Son dönemlerde yaşanan finansal sıkıntılar şirketleri birer birer vurmaya devam ediyor. Hal böyle olunca hiç gündemimizden düşmeyen işsizlik sorunu büyümeye devam ediyor. Çünkü şirketler çalışanı yük olarak görmeye ve bu yükü atmak için en kısa yol işten çıkarmaları devreye sokuyor. Çalışma hayatının zorluğunun yanı sıra, yaşam koşullarının giderek ağırlaşması da çalışanların üzerinde büyük bir psikolojik baskı oluşturuyor.
Çalışandan verim almanın en iyi yolu her zaman söylediğimiz yöneticilerin çalışanları sorunsuz ve endişe duyacakları ortamlarda çalıştırmamalarıdır. Bakın bugün gelinen noktada şirketlerin girdikleri çıkmazda sürekli çalışanı işten çıkarmalarla tehdit etmesi ya da işten çıkarılacağı düşüncesini kafasında oluşturması çalışanı sıfır verime sürükler. Siz önce çalışanınıza iş ve çalışma güvencesi vereceksiniz ve çalışan da sizin ondan beklentilerinize karşılık verecek.
İşten çıkarılmak dünyanın sonu değil, ancak insanın psikolojisi üzerinde derin bir darbeye ve kaygıya neden olabiliyor. Hayatta başımıza bir şekilde gelebilecek bu durumdan çok fazla darbe almadan kurtulmak için ise kendimize çok yüklenmememiz gerekiyor. Bu süreci en sağlıklı şekilde atlamak için yapabileceğimiz bazı şeyler var.
İşten çıkarıldığınızı ilk öğrendiğiniz anda, eğer bu beklemediğiniz bir ayrılıksa ister istemez karşı tarafa göstermeseniz de bir hayal kırıklığı yaşarsınız. Bu hayal kırıklığının karşılığı olarak fazla duygusal ya da fazla agresif bir tavır sergileyebilirsiniz. Bu iki duygu da hem kendiniz hem de karşı taraf için pek doğru olmayabilir. Elinizden geldiğince sakin kalmaya ve ilişkilerinizi yakıp yıkmamaya gayret göstererek ayrılın. Karşı tarafı haksız bulsanız bile bu hakkı kurallara uyarak arayacağınızı sakince belirtin ve kendinizi yıpratmayın.
Bu gibi durumlarda insanlar suçu kendilerinde aradıklarından ve bunu bir başarısızlık olarak düşündüklerinden bu haberi en yakınlarından bile saklama yoluna gidebilirler. Ancak bu zaten üstesinden gelinmesi zor psikolojiyi iyice zorlu kılar. Bunu kendinize de bu durumda size destek olabilecek yakınlarınıza da yapmayın.
Paylaşın ki hem siz hafifleyin hem de çözüm konusunda yanınızda olacak insanlardan uzak kalmayın.
Krizleri fırsata çevirmenin yollarını arayın. Şimdi bu yazıyı okuyanlar ben krizi fırsata çevirin dediğimde onlarla dalga geçiyorum gibi algılanabilir. Ancak durum ortada ve şirket sahipleri ve hatta yöneticiler bu kafayı değiştirmedikten sonra kendi çıkış yolumuzu kendimiz bulmak zorundayız.
Siz kendi potansiyelinizi ve yapabileceklerinizi biliyorsunuz. Tabidir ki bizim ülkemizde akıllı insanlara pek tahammül edilmez. Kafası fikir üreteni, verilen işi kısa yollardan çözüme ulaştıranı pek sevmezler.
Neden?
Çünkü hep "ben önde olayım", "ben ne söylersem odur" ve hep karşısında el ovuşturan, "tamam - peki- emredersiniz-siz haklısınız efendim" diye el pençe divan duran isteyen zihniyetle zaten bir yere varılmaz. Bugün yaşanan gerçekler de bunun sonucudur.
Acaba bugün mü beni işten çıkartacaklar diye işe giden bir çalışandan o işyeri ne kadar verim alır siz düşünün. Yukarda da belirttiğim gibi işten çıkmak dünyanın sonu değil. Ancak, sorumluluğunu taşıdığınız eşiniz, çocuklarınız varsa bu sizi psikolojik olarak yıkıma uğratır. Kısa da olsa bir hayal kırıklığı yaşarsınız. Biliyoruz, bu durum sizi hiç beklemediğiniz bir anda yakaladı ve planlarınızı altı üst etti. Ancak her inişin bir çıkışı vardır. Moralinizi bozmayın ve sağlığınızı da zorlamayın. Yeni fırsatları görmek için kendinize bir mola almışsınız gibi düşünün. Hemen iş aramaya girişmeyin ve önce geleceğinizi planlayın.
Panikle hareket ederseniz yanlış kararlar alabilirsiniz.
Umudumuz o dur ki; bütün gençlerimiz eğitim aldıkları alanlarda, huzurlu, mutlu, verimli çalışma ortamları bulabilsinler. Bulsunlar ki ülkenin geleceğinde, ekonomik kalkınmada onlarda yerlerini alıp görevlerini yerine getirmenin huzuruna ulaşsınlar.
Ne diyoruz “mutlu çalışanlar, mutlu toplum, güvenli yarınlar.”
YORUMLAR