Bu yazıyı yazabildiğime göre ben ve okuyabildiğinize göre siz; demek ki hep birlikte 2023’ün bir şekilde üstesinden gelmişiz, onu gönderiyoruz.
Peki 2023’ü nasıl bilirdik?
Klasik söylemle “İyi bilirdik” diyebilir miyiz?
Aylardır dillere pelesenk olan, bir türlü ne olacağına karar verilemeyip sürüncemede kalan asgari ücret nihayet açıklandı. Toplumun tepki gösterdiği açıklanan rakamın öncesine gittiğimizde tepkilerin çoğunluğu şöyleydi: “kendi maaşlarına zam yaparken bu kadar düşündüler mi?” “açıklayacakları zam bizim ihtiyaçlarımızı giderecek bir durumda olmayacak ve bizi yine yoksulluğun pençesinde süründürecek” “yılda bir kere zam ne demek aldığımız pul olacak eriyip yok oluyor zaten masraflara yetişemiyoruz” gibi birçok sözü sizde etrafınızda duymuşsunuzdur.
2024 yılının tamamı için açıklanan bu rakam hesaplamalarıma göre, aşağı yukarı Haziran ayında asgari ücretliyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edecek.
Yaklaşık 8 milyon asgari ücretli çalışan başta olmak üzere, toplumun genelini ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreç tamamlandı. Taraflar anlaşamadı.
İlk toplantısını 11 Aralık'ta, ikinci toplantısını 18 Aralık'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda yapan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda, taraflar müzakerelerini AKP Genel Merkezi'nde tamamladı. Yani Cumhurbaşkanı noktayı koyana kadar rakamsal olarak Çalışma Bakanı’nın bir açıklamasını duyamadık.
Herkes kendince yorumlar yaptı, beklentilerini ortaya koydu. Ancak üç aşağı beş yukarı açıklayacakları rakamın bu olacağını biliyorduk. Tabi bu arada bütün rakamları etkileyecek olan bu rakam emeklilerin beklentisinde nasıl yer bulacak onu da Ocak ayının ilk haftasında görürüz. Emeklilere de açıklanacak rakam da 11 bin 480 lira ile 12 bin 500 olacağını tahmin ediyoruz. Tabi ki “bu rakam ömrümüzü verdiğimiz, bu ülkede yaşam hakkımızın elimizden alınması demek” dediğinizi duyar gibi oluyorum ama sizde biliyorsunuz ki karar vericiler yüksek maaş alanlar olduğu için “tok ne bilsin acın halinden” misali masalarda verilen kararlara herkes mahkum edilmiş oluyor.
Yani anlayacağınız olanlar oldu. Ancak o 17 bin ödenirken acaba o 2 lira nasıl ödenecek? Bankalar ne yapacak merak ediyorum. 2 liralar yılsonuna kadar bankalarda biriksin artık.
Değerli okurlar artık bir yılı daha geride bırakırken şöyle bir arkamıza dönüp bakalım diyeceğim. 2023 için “İyi bilirdik” diyebilenler herhalde azınlıkta kalacaktır. Kimler mi bu görüşü dile getirebilir?
En başta mayıs seçimlerinden kârlı çıkan siyasetçiler...Seçimden önce düşük faizle kredi kullananlar...Tasarrufunu kur korumalı mevduata yatırıp mayıs seçiminden sonra kurun hızla yükselmesinden dolayı çok ciddi para kazananlar...Borsada doğru zamanda doğru hisse senedini seçip iyi kazanç elde edenler...Bir yandan enflasyondan yakınıp bir yandan maliyet artışını satış fiyatlarına olduğu gibi yansıtabilen, bu olanağa sahip olan aracılar, perakendeciler, esnaf...
Ya 2023’ü unutmak isteyecek olanlar?
En başta deprem felaketi yaşayanlar. Aradan neredeyse bir yıla yakın zaman geçti ama temel sorunlar hâlâ olduğu gibi duruyor. Barınma sorununu gidermek bir yana, oturulamayacak durumdaki binalar bile yıkılabilmiş değil. Yara kanamaya devam ediyor ve kayıplardan ötürü kalanlar için o yara ömür boyu kanayacak zaten.
Sabit gelirliler; işçi, memur, emekli hangi yılı hayırla andı, uğurladı ki 2023’ü farklı uğurlasın...Ve ekonomik yönden kanayan yara; ev sahibi-kiracı anlaşmazlıkları... Kira artışına yüzde 25 sınır koymakla çözülmüyor bu sorun, çözülmediğini de gördük zaten. Çünkü işin boyutları şiddete kadar varıp kan akıyor. İki taraf da kendi açısından haklı. Evin kira getirisinin ev fiyatına makul bir oranda olması gerekir. İşte o makul oran devreye girdi mi, kira inanılmaz artıyor. Demek ki temel sorun konut fiyatlarının tırmanıp gitmesi. İyi de konut fiyatlarının böylesine artmasına kim neden oldu? Ev sahipleri mi, değil tabii ki. Konut fiyatına uygun düşecek kira, kiracılara neden yüksek geliyor peki? Bu da sakın gelirler konut fiyatları ve kiralar ölçüsünde artırılamadığı için olmasın!
2024’e girerken, umarım 2023’ün zorluklarını arkamızda bırakırız. Umarım doğal afetler ülkemizden uzak durur. Ve umarım sağlıklı huzurlu bir yıl olur diyeceğim ama olmayacağı gerçeğini de o kadar iyi biliyorum ki. Sadece ve sadece umutlarımızı yitirmeden, yaşamın güzelliklerini sindirebilmek, toplumun kucaklaştığı, başta enflasyon olmak üzere birçok sorunu aştığımız bir yıla girelim inşallah.
YORUMLAR