2021-22 Eğitim ve öğretim yılı özlemle açıldı. Ulusumuza, değerli yavrularımıza ve eğitimcilerimize hayırlı olsun.
Salgın nedeniyle yaklaşık 18 aydır ara verilmişti eğitime.
Öğretmenler öğrencilerine öğrenciler, öğretmenlerine ve arkadaşlarına hasret kalmışlardı.
Dünya ve Batı ülkeleri, bu ara dönemde eğitimin sağlıklı yapılabilmesi için gerekli önlemleri almışlar, eğitimin sorunsuz sürdürebilmesinin alt yapısını oluşturmuşlardı.
Biz ise Eğitim Bakanı’nı değiştirerek, yeminsiz eğitim bakanı atamaktayız.
Eğitimin sorunları boy boy!.
Yetersiz derslikler, kalabalık sınıflar, yetersiz yurtlar, açıkta kalan öğrenciler, her ile kondu üniversite açan zihniyet, neden yurt yapmayı d düşünemez?
Hijyen malzemesiz okullar, Servisi yetersiz okullar,
Yeterli temizlik elemanı olmayan ve atanmayan okullar.
Ders zilinin çalmasıyla yeni derslik yapımına başlayan okullar.
İyi güzel de arkadaş, siz 18 aydır ne yaptınız, hangi önlem ve tedbirleri aldınız?
İnadına: KANAL İSTANBUL efelenmenizden başka!.
Patlasalar da, çatlasalar da: KANAL İSTANBUL hayal ve inadınızdan başka!.
Ne oldu? Okullar açıldı.
Sağlıklı mı? Elbette hayır.
Bunun adına Anadolu söylemiyle: Yarım yamalak eğitim denir.
Öğretmenler ara verilen 18 aylık eğitimin fotoğrafını çektiler. Üçüncü sınıfa gelmiş öğrencilere bile yeniden alfabe öğreteceklerini söylüyorlar. Matematikte oldukça gerilerde olduğu belirlenmiş.
Bütün bunları öngöremediniz mi?
Eğitimin böyle bir eksiklikle başlayacağını hesap edemediniz mi?
Sizin başarınız muhalefetle uğraşmak, “O kadın” ya da “Bay Kemal” demek mi olmalıydı?
Ülkeyi 19 yıldır ne Bay Kemal ne de O kadın yönetmiyor ki…
Sn. Cumhurbaşkanı bir soruya; “Öğretmen açığımız yok” derken bir başka konuşmasında: “15 bin öğretmen atamasını gerçekleştireceğiz” demekte.
Hangisi doğru, hangisine inanalım?
Eğitimcilere göre ise 105 bin acil öğretmen atması gerekli imiş.
İşte buna: Yarım yamalak eğitim ya da alel usul eğitim denir.
Bir başka sorunda, aynı okulda aynı programı uygulayan öğretmenlerin: Kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmen olarak çalıştırılması.
Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik emek sömürüsüne girer. Şark kurnazlığını çağrıştırır.
Ücretli ve sözleşmeli öğretmen sayısının, kadrolu öğretmenlerden fazla olması vicdanları sızlatmakta.
Eğitim Fakülteleri harıl harıl mezun verirken, yüz binlerce öğretmen atama beklerken okulların öğretmensiz olması bir eğitim ayıbıdır.
Ve acı bir tespit: Günümüzde BİM, A101, ŞOK ve diğer marketlerde çalışan öğretmen sayısı; Milli Eğitim Bakanlığında çalışan öğretmen sayısından fazladır.
Alt yapısı tamamlanmamış bir eğitimi başlattık. Yarım yamalak eğitimle, çağı yakalayıp İTİBARDAN (!) taviz vermeyeceğiz!..
Bırakın Günaydınla, kalamarla, yengeçle uğraşmayı ve zaman harcamayı da gerçeklere bakın gerçeklere!
İTİBAR’ın ne olduğunu da azıcık belleyiverin.
Esen kalınız.
YORUMLAR