Bütün dünya ekonomik krizle boğuşup, enerji ve gıda savaşları yaşanırken, ülkemiz de bu krizlerden önemli ölçüde etkilendi. 2022 yılı krizlerin yılı olarak tarihe geçerken, toplumlarda isyanlar açlık ve yoklukla birlikte kontrolsüz göçler insan yaşamını zorda bıraktı. artık dünya çocuklar için yaşanılamaz bir hal alırken, bugün rakamsal verilerle kimsenin canını sıkmak istemiyorum. yazımı yazdığım şu saatlerde cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapacağı asgari ücret açıklamasından çıkacak rakamlara tüm toplum dikkat kesilmişken başka rakamları yazmak ya da söylemek hiç iç açıcı olmaz. Genel bir değerlendirmeyle 2022 yılını kısa yoldan toparlamaya çalışacağım. Aslında o kadar çok şey yaşadık ki neyi nerden kısaltacağız bilemiyorum.
Bugün küresel krizin üçüncü aşamasındayız ve önceki yıllarda sistemi dengeleyen gelişmekte olan ekonomiler de krizin içine girmiş durumdalar.Gelişmiş Ekonomilerin Durumu Çok Sıkıntılı. Gelişmiş ekonomiler, küresel krizle birlikte girdikleri sıkıntılardan aradan 14 yıl geçmesine, para arzını inanılmaz düzeylere çıkarmalarına, bütçeden ekonomiye büyük destekler vererek borç yüklerini neredeyse taşınamayacak düzeye getirmelerine karşın çıkamadıkları gibi bugün daha da zor durumda görünüyorlar.
Kiminle ekonomiyi konuşsanız ilk söyledikleri enflasyonla ilgili paylaşımları oluyor. Hani her zaman söylediğimiz ve açıklanan rakamların dışında her bireyin kendi bütçesine göre yaşadığı enflasyon farklılıklar gösterebilir. Şöyle ki; cebinizdeki paranın alım gücü sizin enflasyonu hangi derecede yaşadığınızı gösterir.
2022'de enflasyon düşüşe değil, yükselişe geçti. Hayat pahalılığı tüm toplumu esir aldı. TÜİK'in açıkladığı resmi enflasyon yüzde 80'i aştı. Türkiye, G20 ülkeleri ve Avrupa ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülke oldu. Enflasyon öyle bir duruma geldi ki; açıklanan resmi rakamlara artık kimse inanmaz oldu.
Türkiye 2003 – 2010 arasında yükselen piyasa ekonomileri arasında yıldızdı. 2014 – 2018 arasında bu konumunu yitirerek düşüşe geçti, 2018’den sonra bu ekonomilerin en umutsuzları arasına girdi. Özetle Türkiye, 2003 - 2022 arasında bir kuyruklu yıldız gibi parlayıp kayboldu.
Türkiye’nin yeniden bir çıkışa geçmesi için yapılması gerekenler ekonomiyle ilgili adımların çok ötesinde bir çaba gerektiriyor. Sosyal, siyasal ve ekonomik alanların tamamında hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının yerleştirilmesinden başlayarak eğitimin bilimsel temele dayandırılmasına, güçler ayrımına, düşünce ve ifade özgürlüğüne dayalı bir demokrasinin yerleştirilmesine, laikliğin oturtulmasına, vergi ve teşvik sistemlerinin değiştirilmesine kadar uzanan bir yapısal reformlar paketinin uygulamaya konulması gerekiyor.
Zor bir yıl arkamızda bırakmaya hazırlanıyoruz. Eğitimden sağlığa, tarımdan ekonomiye ve en temel ihtiyaç hukukun üstünlüğüne yönelik o kadar çok sorun yaşadık ki, toplum hak arayışında bile zorlanır duruma geldi. ülkemizde üretim yapılmıyor mu? diye sorduğunuzda elbette yapılıyor hepiniz biliyorsunuz. Ancak aldığımız kontrolsüz göçle birlikte artan nüfus ve ucuz işçilikle birlikte ülke insanının yaşadığı işsizlik hat safhaya çıktı. Gençler büyük umutla meslek edinmek için girdikleri okullarından borçla mezun olurken, o borçları ödemek için bile mesleklerinin dışında iş bulmakta zorlandılar. Açıklanan işsizlik rakamları değerlendirmeye alındığında, gençlerle birlikte kadın çalışanların sayısında da önemli oranda azalma olduğu görüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ocak 2022’de, “Faizle mücadelemi biliyorsunuz, faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki enflasyon da inecek, daha da düşecek. Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer, pahalılık ortadan kalkar. Bunların hepsi de gelip geçicidir” dedi.
