Enflasyon ve hayat pahalılığı çoğu kez birbiri yerine kullanılır. Oysa her ikisi ayrı ayrı şeyleri ifade eder.
Enflasyon fiyatlar genel seviyesindeki artıştır. Fiyatlar genel seviyesinin düşmesine ise deflasyon denir. Bu da çoklukla dezenflasyonla karıştırılır.
Değerli okurlarım aslında bugün başka bir konumuz vardı. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dezenflasyon açıklamalarının çok iyi anlaşılmadığını görünce ve hatta bu konuyu soranlar olunca, konuyu detaylandırmanın yerinde olacağını düşündüm. Hemen hemen siyasilerin ve özellikle Cumhurbaşkanı ile birlikte Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in sürekli olarak sarfettikleri dezenflasyon önemli bir konu…
Dezenflasyon fiyatlar genel seviyesindeki artışın yavaşlamasıdır. Yani 100 km hızla giderken ileride kırmızı ışığı görünce yavaş yavaş hızınızı düşürürsünüz. İşte bu hız düşüşüdür dezenflasyon. Araç yine gider ancak aracın hızı yavaşlar. Dezenflasyonda da fiyatlar genel düzeyi yine artar ancak artış hızı yavaşlamıştır.
Hayat pahalılığını ortadan kaldırmanın yolu gelirinizin, en az tükettiğiniz mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artış oranı kadar artmasıdır. Eğer geliriniz artan mal ve hizmet fiyatlarından daha az artıyorsa işte o zaman hayatınızdaki bazı mal ve hizmetlerden fedakârlık etmeniz gerekir. Aksi durumda yaşam ağırlaşır. Yaşam yaşam olmaktan çıkar hayatta kalmaya dönüşür.
Hayat pahalılığı, kaynağını enflasyondan alır. Gelirin enflasyonla artan mal ve hizmet fiyatlarını yakalayamaması neticesinde hayatınızın yaşam maliyeti artar. Eskiden 200 TL ile bir market sepeti doldururken artık aynı 200 TL ile o sepetin yarısını alıyorsanız yaşam maliyetiniz artmış demektir. 200TL diyorum onunla da çok şeyi alamadığımızı hepimiz biliyoruz. Yoksa sepet doldurmak ne haddimize.
Enflasyon o ülkede yaşayanlar için gerçekten bir zulümdür. O nedenle gelişmiş ekonomiler enflasyonu önemser, yükselmesine izin vermez. Gereken önlemleri alır.
Enflasyonla birlikte, önce küçük ama mutluluk veren alışkanlıklar gider. Dışarıda yemek yiyorsanız bundan fedakârlık edersiniz. Eğer tiyatro ve sinemaya gidiyorsanız artık gidemez olursunuz. Eşe dosta özel günlerinde hediye almaktan, onları hatırlamaktan vazgeçersiniz. Canınızın çektiğini alamadığınız market, balıkçı, kasap dükkânı önünden geçmezsiniz bile. Her zaman alışveriş yaptığınız market artık pahalı hale geldiği için ucuzcu marketleri tercih edersiniz. Yaz tatilini akrabalarda, o da yoksa evde geçirmenin yollarını ararsınız. Deniz tatilini aklınızdan bile geçiremez olursunuz. Tek amaç hayatta kalmaktır artık.
Bakın maaşlara yapılan zamlarla birlikte diğer tüketim mallarına yapılan zamların dengesizliğine, o zaman ne söylemek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Gıda enflasyonunun önüne geçilemezken, doyuramadığımız müteahhitlere para akıtmak için köprülere yapılan zamlar, benzin ve mazota yapılan zamlar, nakliye fiyatlarını kaç katına çıkarmış ki gıda fiyatlarında dezenflasyon olsun. Fiyatların yükseliş hızı yavaşlamak bir yana engellenemez bir yükselişle karşımıza çıkıyor.
Verginin vergisi tanımı da artık defterimize yazıldığına göre halkın omuzlarının çökmemesi diye bir şeyden söz etmek imkansızlaşıyor. Sabit ve dar gelirli halkın yükü artarken, Ekonomi Bakanı Şimşek’in yaptığı açıklamalar da insan psikolojisini bozar nitelikte.
“Hayat pahalılığının en önemli birleşeni kiralar. Bunu konut arzını artırarak çözebiliriz.” Diyor ya işte orada ne yaparsanız yapın çaresiz kalıyorsunuz. Barınma sorunu başlı başına büyük bir sorun ve bunu herkes birebir yaşıyor. Hayat pahalılığının en önemli etkenlerinden biri kira artış oranları. Bu doğru ancak onlarca kalemden sadece birisi. Kaldı ki kiracı ve kiralayan arasındaki denge de içinde bulunduğu hükümet tarafından ortadan kaldırıldı. Konu sadece konut arzı ile çözülemeyecek kadar derin. Fakat Kamu bir zam yapıyorsa, özel sektöre de aynı kapı açılmış oluyor. Kamunun hiçbir fedakârlıkta bulunmadığı izlenimini doğuruyor. Geniş kesimleri enflasyonla mücadele konusunda ikna etmek de mümkün olmuyor.
Dezenflasyon derken bu artışları nasıl yavaşlatacaklarını bir açıklasalar daha iyi anlayacağız bu konuyu. Dezenflasyonun hiçbir esamesi ortada yokken bunu dillendirmek de ne anlama geliyor? O nu da siz değerlendirin. Fiyatlar bu kadar hızla artarken ve üstelik gelirler yaşam standartlarını sağlayamayacak kadar düşük tutulmuşken dezenflasyonu dillendirmek anlamsız kalıyor.
Bu kadar düşük gelire mahkum edilen çalışan, emekli hemen hemen herkesin yaşam savaşını birilerinin derinden hissetmesi gerekiyor ki dezenflasyondan söz edelim.
YORUMLAR