Düne kadar AKP ve kurmayları “erken seçim” sözüne: “Erken seçim Vatana ihanettir” diyerek karşılıyorlar ve “ asla ve asla gündemimiz de bir erken seçim yoktur.” Hatta Sayın Erdoğan, “AKP ile birlikte Erken seçim Türkiye’nin gündeminden çıkmıştır. Herkes işine baksın” demekteydi.
Ne oldu, hangi korku ya da endişe “Hızlandırılmış bir seçime” kapı araladı?
Hızlandırılmış seçimin, AKP açısından bazı ayakları vardır.
Bunu en önemli ayağı: 50+1 korkusu. Sn. Erdoğan’ın uykularını kaçıran tek endişe bu: 50+1 barajıdır. SP lideri Sayın Temel Karamollaoğlu’nun son çıkışları; AKP’ye kayan MİLLİ GÖRÜŞ oylarının, tekrar yuvaya dönüyor olması da can sıkıcı olmaya başlamıştır.
kinci ayağı: İttifakın uzun soluklu olamayacağıdır. Gelen sonuçlar ülkücülerin, milletvekilliğine kerhen de olsa “EVET” diyecekleri. Fakat iş, cumhurbaşkanı seçimine gelince Sn. Erdoğan’a oy vermeyecek omlarıdır. Bir an önce seçimi yapıp ne koparılırsa kâr mantığının devreye sokulmasıdır.
Üçüncü ayağı: artık ekonominin SOS vermesidir. Sayın Erdoğan ve AKP kurmayları iyi biliyorlar ki, ekonomi rayından çıkmaz üzeredir. Yabancı sermaye ve yatırımcı gelmediği gibi yerli sermayede artık yatırım yapmaz oldu. Hatta bazıları, varlıklarını yurt dışına kaydırmaya bile başlamışlar. Ki bu, ekonominin 2019’a kadar sürdürülmesinin zor olduğunun göstergesidir.
Nitekim Sayı. Erdoğan, seçim kararı açıklamasında da bu ekonomik sıkıntıya vurgu yapmıştır.
İttifakın küçük ortağı bakımından erken seçimin ayakları:
Sayın Bahçeli çelebi bir kişiliğe sahip olsa da olaylar göstermiştir ki oldukça da kincidir. Sayın Akşener’in parlayan yıldızını söndürmenin çabasında olmasıdır. Erken seçimle Sn. Akşener’i ve İYİ Partiyi durdurmayı hesaplamış olabilir.
Geciken bir seçimde iyice kemikleşen Bahçeli karşıtlığının daha da artmasından endişe etmesidir.
Zamanında yapılacak bir seçime kadar, Mahalli idareler seçimlerinde beklenmedik nahoş olaylar nedeni ile “Cumhur İttifakının” yara alması ve zedelenmesi endişesidir. Ki böyle olursa mevcut sosyal içeriğe göre MHP’nin barajı geçmesi olası görünmemektedir.
Sayın Bahçeli’nin de değindiği gibi 2019’a kadar ekonomik göstergeler iyice bozulabilir ve ittifak bile baraj altında kalabilir endişesi baskın gelmiştir. Endişe; Dolar 4 tl iken mi yoksa 5 tl iken mi seçim yapmanın daha mantıklı olduğudur.
Seçimler elbette erken de yapılabilir. Fakat ısrarla ve inatla seçim yok diyenlerin, neden hem de hızlandırılmış bir seçime “EVET” dediklerini anlamakta zorlanmaktayız. Kötü giden ya da iyi giden neydi de böyle bir karar alındı?
Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın açıklamalarından çıkan ortak sonuç: “Türkiye bu haliyle 2019’a gidemez” olmuştur.
İş dünyası ve ekonomi bir erken seçime hazır mı?
Hayır.
Çıkması elzem olan uyum yasaları çıktı mı?
Hayır.
Öyle ise Türkiye’yi olası bir kaosa sürüklemenin anlamı nedir?
Seçim kararı ülkemize, asil milletimize cumhuriyet ve demokrasimize hayırlı olsun. İnşallah bu seçimde asil halkımız doğru tercihini yapar ve Türkiye’yi sıkıştığı iç ve dış sıkıntılardan kurtarır.
Bu ivedi seçim kararının Anadolu’daki karşılığı: “ Düğün aceleye getiriliyorsa, bilin ki gelin hamiledir.”
Esen kalınız.
YORUMLAR