrına olacağından felaket tellallığı yapmadan çözüm odaklı çalışmalara da hız kazandırmak daha iyi olacaktır.
Bekleyip göreceğiz.
Sayılı günler çabuk geçer…
YORUMLAR