Kanayan yaramız Kudüs-Filistin!.. yıllardır susturulamayan baş belası İsrail’in eli kanlı lideri aldığı destekle kan dökmeye devam ediyor. Durum vahim ve bu sefer geçmişte yaşananların daha ötesine geçildi. Sanki artık geri dönüşü olmayan yola girildi gibi… çünkü İsrail’in eli kanlı lideri Netanyahu’nun sözleri çok büyük. Ortadoğu’nun haritasını değiştireceğiz diyecek kadar pervasız sözler sarf edebiliyor.
Çocuklar uykularından vahşete uyandı. Hastanelerin güvenli yer olduğunu düşünerek sığınan sivil halk bombalanan hastanede yaşamını yitirdi. Bu konuda aymazca açıklama yapmaları da tüm dünyanın öfkesini yükseltti. Savaş suçu işleyen İsrail’e bunun hesabını soracak birileri, bir kurum, bir teşkilat var mı bilmiyorum. Tüm bu yaşananlar bitse bile kimsenin de hesap soracağını düşünmüyorum. Bu insanlık suçunu yargılayacak hiç kimse ya da bir kuruluş dünyada yok.
Tüm dünya ve özellikle İslam ülkeleri vahşete uyanan çocukların korku dolu gözlerine nasıl bakacaklar bir düşünsünler. Bu çocukların yüzüne bakan insanlar nefes almaya utansın. Çocuklar ölürse insanlık ölür. Çocuklar ölürse gelecek yok olur. Hepimiz siz ben ya da başkaları bir soy kırımı sadece gözlerimiz yaşlı film izler gibi haberlerden izliyoruz. Filistinli doktorlar acının merkezinden cansız bedenler arasından dünyaya çağrı yapıyor. Yalvararak haykırıyor yardım istiyorlar. Hangi vicdan bu haykırışlara, ağlayan çocuklara ya da parçalanmış bedenlere kayıtsız kalabilir. Meslektaşlarımız, gazeteciler dünyaya bu durumu anlatmak için oradalar ve çok sayıda gazeteci hayatını kaybetti. Sözün bittiği noktadayız ve umalım ki ateş başka ormanları yakmasın.
Gazze’de yaşananların Türkiye’ye temelde iki etkisi var. Birinci etki ekonomik sorunlar yaratması yönüyle olacak.
Çatışmaların başlamasından sonra motorine yüklü bir zam geldi, benzin zammının da eli kulağında gibi.
Akaryakıt zamlarına yol açan iki temel etken söz konusu. Çatışmalar yüzünden uluslararası piyasalarda ürün fiyatları artıyor ve bu artış haliyle bize de yansıyor. Diğer etken ise ürün fiyatları artmasa bile Türk parasındaki değer kaybı hızlandığı için ithal maliyetlerdeki artış yurt içi fiyatlarını yukarı çekiyor.
Akaryakıt fiyatlarındaki bu artış doğrudan ve dolaylı olarak tüm fiyatlara yansıyacak, kimileri de bunu bahane edip daha fazla zam yapıyor.
Ekonomik sorunlar ve ortaya çıkan etki sular durulduğunda normale döner. Bizim asıl sorunumuz başka...
Bu ülkenin vatandaşı, İsrail’i protesto edeceğim diye, ayarı tutturamayıp kendi askerine, kendi polisine çok isteyerek ve bilinçli olmasa bile saldırır, ona zarar verir hale geldi. Bunu yapan güruha sormak gerekir; “Mehmetçik Gazze’ye” derken “Mehmetçik”, sizi frenlemeye çalışırken düşman askeri mi?
Ben insanlığın tarafındanım, zulme uğrayanın yanında ve haksızlık yapanın karşısındayım” demen de yetmiyor!
Hem zaten ortalık oturduğu yerden esip gürleyenlerle dolu. Kof kabadayılık öyle kolay ki. Hele hele başkasının canıyla kabadayılık yapmak. Mehmetçik Gazze’ye gidecekmiş, gitmeliymiş! Olur, emriniz olur! Ne kadar kolay değil mi, başkasının canıyla birilerine meydan okumak!
Ekonominin ne kadar sıkıntıda olduğunu gören, bunun farkında olan ne tuhaftır ki yalnızca iktidar, daha doğrusu ekonomi yönetimi.
Ekonomik sorunların unutulması ya da unutulmuş gibi yapılması iktidarın elbette işine geliyor. Ama iktidarın bunu çok da önemsediğini sanmıyorum, çünkü ekonomik sorunlar unutulmasa ne olacak ki.
Muhalefet iktidara kök mü söktürüyor yani! Örneğin ana muhalefet delege derdinde... Bir başka parti “Biz niye altılı masaya girdik” diye hala onun tartışmasını yapmakla meşgul. Muhalefet partisi görünümlü bazı partiler kendilerini Gazze’ye kaptırmış, içeride olan biten umurlarında değil. Partilere vatandaş da eklenmiş; sanırsınız ki ekonomi güllük gülistanlık.
İstikrarsızlığın tüm dünyayı etkiler hale gelmesinden kaygı duyulan bir dönemde, bu istikrarsızlığın yanı başında olan Türkiye'ye yatırım gelmesini beklemeye devam eden, bunu uman acaba kalmış mıdır; bilmiyoruz ama bunu beklemek durumundayız.
Etrafımız ateş çemberi. Ülke ekonomisi sıkıntıda. Dar gelirli halkın sayısı giderek artarken, tüm dünyayı etkis altına alan bu olumsuz gelişmeler ülkemizi de saracak. Ekonomik ve sosyal anlamda değişiklikler yaşanacak. Sokaklarda savaş naraları atanların Mehmetçiğe Gazze’ye git çağrısı yapanların acaba kaç tanesi oraya gider onu da düşünmek gerekir. Çığırtkanlıkla yiğitlik çok başka şeyler çünkü. Meydanlarda tekbir diye bağıranların, Filistin şalıyla dolaşanların, ortalığı karıştıranların kaç tanesi yola çıkar merak ediyorum. Bu ateş İran’a sıçrarsa durum daha da içinden çıkılmaz bir hal alır. Bir türlü durdurulamayan İsrail’in, bunak Biden’dan destek alması kendini daha güçlü hissettirse de tüm dünyada halkların buna tepki göstermesi bu savaşı durduracak en büyük etken olacaktır.
YORUMLAR