Ülkede işsizlik rakamları yükselirken, işsizlikten etkilenenlerin yaşları artık daha da yükselmeye başladı. Durum öyle bir hal aldı ki; meslek edinmek için okudukları okullardan mezun olanlar kendi mesleklerini yapamaz duruma geldi. Diğer tarafta işsizlikten etkilenen gençlerin yaşamlarına bir düzen kuramamaları psikolojik sorunları da beraberinde getirdi.34 yaşına gelmiş bir iş sahibi olamamış, hala iş arayıp evini kuramamış, evlenememiş çok sayıda işsiz var.
Öte yandan işsizlik ve ekonomik darboğaz aile mahkemelerinin yükünü iyice artırmış durumda. Ekonomik çıkmazda boğulan çekirdek ailelerin, tek çocukla bile yaşamlarını sürdürmekte zorlandıklarını, ihtiyaçların giderilememesinden her geçen gün arttığı ve üstelik toplumda ki şiddetinde boyutlarının tartışılamaz duruma geldiği bugün ahlaki çöküşün büyümesini seyrediyoruz.
Her zaman enflasyonla ilgili yazarken, enflasyonun toplumların ahlakını nasıl çökerttiğini, yolsuzlukların, hırsızlıkların, fuhşun ve her türlü kötülüğün kapısını açtığını söyledik.
İnsanoğlu genellikle mutlu olmak için bazı şeylerin gerçekleşmesini, bazı şeyleri elde etmeyi bekler. Bu insanın doğasında olan bir durumdur da, bir de toplumu böyle düşünmeye, yaşamaya iten etkenler var.
Bunun adı çaresizliktir. Yoktur elde avuçta hiçbir şey, bir zaman geçip o eksiklerin tamamlanması beklenir. Bu beklentiyi yaratan da siyasi iktidardır.
“Bu yıl dişimizi sıkalım, seneye refaha kavuşuyoruz.” Gibi açıklamalar hep umut kapısını açık tutar.
TÜİK’in gelir dağılımına ilişkin çalışmasına bakıyoruz; göze çarpan iki temel olumsuzluk var.
Bir; durum felaket, gelir dağılımı çok bozuk.
İki; gelir dağılımı bozukluğu her geçen yıl daha da artıyor.
Özellikle yoksul kesim giderek daha da yoksullaşıyor.
Aslında resmi verilere de pek ihtiyaç yok; çıkın sokağa her şeyi gözlemek mümkün.
Ağırlıkla emeklilerin durumu...
Belli bir yaşa gelmiş insanlara “Sabret, seneye daha iyi olacak” deniliyor da bu beş sene önce de söylenmişti, on sene önce de, şimdi de söyleniyor. Orta yaşın üstündeki bu insanlar üç beş yıl sonrasının iyi olacağına ister istemez inanmak istiyor, belki inanıyor da, o yıllarda durum gerçekten iyi olsa bile ya o zamana kadar geçen dönem ne olacak?
Daha çok emekliler gecenin bir yarısında yarım kilo et almak için sıraya giriyor, sonra bir bakan çıkıp son bir yılda yüzde 100’ün üstündeki et zammını “Az bir şey” diye yorumlayabiliyor.
Yıllar yılı yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan ekonomi politikası, şimdi nasıl ve daha da önemlisi ne değiştirilecek de yoksul kesimlerin durumlarında iyileşme sağlanacak? Her zaman söylenen ve halkın ağzında pelesenk olan “boş tencere iktidarları yerinden oynatır” sözü bugün sokaklarda yükselen seslerle kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı.
Yerel seçimler genel seçim havasında geçerken, seçime az bir zaman kala ilimizde ne kadar büyük bir sessizlik varsa, İstanbul ve Ankara sesin yüksek çıktığı vaatlerin havada uçuştuğu bir seçim havası yaşıyor.
Esas durum seçim sonrası halkın yaşayacağı gerçeklerdir. Sabit ve dar gelirlilerin yükü elbette artacak ve fakat vergilerin yükselip bazı kesimleri de vuracağı kesin. Öte yandan döviz tarafında bir türlü dengeler sağlanamazken, doların yükselme beklentisi de oldukça yüksek. Dolarla kol kola yürüyen altının da yükselişini sürdüreceği durumlar devam edecek görünüyor.
Tüm bu yükselişler de zincirleme kazaları beraberinde getirecek. Özellikle konut fiyatlarında katlanarak artan maliyetler olacağını müteahhitler birliği söylüyor. Aslında halk yaşamlarını sürdürmenin sınavını bir şekilde başarıyor. Borç gırtlağa dayansa da yaşam devam ediyor. Yüksek kiralar, gıda enflasyonu, artan maliyetler, işsizlik, adliyelerde sayısı unutulmuş binlerce icra dosyaları ve boşanma davaları… Yaşam bir şekilde devam ediyor. İnsanoğlu hep mutlu olmayı bekleyerek ömrünü tüketiyor anlayacağınız. Çünkü son yıllara baktığınızda hani orta direk yok oldu diyoruz ya, öyle görünüyor ki görece zengin kesimler bile kayba uğramış.
Umudumuzu yitirmeden, cennet vatanımızın nimetlerinin halkın refahını artırması için yapılacak çalışmaları, atılacak adımları bekleyeceğiz. Başta tarım reformu ve ekonomik kalkınma planlarının hayata geçirilmesi olmak üzere….
YORUMLAR