Sevgili gönül dostları, Türkiye sevdalıları!.
Türkiye ve Türk insanına yapılan her türlü hakaret ve kötü uygulama yüreğimizi burkmakta değil mi?
Neden böyle oluyor diye hiç sorguladık mı?
Yoksa olayların o gün ki, oluşuna mı takılı kaldık?
Galata Saray takımımız, geçtiğimiz günlerde bir dostluk maçı için Yunanistan’a gitmişti.
Gel gör ki, adı dostluk olan bu karşılaşma da bile Yunanistan’ın, Atina’da G.S kulübümüze yaptığı kötü uygulama, milli gurur taşıyan tüm Türkleri üzdü.
Zira G.S’ya yapılan bu uygulama, aslında Türkiye’ye ve bütün Türklere yapılmıştı.
Bu tür densizlikleri zaman zaman yaşamaktayız.
Yunanistan’ın eti ne budu ne de böyle bir davranışı yapabiliyor? Bu cesaret nereden geliyor, kimden alıyor?
İşte üzerinde düşünülmesi gereken asıl konu da bu değil mi?
Yunanistan bu cesareti nereden alıyor? İlk akla ABD ve AB geliyor değil mi?
İyi de ABD ve AB neden Yunanistan’ı şımartmakta ve desteklemekte?
Zurnanın zırt dediği yerde burası!.
Türkiye’nin son 40 yıldır uyguladığı yanlış iç ve dış politikaların, hiç mi payı yok diye sormak gerekmez mi?
Akılda kalanları şöyle bir hatırlamakta yarar var diye düşünüyorum.
Yunanistan Kıbrıs harekâtı sonucu Nato’nun askeri kanadından ayrılmıştı. Geri dönüşünü 12 Eylül yönetimi, karşılıksız ve ön koşulsuz sağlamadı mı?(Rahmetli Demirel, Türkeş, Erbakan, Ecevit Yunanistan’ın Nato’ya şartsız dönmesine karşı idiler.
AB’nin Gümrük Birliğine girme aşkı ve hayaliyle; Güney Kıbrıs’ın AB’ye üye olmasını VETO hakkını kullanmayan Tansu Çiller izin vermedi mi?
Cumhuriyetin kuruluşundan beri Yunanistan’ın kara sularını 12 mile çıkarmasını kırmızıçizgi kabul edip “SAVAŞ NEDENİ” sayan politikalarını ilk eleştiren AKP olmadı mı? Bu eleştiriye Yunanistan ağzı kulaklarında sevinmedi mi?
Rahmetli R. Denktaş’ı :” Siyasetini git Kıbrıs’ta yap” diye dışlayan AKP değil miydi?
K. Annan planını AKP desteklemedi mi?
Silahsızlanması gereken ve bize ait olan 18 adanın işgal edilmesine şimdiki iktidar sessiz kalmıyor mu?
Türkiye’nin tapu senedi olan LOZAN ANTLAŞMASI’nı AKP eleştirmiyor mu? Bu eleştiri Yunanistan’ı sevindirmiyor mu?
Boğazların egemenliğinin senedi olan “Montrö Boğazlar Sözleşmesini” AKP kurmaylarının ve AKP’lilerin hep eleştirmesi ve KANAL İSTANBUL çılgınlığıyla delinmeye çalışılması Yunanistan’a bir güvence olmuyor mu?
Bu kadar yanlış ve hatalı bir dış politika takip eden Türkiye karşısında Yunanistan’ın kendini rahat hissetmesi doğal değilse nedir?
Yunanistan’ın şımarmasına ABD ve AB’nin yanında bir destek de biz vermiş olmuyor muyuz?
Ne kadar doğru bilmiyorum ama (İnşallah değildir) Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkardığına dair bir fısıltı da dolaşıyor.
Eğer bu doğru ise; vah bize, tuh bize, yazık bize. Türkiye, başkasının çizgisinde yol almaya mecbur mu? Türk için, Türk’e göre ve Türk tarafından politikalara ne zaman başlanacak?
Türkiye ABD’nin, AB’nin ve BOP’un rotasında gitmeye zorunlu?
Kendi senaryosu ve kendi oyuncusu yok mu?
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin!.. Ne mutlu Türk’üm diyene!..
Esen kalınız.
NOT: Gündem yoğunluğundan geç yayımlanan bir yazım.
YORUMLAR