Sürekli olarak eğitimde kaliteyi tartışırken, gençlerin ve çocukların okullarda neler yaşadıklarına gözlerimizi kapatmış durumdayız. Eğitimin çocuklarımızı geleceğe hazırlayamadığı konusundaki endişelerimiz hemen hemen hepimizde var. Acaba Milli Eğitim Bakanı değişecek mi? eğitimin şekli ne olacak? Sınavlar değişti mi? gibi gibi birçok sorun konuşulur durur.
Bugün özellikle liselerde gençlerin kız meselesi nedeniyle birbirinin canına kast etmesi, uyuşturucunun okul kapısına kadar gelmesi, gençlerin ileriki yaşamları konusunda yetenekleri ile yön bulamaması, kişisel ilişkilerde sınır tanımaması gibi birçok sorunu atlar olduk.
Okullarda rehber öğretmenler ne yaparlar bir türlü anlamış değilim. Tenefüslerde bir Allah’ın kulu rehber öğretmenleri çocukların oyun alanlarındaki davranışlarını takip eder durumda göremez. Gençlerin arkadaşlarıyla ilişkilerini değerlendirme konusunda, gençleri gruplandırarak tartışma ortamlarında onların beklentilerini tespit etmek için çalışmalar düzenlemez. Allah aşkına ne yapar bu öğretmenler. Hatta diğer öğretmenler tarafından boşuna okulları işgal ediyorlar biz çalışıyoruz onlar oturuyor diye kendi meslektaşları tarafından eleştirildiklerine şahit oluyoruz.
Gençlerimizin intihara meyilleri de oldukça artmış durumda. Çünkü artık ne ailesiyle ne de arkadaşıyla bir şeyleri paylaşabilir durumda değil. Bakınız sosyal medyada eğitimli bir anne babanın kız çocuğunun kendinden yaşça çok büyük, olumsuz tiplerle arkadaş olduğunu gördüm. İnanın o kadar üzüldüm ki! Tarifi imkânsız. Sorumluluk sahibi olarak diyorsunuz ki bakın çocuğunuz başka isimle sosyal medyada olumsuz kişilerle, olumsuz yazışmalar içerisinde diye uyarayım. Ancak gelin görün ki aile de bu durumda sizi suçlu çıkaracak bahaneler üreteceğinden vazgeçiyorsunuz.
Aile ve çevre etkisiyle yeni açılan imam hatiplerde kendini bulan çocukların çoğunun da bu okullarda eğitim almak istemediğini görüyorsunuz. O çocuklar büyük bir stres ve baskı altında. Tabidir ki gitmek isteyen de gitmeli.
Ne yapılacak birçok sorun sıralıyorsunuz da çözüm ne dediğiniz de cevabın sorunun içinde yer aldığını göreceksiniz.
Bakın yine kulaklarımla şahit olduğum gençlerin dilinden dökülen sözleri aynen aktaracağım size “ ulan şuna bir kezzap atacaksın bir daha böyle giyinemeyecek” bu sözler kime bir genç kıza. Peki niye streç kot pantolon giydi diye. Düşünün genç kızın bacaklarını yakmayı düşünüyorlar. Bu nasıl bir canilik, bu nasıl bir bağnazlıktır anlamış değilim. Bırakın herkes istediğini giysin. Gerçekten gençlerimizin şiddete meyli arttı ve her gün bir şey duyacağız diye bekliyoruz.
Anneler babalar daha dikkatli olalım lütfen. Çocukların cebine para eline kocaman telefonlar bu çocuklar okula gidiyor mu gitmiyor mu kontrol eden dahi yok. Niye çocuk evden okula gideceğim diye çıktı.
Yine gözlerimle şahit olduğum okula devamsızlığı belgelemek için rapor almaya devlet hastanesine gelen öğrenciler. Doktor tepki gösterip raporu vermeyeceğini söyleyince genç kız “babama söylerim o zaman paşa paşa verirsiniz” aman Allahım bu nasıl bir şey. Sen okula devamsızlık yapacaksın sınıfta kalmamak için sahte yollara başvuracaksın, baban da bunu destekleyecek. E o zaman buna yuh denmez de ne denir bilmiyorum. Gelin siz değerlendirin.
Hakikaten konu o kadar derin ve can sıkıcı ki buna birilerinin dur demesi ve gereken önlemlerin alınması gerekiyor. Değilse anneler çocuklarını okula gönderdikleri zaman acaba başına ne geldi endişesiyle yaşamamalılar.