Mahalli idareler seçiminde Konya, bir sürpriz yapacak. Selçuklu ilçemiz, AKP’den (MHP’yi de AKP’nin içinde gördüm) sonra İyi Parti’nin en güçlü olduğu ilçedir.
Muammer Çağlayan, epeydir takip ettiğim bir adaydı. Söylemleri ılımlı, ayrıştırıcı ve kırıcı değil. Selçuklunun aradığı bir başkan olarak, kendini göstermiştir.
Muammer Çağlayan, seçim sahasına: “Selçuklu’ya huzur sağlayan, Başkan Muammer Çağlayan.” Söylemi ile inmiştir. İnsan odaklı, seçmen katkılı, ilçenin ihtiyaçlarına göre icraat yapan bir başkan olacağını söylemektedir.
Bu aslında güzel bir uygulamadır. Genelde başkanlar, “Ben yaptım oldu” mantığıyla icraat yaptıkları için de birinin yaptığını diğeri bozarak; belde ve şehirler şantiye görünümünden çıkamamaktadır. Paralar daha verimli yatırımlar yerine geçici ve rantabl olmayan yerlere harcanmaktadır.
Muammer Çağlayan,” Kirli siyaset dilinin girdiği yerden akıl, mantık, adalet, özgürlük, basiret, feraset, erdem, ahlak, sevgi, hoşgörü, merhamet, vicdan ve imanın çıkıp gittiğini geriye sadece menfaat, hırs, öfke, kin, nefret ve düşmanlık kaldığını” bildiği için::
Ötekileştirmiyor, ayrıştırmıyor, kutuplaştırmıyor, bölmüyor, çatıştırmıyor, halkın aralarına kin ve nifak tohumları atmıyor ve bunları din adına, siyaset adına, parti adına ve ideoloji adına yapmıyor. Yetmez mi?
M. Çağlayan Selçuklu Belediye başkanlığını kazandığında belediyecilik anlayışını sevgi, ahlâk, erdem, barış, hoşgörü, adalet, hukuk, demokrasi, özgürlük, liyakata dayanan ve hesap verilebilirlik, şeffaflık, istişare, kadın hakkı, çevre bilinci, bilgi, bilim, sanat, felsefe ve estetik gibi insani değerler ve mekanizmalar üzerine kuracağının sözünü veriyor.. İyi değil mi?
İlkeli, yerli ve milli bir belediyecilik anlayışı ile: varlığım Türk varlığına armağan olsun diyen ve çalışan herkesi bağrına basıyor.
Belediyecilikte şeffaflık ve hesap verebilirlik çok önemlidir.
Bir zamanlar, Konya’nın bütün park, bahçe ve meydanlarına tunçtan dağ koyunları yerleştirilmişti. Bunlar neden yapılmıştı, neden kaldırıldı, kaç liraya mal olmuştu?
Mevlana alanındaki o güzeli ağaçlar neden kesildi, kimlerin fikri alındı?
Yine Konya’da sanırım kırk merkezde, bisiklet istasyonları kurulmuştu. Bunlar yapılırken kimin fikri alınmıştı? O bisikletler madem gerekliydi, neden kaldırıldı, kaç tane idi ve kaç liraya mal olmuştu?
Bu ve bunun gibi daha pek çok harcama ve icraatlar, ben yaptım oldu mantığının eseri değil mi? Onun için Çağlayan şeffaflığa çok önem vereceğini belirtiyor.
İşte Sayın Çağlayan, ben dayanışmaya, fikir almaya, çocuk, genç ve kadınların görüşleri doğrultusunda iş yapacağının sözünü vermekte.
Artık görüldü ki, tek başına yönetim, biraz keyfiliğe kaçmaktadır. Eğer Konya’da belediye başkanlıklarını ayrı ayrı partilerden oluştursak, bu kadar pervasızlık, yolsuzluk ve rant söylentileri de olmaz sanırım.
On beş gün öncesinde yapılan bir çalışmaya göre: AKP:% 45, İyi Parti’nin de; % 43.5 puan da olduğu görüldü ki, M. Çağlayan geçen süre içinde de bu arayı kapatmıştır.
Demokratik ve şaibesi olmayan bir belediyecilik için Sayın Çağlayan tercihiniz olsun.
Esen kalınız.
YORUMLAR