Ülkemizde üniversitelerin sayısının artmasının, gençlerimizin eğitimde istediklerini elde edip meslek sahibi olmaları açısından önemli olduğunu söyleriz. Hatta bu üniversitelerden mezun olan gençlere kısa zamanda iş alanları oluşturulup, ülke kalkınmasında onların da yer alması gerektiğini anlatır dururuz. Ancak gençlerin yemek yemek için yaptıkları başkaldırı, sorunlar yumağının hiç de küçük olmadığını, geçmişten günümüze artarak devam ettiğini gözümüzü soktu.
Üniversiteye başlamak, hayatın anlamını anlamaya, üstesinden gelinemeyecek silsilelerden kurtulmaya, ya da boğulmaya çalışmak. Bilinmeyenin ötesindeki her cins insanla tanışmak, yeni ortamlara akmak, kendini bir şey hissetmeye başlamak, tipini, şeklini, şemalini değiştirmeye başlamak…
Yeni bir yola çıkmak geleceğe adım atmak. İşte öyle bir şey…
Lisede okuyan öğrencilerin birinci hedefi üniversiteye girmektir. Peki, üniversiteye giren öğrencilerin hedefi nedir? Onlar da verilen eğitime güvenmeyip işe girmek için KPSS barajını geçmeyi, iş sahibi olmayı düşünür.
Bugün ülkemizdeki istihdam sorunu çığ gibi büyürken, eğitimlerine devam eden öğrencilerin ne tür sorunlarla boğuştuğunun yalnızca kendileri ve aileleri farkındadır. Ancak gençlerin yemek yemek, insan yaşamının en doğal ihtiyaçlarından birini gidermek için bile sorunları varsa, bu ülkede şunu yaptık bunu yaptık demenin de anlamsız kaldığını görürsünüz.
Birçok öğrencinin hem eğitimini, hem de yaşamını devam ettirebilmek için okul dışında çalışmak için iş aradığını restoranlarda kafelerde çalıştığını hepimiz biliriz. Anne babalar da çocuklarının yaşadıkları, eğitim aldıkları şehirlerde sıkıntıda kalmamaları için maddi manevi her türlü desteği vermeye çalışırlar. Özellikle dar gelirli ailelerin başka illerde çocuklarını eğitime göndermesi daha da bir zordur. Öncelikli olarak ebeveynlerin çocuğum güvende mi sorgusu varken, bugün gelinen noktada çocuğum aç mı diye de düşünmesi gerekiyor.
Üniversiteli gençlerin hangi lokanta daha ucuz, bugün tostla karnımı doyurayım diye düşünmekten öte, eğitimini aldığım ileride tüm yaşamıma şekil verecek olan mesleğimle ilgili kendimi nasıl geliştirebilirim çabaları olmalı. Belki de bilmediğimiz kaç öğrenci cebinde parası olmadığı için geceyi aç geçirdi. Bu çocuklardan kendilerini geliştirmelerini bekleyebilir miyiz? Tabi ki hayır. Siz onlardan sorumlu olan yetkililer, gençlerin kendilerini geliştirebilmeleri için yollarını açın. Onların daha iyi yarınlara sahip olabilmeleri için, hem sosyal, hem kültürel, hem de iş yaşamında başarılı olmaları için kapanan kapıları açın.
Gençler açlık ya da adını ne koyarsanız koyun beslenme sorunlarıyla değil, bilimsel araştırmalarla, yeni bir dil öğrenmeyle, mesleki tecrübe edinmek için uygulama alanlarında çalışarak o dört yılı tamamlasın. Mezun olan gençler, işsizlikle boğuşmasın. Her gün hepiniz şahit oluyorsunuz. Atanamayanlar, yıllardır iş bulamadığı için bunalımda olanlar vs. vs.
Artık bütün bunları görmek istemiyoruz. Gençlerimiz gerçek anlamda eğitilsin, geleceğe umutla bakabilsin, girdikleri yolda engellerle karşılaşmasın.
Her ne kadar enerji savaşlarının başladığını görsek de gençlerimizin yarınlarının aydınlık olmasını istiyoruz.
YORUMLAR