Yeni yıla herkes iyi dileklerini sunarak girmiş, yeni umutlar dile getirilmişti. Ne yazık ki o kadar çok insanımızın umudu söndü, o kadar çok insanımız hayata veda etti ki sayıyı tekrarlamak bile içimi acıtıyor.
Ne ocaklar söndü ne yuvalar kapandı. Deprem öldürmez bina öldürür sloganı atmanın kime ne faydası var şu saatten sonra anlamıyorum. Anasız babasız kalan çocuklar, evlatsız kalan ana babalar. Hepsinin gözü yaşlı içleri kan ağlayarak soğukta titreşip kendilerine uzanacak yardım eli bekliyoruz.
Ülke olarak millet olarak her zaman zor günlerde birleşmeyi bildik. Sırt sırta verip gücümüzü birleştirmeyi bildik. Bu millet necip bir millet ve ülkesi vatan toprakları için yapamayacağı yoktur. Nihayet her zaman olduğu gibi asrın felaketi olarak tanımlanan bu afetin altından kalkmak için olayın gerçekleştiği ilk günden bu yana el ele büyük çaba sarf ediyor.” Keşke şu siyasiler olmasa da bu işler daha düzgün yapılsa. Onların birbirleriyle çarpışmasından yorulduk. Millet can derdinde onlar koltuk derdinde. Milletin yarasına derman olsunlar” sesleri bir taraftan çaresizliği bir taraftan tükenmişliği gösteren cümleler değil de nedir? Biriler çıkıp bunların da açıklamasını yapsın lütfen.
Konya depreme ne kadar hazır?
Binalar yeterince denetleniyor mu?
Deprem toplanma alanları nereler?
Afet koordinasyon merkezlerimiz var mı? Gibi birçok soruya cevap da aranmıyor değil.
Öte yandan bugüne kadar Konya Hatay’a elini o kadar güzel uzattı ki; kurtarma araçları, itfaiye ekipleri, bütün ihtiyaçların giderilmesi için tüm Konyalıların el ele vererek oluşturdukları yardım tırları, belediyelerimiz ve özellikle ilk günden bu yana var gücüyle orada çalışan Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’ın çabaları mühendis gözüyle daha doğru ve yerinde çalışmalar olmuştur. Oluşturulan çadır kentlerin düzenlenmesi, hizmetlerin yerine ulaşması depremzedelere daha iyi hizmet götürülebilmesi için Meram Ve Karatay Belediye Başkanlarımız da hizmetlere eksiksiz katkılarını sunmuşlardır.
Konya tek yürek olup yardımların ulaşması yönünde çalışmalar yaparken, oluşturulan seyyar mutfaklar, gönderilen gıda yardımları da orada sıcak aş olarak depremzedelere büyük hizmet sunulmuştur.
Konya şimdi odalarımızın özellikle Ticaret Odamızın başlattığı konteynır konutlar oluşturmanın çabası depremzedelere bir şekilde küçük yaşam alanları oluşturacak. Umarız çabaları yerini bulur ve yürekleri kanayan, her yerleri yara bere içinde olan bu insanlara merhem olur.
Aslında Hatay Atatürk’ün bize emaneti ve bizim için çok kıymetli. Oradan bir an önce mülteciler, denetimsiz göçle oraya yerleşmeyi beceren Suriye’lileri çıkarmak en önemli iş olmalı. Orası vatan toprağımız ve sınırlarımızın güvende olmasını istiyorsak, evimize hırsızın girmesini istemiyorsak kapının kilidini de sağlam yapmak zorundayız.
Bugün yaşanan afet nedeniyle büyük bir göç yaşanıyor. Bu konuya daha sonra detaylı bir şekilde değineceğiz. Ancak bu göçlerin kalıcı olmasını önlemek adına depremzedeler için yapılması gereken çok çalışmamız gereken konular var. Öncelikli olarak zemin etütleri yapılarak jeoloji mühendislerinin bilimsel çalışmaları dikkate alınarak ilk adımlar atılmalı. Diğer taraftan depremzedelerin psikolojik olarak desteklenmesi, yaralarının sarılması için onların yanında yer alacak kişilerin özenle seçilmesi de gerekiyor.
Büyük bir göçe neden olan depremin, yaşamları bu kadar etkilememesi için onlara yeni yaşam alanları ve çalışma alanları sunulmalı ki hem sanayi hem tarımsal anlamda ülkemizin önemli illerinden biri olan Hatay yeniden dirilip ayağa kalksın. Bu belki de Hatay’ın yeniden doğuşu olacaktır.
Burada yazıyı okuyanlar on bir il afetten etkilendi neden siz sadece Hatay üzerinde durdunuz diyecektir biliyorum ama Konya Hatay’la eşleşti ve tüm yardımlar oraya gönderildi. Tabi ki diğer illerimiz de çok önemli ve çok büyük kayıplar verildi. Vatan toprağının her bir karışı, her bir vatandaşımız canımız kadar önemli ve değerli. Hiç birini es geçemeyiz.
Her göçükten bir hikaye, bir son, bir yaşam anlatılır. Ancak tüm yaşananlar üzerimizde çok büyük etkiler bıraksa da biz çok çabuk unutan da bir milletiz. Onun için burada söylenecek en önemli söz galiba bu felaket bize ders oldu mu? Demek en doğrusu olacak. Alacağımız ders, gelecekte yaşananlara bir kapı olacaktır.
Hiçbir ülke, güzel ülkemin insanının yaşadığı bu acıyı yaşamasın. Zor hem de çok zor… ülkemizi siyasi, ekonomik ve psikolojik olarak yıkıma uğratan bu afet umalım ki hiçbir zaman bu kadar bizi yıkıma uğratmasın.
YORUMLAR