“Zayıf alan öğrenci yok, takdir olmasa da teşekkür belgesiz öğrenci yok. Zaten sınıfta kalmak diye bir şey yok.
Bu eğitim ve öğretim yılı da sona erdi.
Her çocuk tatil mutluluğunda, Veliler ise çocuklarının karne, takdir, teşekkür belgelerini paylaşıyor.
Allah her bir evladımızın bahtını açık etsin.
Ancak mesele bu değil. Mesele şu; sorun çocuklarınıza,bir kaç soru sorun, ancak kızmayın onlara.
Örneğin, kaç bölgemiz var, kaç ilçemiz var, onu sorun.
Kaç ilimiz var onu sorun, Maraş niye Kahramanmaraş, Urfa niye Şanlıurfa , Antep niye Gaziantep onu sorun.
Örneğin: Türk tarihinden sadece beş devlet ismi sorun ya da Osmanlı imparatorluğundan; dededen toruna üç padişah ismi.
Mimar Sinan’ı, Mehmet Akif Ersoy’u, Ulubatlı Hasan’ı sorun.
Yunus Emre’yi, Hacı Bektaşı Veli’yi, Nasreddin Hocayı sorun.
Ya da Çin Seddi’ni sorun.
Olmaz ise dört Halife’yi tarihi sırası ile sorun.
Türkiye’nin komşu devletlerini sorun, olmadı mı?
Kurtuluş savaşından sadece iki cephe ismi sorun.
Ya da dünya genelinde üç organizasyon ismi sorun amacını da sorun, sorun ama;
Kızmayın çocuklara.
Atatürk ilkelerini sorun mesela, cumhuriyeti, laikliği sorun.
Teba ile birey olmanın, vatandaş olmanın ne olduğunu sorun.
Seçme ve seçilme hakkını sorun, kim getirmiş niye getirmiş bu topraklara onu sorun.
Sınıfı yaşı önemli değil, sorun, sonra siz anlatın.
Vatanı sorun, hürriyeti, İstiklal ve istikbali sorun.
Nefer, şehit, bayrak, egemenlik nedir sorun.
Sorun, rahatça sorun, şehit Kamil kaç yaşın da şehit idi ya da Nene Hatun’u sorun,olmadı mı Hasan Tahsin’i sorun ya da Kubilay teğmeni sorun.
Sarıkamış’ı sorun, Çanakkale’yi, Sakarya’yı, Büyük Taarruzu sorun,
Sorun ve Başkumandan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sorun. Sarı saçlı, mavi gözlü Başbuğ Atatürk’ü sorun.
Kazım Karabekir’i, Ali Fuat Cebesoy’u, Rauf Orbay’ı, Kılıç Ali Bey’i sorun.
Cevap alamıyorsanız kızmayın çocuklara.
Kızmayın ve oturup düşünün hatta hep birlikte düşünelim,
Kaç bölgemiz, kaç ilçemiz var,o kadar Türk devletinden sadece beş Türk devletinin ismi ne idi,dört halife kimdi?
Bayrak, nefer, şehit, hürriyet, İstiklal, kurtuluş savaşından sadece iki tane de olsa cephe ismi...
Sonra, S 400’ü düşünün, verilip verilmeyeceği papatya falına kalmış f 35 savaş uçaklarını ya da elimizde ki akıllı telefonları, tabletleri.
Soralım şimdi çocuklarımıza,
Televizyon neydi, internet neydi, instergam neydi, Facebook neydi, sosyal medya neydi?
Eğitim neydi, öğretim neydi? Millet neydi, nesil neydi, istikbal kimlerde idi?” Sosyal medyadan takviyeli alıntı.
Sorun bakalım, neden okula gidiliyordu, amaç ne idi?
Ama, lütfen kızmayalım çocuklara. Sonuçta, geleceğimiz; malımız-mülkümüz, iş yerimiz, fabrikamız, cumhuriyetimiz ve de demokrasimiz. onların elinde olacak. Kısaca topyekûn bu ülkeyi onlar yönetecekler.
Kendimize de soralım mı? “Biz ne yaptık, nerede hatamız var, nasıl bir eğitim sistemiyle eğitiliyoruz?” diye.
Esen kalınız.
Not: Okula başlama yaşı 69 ay değil 84 ay olmalıdır. Çocuklarımız algı ve ilgi sorunu yaşıyorlar ve okuldan da nefret ediyorlar. Öğretmenlerimiz de bu sorundan dertliler.
YORUMLAR