Masa başında savaşa karar vermek kolaydır. Önemli olan savaşmadan işi kotarmaktır. Çünkü hiçbir savaşın kesin galibi yoktur. Az zarar göreni ile çok zarar göreni vardır.İşin ilginç olanı da her savaşın sonunda mutlaka bir barış ve ateşkes antlaşması imzalanır.
2. Dünya Savaşı Türkiye için zor yıllardı. Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış yaralarını sarmaya ve çağdaş ülkeler arasında yerini alma uğraşı veriyordu. Bütün buzorluklar unutuldu "Ekmeğin karneye bağlandığı yıllar" olarak belleklere kazındı.
Oysa “Ekmeğin karneye bağlanması” bir zaruret ve gereklilikti.
Gelelim günümüze: Sn. Bahçeli’nin “ASKIDA EKMEK” projesini çok önemli buluyor ve destekliyorum.
Neden mi?
İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülke, o kadar badire ve sıkıntılar yaşadı ki, karneyle ekmek dağıtımı bunların yanında tırı vırı kalırdı. Ama belleklerde ne kaldı: “karneyle ekmek.”
İnsanlar gözüyle gördüğü şeyleri asla unutmazlar. Soygun vardı, biat vardı, adam kayırma vardı diye insanların kulağına bağırsanız da gün gelir unutulur.
Ama “ASKIDA EKMEK” asla unutulmaz tıpkı: “KARNEYLE EKMEK” gibi.
Şunu da bir tarafa not edin: Sn. Erdoğan yönetiminin çadırda soğan, patates satıp, “Haftaya marul da gelecek”uygulaması gibi bir de “Askıda Ekmek” asla unutulacak şey değildir. Çünkü gözle görülmüştür. Yani soyut değil, somuttur.
Sn. Bahçeli bu uygulamayla; “ Ekmeğe ihtiyaç var. Zira insanımız ekmeğe bile muhtaç ve aç, aç” demek istemiştir. Siz bakmayın onun” Ekmeksizler bizi yanlış anladılar” dediğine.
“Askıda ekmek” uygulaması, “Ekonomi PİK yapıyor, Batı bizi kıskanıyor” diye rüya âleminde gezenlere balans ayarı yapmıştır da bunu; Damat beye mi yoksa kayınpedere mi yaptı bunu anlayamadım.
Rot ve balans ayarının muhatabını bulamasam da; simge boyutu çok güzel ve manidar!.
AKP’nin ampulünü muhalefet patlatamıyor ama “Askıda Ekmek” projesi ….
Ardından gelen döviz, altın ve enflasyonun önlenemez yükselişi ve patlayan işsizlik de tuzu, biberi olmuştur.
Zira hem AKP, hem damat, hem de Sn. Erdoğan çaresiz kaldılar. Sadece seyrediyorlar. Öyle ki, Hazine ve Maliye Bakanı çare üretme yerine: “Ben Dolar’la ilgilenmiyorum, o tarafa bakmıyorum” deme gafletinde bulunmuştur. Oysa köylü ve çiftçi bile dolar ve dövizle ilgilendiği halde.
Ülkenin gurur ve kibirle yönetilemeyeceğini de kavrayamadılar. Yunanistan 0.90 la borç bulurken biz 14.6 ile borç bulabilmekteyiz. Türkiye halen üyesi olduğu IMF’den çok uygun şartlarla borçlanabileceği halde!.
En son patlamada, Sn. Erdoğan’ın Malatya seyahatinde oldu. Servisçiler Odası Başkanı; “Cumhurbaşkanım zordayız, evimize ekmek götüremiyoruz .” serzenişinde bulunmuştur. Gerçi bir gün sonra elleri titreyerek “bu bir espiriydi.”demesine karşın.
Bu da Sn. Bahçeli’nin: “Askıda Ekmek” projesini destekler durumdadır ki, Sn Erdoğan: “Öyle bir şey mi var?” açıklaması yapmıştır. Yani çok dokunmuş, üzmüş ve yıpratmış “Askıda Ekmek”
Özetle ülke ekonomisi duraklama halk ise evine ekmek götürebilme dönem ve derdindedir.
Esen kalınız.
YORUMLAR