Toplum refahını hemen hemen her yazımızda dile getirmeye çalışıyor, insan yaşamının onurlu ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için gerekliliğinden bahsediyoruz.
Adaletli olmak ve toplumda gelir dağılımında adaletten söz ediyorsak, o zaman refah seviyesini konuşabilir duruma geleceğiz. Fakat ülkemizde yaşanan ekonomik çıkmaz sokaklardan kurtulabilirsek refahı anlatacağız, refaha ulaşacağız.
Bakınız seçim seçim derken, seçim vaatlerinin içi su dolu bir balon olduğunu gördük. Her zaman söylüyoruz. Enflasyon ekonomik bir sorun olmanın ötesinde önemli bir ahlaki çöküşün kapısını açar. Hırsızlık, yolsuzluk ve hatta fuhşun önüne geçemezsiniz. Toplumun ahlakı bozulduğu zaman yapacağınız ne olursa olsun sizi başarısızlığa götüreceksiniz.
İktisadın kurallarından biri şunu anlatır. “insan ihtiyaçları sınırsızdır ve her malın ikamesi vardır” o zaman sınırsız ihtiyaçların ötesinde yaşanılabilir bir ülke, en temel ihtiyaçların kolaylıkla giderilebileceği bir gelir düzeyini görebilmek gerekiyor.
Seçim çalışmaları döneminde siyasilerin söylemlerinde nasıl da güllük gülistanlık bir ülkede olduğumuza inandırıldık değil mi? ama gelin görün ki gerçek milletin suratına okkalı bir tokat olarak iniverdi. Hükümetin ilk işi ekonomi yönetimine el atmak oldu. Büyük bir çare olarak bakılan öncesinden bildiğimiz Bakan Şimşek vergilere yüklenince millet homurdanmaya, zamların yürürlüğe girmesinden önce marketlere akın etti. Tabi ki; ceplerinde olmayan paralarla yapılan alışverişte KDV si yükselecek olan ürünlerde talep patlaması yaşandı. O can sıkıcı durum kasalarda pos makinelerinden tıkır tıkır marketlerin kasasına düştü.
Bu millete yazık değil mi? artan bir yoksulluk göreceğiz. Çünkü gelirde adaletsizlik, toplumun temel ihtiyaçları ya da yaşamsal ihtiyaçlarının yanında ahlaki ve dinimiz açısından sakıncalı durumları da ortaya çıkarmaya başladı. Özellikle metropol şehirlerde öyle şeyler duyuyoruz ki kulaklarımıza inanamıyoruz. Barınma sorunu giderek artmaya, yükselen kiraların halkı canından bezdirmesi, ödenemeyen kiralar, ev sahibi kiracı davalarının sayısının artması, bu durumdan beslenen şiddet olaylarının artması hepinizin şahit olduğu en önemli sorunlar arasında çoktan yerini aldı.
Adliyede icra dosyalarının sayısı artarken, birde bu barınma sorunu büyümeye devam edince vatandaş kendince çözüm aramaya başladı. Buldukları çözüm yürek sızısı… öyle ki iki aile bir evde yaşama kararı alacak kadar bunalmış ve çıkmaza girmiş durumda. Yukarıda bahsettiğim konu işte tam da budur. Artık manevi değerlerden ya da dinimizin bize emrettiği o mahremiyeti nasıl koruyacağız bu durumda kimse bilmiyor. Anlayacağınız durum gerçekten can sıkıcı. Üstelik hükümetin toplu konut hamleleri de soruna çözüm olmuş görünmüyor.
Öte yandan büyük bir umutla maaşlarına yapılacak zammı bekleyen emekliler, siyasi ayak oyunlarından en çok nasiplenenler oldu. Öyle bir hayal kırıklığı ki, en düşük emekli maaşı alanları yıktı geçti. Çünkü emeklilerin artık yapacak hiçbir şeyleri yok. Üstelik hiç kimsenin bu duruma tepki gösterecek gücü de kalmamış. Meclise gönderilen vekillerin de toplumun hak arayışına destek verecek mecalleri yok. Çünkü onların tuzları kuru. Çünkü onlar 7500 lira maaş almıyorlar. Emeklilerin büyük bir yüzdesinin kiracı olduğunu düşündüğünüzde artık o Amerika’nın sokaklarında yatan evsizleri ülkemizde de görürseniz hiç şaşırmayın.
Ekonomide sıkıntılı günler devam edecek. Görünen o ki büyük bir koşturmayla kapısı çalınmayan yatırımcı, finansör ülke kalmayacak. Cari açıklar büyüyünce yamayı da büyük bulmak gerektiğinden, hükümetin bu çabaları nasıl sonuç verecek ve nelerin karşılığında bu finansmanı sağlayacağız göreceğiz.
Üstelik dünya savaşların eşiğinde olduğumuzu, liderlerin maslarda pazarlıklar yaptığı şu günlerde, ülkemizin durumu hiç iç açıcı değil. Döviz ve altın fiyatları yükselmeye devam edecek. Enerjide alternatif kaynaklara yönelim artacak. Toplum daha kolay para kazanmanın yollarını arayacak ve ahlaki çöküş devam edecek.
Ne diyelim? Hepiniz içinde yaşadığınız durumu en doğru tahlil edensiniz. Çünkü cebinizdeki parayı biliyor ve hangi ihtiyacınıza nasıl ulaşacağınızı hesap edebiliyorsunuz. Önemli olan sizin alım gücünüzü yükseltecek değerlerin, ülkeyi idare edenler tarafından ortaya konularak toplumun yoksulluktan kurtarılması, refah düzeyinin yükseltilmesidir.
YORUMLAR