Selçuk Üniversitesi yıllar içerisinde bir çok alanda öğrenci yetiştirirken, bir çok alanda da hizmetler gerçekleştiriyor. Her zaman yazılarımızda üniversite sanayi işbirliği konusunda çalışmalar yaptık ve sanayinin bilimsel anlamda desteklenmesi gerektiğini dillendirdik. O konuda ilk göz ağrımız Selçuk Üniversitesi başarılı çalışmalar yaptı ve yapmaya devam ediyor.
Bugün aslında çok başka bir konuyu yazmak isterken, dökümanlar oluşmuşken defalarca bana anlatılan , aldıkları hizmetin kalitesinden bahseden insanlar yine beni aradı ve böyle insanların bize hizmet etmesi ne güzel diye övgü dolu sözlerle ondan bahsettiler.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi bugüne kadar kaç hastaya baktı, kaç kişi orada sağlığına kavuştu bilmiyorum ama böyle güzel ve övgüyle anlatılan şahsiyetleri duyduğumuzda sizlerle paylaşmamak da olmayacaktı.
Fakülte yeni yönetimiyle önemli çalışmalara imza atacaktır. Bundan hiç kuşkumuz yok. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Serdar Göktaş hocanın başarılı çalışmalarını ve disiplinine yakından şahit olduğumuzdan, akademik çalışmaların da bir adım öteye taşınacağını düşünüyoruz. Öte yandan poliklinik hizmetlerinin gerçekleşmesinde Başhekim Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz hocanın ve ekibinin hastaların hizmetlere daha kolay ulaşması için yapacakları çalışmalar olacaktır. İyi iyinin ötesine geçecektir diye düşünüyoruz.
Aslında bir hastane nasıl anlatılır ve nasıl anlam kazanır değer bulur? Onu içini dolduranlar değerli kılarlar. Öyle olduğunu biliyorduk ve fakat bunu hizmet alanlardan duyduğunuzda, hele de kendi hastaneniz olarak da sahiplenmişseniz daha da bir gurur duyuyorsunuz.
Bugün,Göz Anabilim Dalında hizmet alan hastalardan aldığım övgüleri sahiplerine iletmek istiyorum. Çünkü ben bunları onlara iletmeliyim ki çalışmalarının yerini bulduğunu, değer verildiğini ve hastalarının gönlüne girmenin aslında çok da zor olmadığını görmeliler diye düşünüyorum. Bunları dillendirmek iletişim görevim ve ben bunu yapıyorum.
Prof. Dr. Banu Turgut Öztürk hocanın bir çok hastasından övgü dolu sözler duyuyordum. Hastalarıyla yakından ilgilenmesi, onlara hitap şekliyle başlayan övgüler tedavi kısmına sonra geliyordu. Uyguladığı tedavilerde hastalarının aklında soru işaretlerini sonlandıracak boyutta ilgiye ve açıklamalara geldiğinde övgüler tavan yapıyordu.
Şimdi gelin bu güzel kadını, insanların yüreğine yerleşmeyi başaran, hastalarını hem moral, hem de tıbben iyileştirmeyi başaran değerli hocayı sizde övmeyin.
Fakültenin basınla tanışma toplantısında işte tamda bahsettiğim konu buydu ve bu hastalar tarafından dillendirilince çok mutlu oldum. Demek ki bunu başaranlar var. O zaman Banu Öztürk hoca ve onun gibi önce insan olmayı başaran, sonra yaptığı çalışmanın yerine ulaşması için çaba gösteren herkesi kutluyorum.