Sevgili dostum, güzel kardeşim sade hamasetle Müslüman olunmuyor bunu kavra artık.
Sen biatçı, hurafeci, menkıbeci vaazlar ile güya aklınca cemaatine ayar çekerken; Müslüman yöneticilerin baskısı, beceriksizliği, çapsızlığı, zulmü altında açlık ve sefaletle boğuşan Müslümanlar, sefaletten kurtulabilme hayaliyle, ölümü ve aşağılanmayı göze alarak Batının Hristiyan ülkelerine, çan seslerine gitmek istiyorlar.
Hiç düşündün mü neden diye?
Neden Aylan bebek, Ege’nin soğuk sularında körpecik bedenini sahile vurdu?
Neden Afganistan’dan kaçan bir zavallı Müslüman Pakistan’a, İran’a, Irak’a, Suudi Arabistan’a, Kuveyt’e, Qatar’a, Mısır’a, Endenozya’ya, Libya’ya, Cezayir’e yönelmiyor da, Akdeniz’in soğuk sularında ölümü göze alarak Batı’ya, Batı’nın çan seslerine, Batı’nın merhametine sığınmak istiyor?
Akıl erdirmiyor musun, neden diye?
Sen hâlâ kürsüde din, iman, şehitler tepesi, cennet kokusu, gılman, Huri pazarlamaktasın?
Hiç mi utanmıyorsun, hiç mi sorgulamıyorsun, hiç mi akıl etmiyorsun neden Müslümanlar, bir Müslüman ülkesine değil de Hristiyan ülkelerine gidiyor diye?
Sen çalışmayı ötele, düşmanın silahı ile silahlanma, medeniyeti yaşama,-öğütleme, askere gitme ama askerliğin ulviliğinden dem vur. İşte sana da senin anlattığın dine de artık kimseler rağbet etmiyor.
Müslüman yöneticilere bakmıyor musun? Hepsi lüks içinde yaşıyor, paraya tapıyorlar, makama tapıyorlar, saraylarda zevkû sefa içinde yaşıyorlar. Ya yönettikleri gariban halk? Bir hırka bir lokmaya muhtaçlar.
Sen bunları dile getirdin mi hiç? Aç olanın, düşkün olanın yanında oldun mu hiç?
Kürsüye çıkmışsın hamaset dolu, hurafe içerikli, hadis uydurmalı bir dinden bahsediyorsun. Kim inanır artık? Sen, Müslümanlara düşünmeden, akıl yürütmeden, sorgulamadan bahsettin mi hiç? Ulûl emre itaat diyerek gariban Müslümanların ezilmesine, soyulmasına göz yummadın mı?
Hz. Ömer’e bakıp, Hz. filana bakıp şu kadar kâfir Müslüman oldu derken, hiç kendine sordun mu, “Bana bakarak kaç kâfir Müslüman oldu?” diye.
Sormazsın/soramazsın. Sorduğun an lüksün biter. Şatafatın, kuş sütü eksik sofralardan, zırhlı Mercedeslerden mahrum kalırsın.
Çünkü İslam sadelik, doğruluk tutum ve çalışma ister. Körpe çocukların ırzına geçilirken sesin çıkmadı, dokuz yaşındaki kızla evlenilir derken yüzün kızarmadı.
Sana ve senin dediklerine kim neden inansın. Dediklerinde mantık yok, ahlak-edep-haya yok, İslam’dan zerre yok.
Sen sıcacık kürsünde hamaset yap, aklınla Müslümanlara ayar çek. Ama Müslümanlar Batı’ya, çan seslerine gideceğim diye rezil-kepaze olsun; bu, seni zerre kadar utandırmasın!.. Neden Batı? Çünkü orada, HUKUK-ADALET ve insanın insanca yaşama hakkı var, emek ve alın terini sömürü yok
İşte onun için düşünen ve akıl erdiren gençler senin anlattığın İslam’dan kaçıp Deist olarak Tanrı tealaya sığınıyorlar.
Hâlâ dinin de, işin de önemini anlamış değilsin değil mi? Ümmet, din kardeşliği ha! Gördük ümmeti de, din kardeşliğini de. Dört halifen üçünün niçin öldürüldüğünü bir düşün ve muhasebesini yap.
Ne zaman bu asil milletten ve dini bütün gariban Müslümanlardan yana olacaksınız?
Uydurulmuş dinden arınmış, indirilmiş dinin emir ve buyrukları ile kalkınmış, hür, düşünceli, kimselere muhtaç olmayan bir millet/müslüman olma arzusuyla.
Esen kalınız.
YORUMLAR