Söylemekten dillerimizde tüy bitti. Güney sınırlarımızın emniyeti ve güvenliği; Suriye’nin toprak bütünlüğü ve Esat ile işbirliğindedir diye. Ne menem bir inat ve Esat düşmanlığı imiş ki, Nuh deniyor peygamber denmiyor.
Türkiye, Suriye’de daha işin başında; haklı “Zeytin Dalı” operasyonunu, şanlı Mehmetçiğin destanını inat ile gölgelemeyelim. Devlet aklı ile taçlandıralım.
Suriye, taşları iyi sürmez, hamleleri akılcı yapamaz isek: Allah esirgesin bizim için bir bataklığa dönüşebilir.
Reuters haber ajansının bir iddiası/haberi, uykularımı kaçırdı.
İddia şu, Şanlı TSK’nın ve ÖSO’nun ortak hareketi ile köşeye sıkışan ve ABD’den de istediği desteği (şimdilik) gereği gibi bulamayan YPG/PYD Esat ile anlaşmış ve terör örgütü Esat’a, “Gel Afrin’e sen gir” demiş. Esat ise, “Resmi daireleri derhal boşaltın” geleyim demiş.
Şimdi düşünelim (aslında düşünmek istemiyorum da) bu iddia doğru ise ve Esat güçleri Afrin’e girerse, biz nasıl bir planı devreye sokacağız?
Dünyanın bir numaralı terör elebaşı ABD, Suriye’de ikili üçlü oynamakta! Bir dediği bir dediğini tutmamakta! Suriye’de zemin o kadar kaygan ve oynak ki, nereye basacağınızı kestirmek çok zor.
Şimdilik Rusya ve İran bizimle gibi görünmekteler. Gel gör ki, ne İran ne Rusya asla Mehmetçiğin yanında değiller. Bekle gör modundalar.
Olaylar ister istemez, ABD-Rusya yakınlaşmasına doğru gitmekte.
ABD ile Rusya’nın anlaştığını düşünmek inanın uykularımı kaçırmakta. Böylesine tehlikeli bir olasılığı aklıma bile getirmek istemiyorum.
Böyle bir anlaşmanın olması halinde, nasıl bir hamlede bulunacağız?
ÖSO’nun da kimlerle ne yapacağının garantisi var mı? ÖSO şimdilik bizimle. Akılcı bir yaklaşımla ÖSO kullanılmakta; ammaaaaaa yarın! Yarının garantisi nedir? 12 yamalı bir bohça olan ÖSO’nun kendini feshetmeyeceği bile ne malum?
Bu sisli havada ve kaygan zeminde en akılcı politika; Suriye merkezi hükümeti ile buzları eritip işbirliği yapmak değilse nedir?
Katil Esat deniliyor, onunla nasıl işbirliği yaparız deniliyor! Bir açıdan doğru da; ABD pek mi masum? Vietnam’da, Afganistan’da, Bosna-Hersek’te, Sırbistan’da, Irak’ta yaptıklarını nereye koyacağız. Demokrasi getireceğiz diye geldiler; gözyaşı, fitne, kan, ceset, ırza geçmek ve cinayetten başka ne bıraktılar?
Eğer devlet aklını bugün devreye sokmayacaksak, ne gün sokacağız?
Artık salonlarda ve meydanlarda da, “Eyyy!” demekten, iç politikaya yönelik siyaset yapmaktan da vaz geçilmeli. Gün ayrıştırma değil, birlik ve beraberlik günüdür. Çünkü şeytan bile demokrasi elbisesi giymiş vaziyette.
Bu güzel ülkenin asil ve necip bir yurttaşı olarak, acizane önerim; Esat ile işbirliği yapmak, devlet aklını devreye sokmak, adaleti siyasallaştırmamak olmalıdır. Böylece Türk ve Türkiye hasımları ile Sayın Erdoğan hasımlarının ekmeğine de yağ sürdürmemiş olursunuz.
Esen kalınız.