Merkez Bankası politika faizini tek haneye çekerken, iş dünyası maliyeti her geçen gün artan kredileri bulamamaktan şikayetçi. Mevduat faizini yüzde 20’nin üzerine çıkaran bankalar da kaynak yaratmaya çalışırken, zor ekonomik koşullarda borçla hayatını sürdürmeye çalışan vatandaşların kullanacağı ihtiyaç kredisinin faizleri yıl içinde yüzde 35'i aşarak son 4 yılın zirvesine çıktı.
Hükümetin yeni ekonomi modelindeki en büyük iddiası, TL'nin değerinin düşük tutulmasının getireceği ‘rekabetçi kur' avantajı ile cari fazla vermekti. Ancak tam tersi oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın açıkladığı son verilerine göre yıllık cari açık 43,5 milyar dolarla 2018’den bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Cari açık 2021 yılının aynı dönemine göre 19 kat yükseldi. Cari açık ve kaynağı belli olmayan girişleri ifade eden net hata ve noksan kalemi Ocak-Ekim döneminde 21 milyar dolara yükseldi. Cari açığın yüzde 55'i kaynağı belirsiz para ile finanse edilmiş oldu.
İlkbaharı “Bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor” sözleriyle karşılayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonbahara “Milletimden biraz daha sabır ve milli mücadeleye destek bekliyoruz” diyerek girdi. Yeni ekonomi modeliyle bir yıl geride kalırken ve yeni yıla girilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan şu mesajı verdi: “Açıkça söylüyorum, herkes hesabını 2023’te yüzde 20’ler seviyesinde enflasyona göre yapsın.”
Geçtiğimiz günlerde de dile getirdiğim gibi ben hiç bir şekilde enflasyonun % 20'lere düşeceğini düşünmüyorum. 2022 çok zor geçti ve iz bırakan toplumsal olaylara şahitlik yaptık. Dünya yangın yeri ve bu yangından elbette bizde nasibimizi alıyoruz. Büyümeye endeksli ülke ekonomisinde en başarılı olduğumuz savunma sanayi de üretimde dünyanın sayılı ülkeleri arasında yerimizi alacak gibi görünüyoruz. Önemli çalışmalara imza atılıyor ve bu adımlar diğer ülkelerin de canını sıkmış durumda.
Ekonomik sıkıntılar toplumların bozulmasına neden olurken, boş tencerelerin de iktidarların içini boşalttığını unutmamak gerekiyor. Dengeleri iyi kurmak, toplum refahını artırmak ülke kalkınmasının ilk kapısı... ekonomik anlamda rahatlayan bireyler daha üretken daha verimli olacağından toplumsal eksi ve artıları yöneticilerin iyi değerlendirmesi gerekiyor. Seçim atmosferine girdik. Ortam gergin ve enerji yüksek.
2023 yılı geçirdiğimiz bu zor yılın ardından hepimize iyi gelsin. Çocuklar açlıktan ölmesin. Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençler umutla yarınlarına adım atacakları ortamları bulsunlar.
Ve aylardır merakla beklenen Asgari ücrette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Taraflar arasında bir anlaşma olmayan bu yıl ki toplantılarda Sayın Erdoğan 2023 yılı için uygulanacak olan Asgari ücreti net 8 bin 500 TL olarak açıkladı.
Hayırlı olsun demekten başka diyeceğimiz yok. Umarım, alım gücü yıl boyunca devam eder...
Tüm okurlarımızın yeni yılını kutluyor, sağlık, huzur ve bereketli bir yıl diliyorum.
YORUMLAR