Barış Pınarı harekâtında kim kazandı kim kaybetti? Türkiye, Suriye topraklarında terör mücadelesi yaparken, aniden Ankara’ya gelen ABD’li temsilcilerle yapılan görüşme sonunda; 120 saatlik bir ara verildi. Biz “Ateşkes söz konusu değil, ara verdik” derken Trump, “Türkiye ile iyi bir anlaşma yaptık ve ateşkesi sağladık; ya değilse milyonlarca insan ölecekti” demekte
Bu, bir zafer midir? Zafer olarak görülmeli mi?
Trump memnun, Türkiye memnun, PYD ve YPG’de memnun, Batı memnun, Arap Birliği memnun, İran memnun, İsrail memnun ise kazanan kim, kaybeden kim?
Türkiye neden böyle bir anlaşmaya razı oldu? Sorusu önem kazanmakta!
Sn. Erdoğan, Halkbank dosyasının yeniden açılmasından hiç memnun değil ve çok endişeli. Ortalıkta uçuşan haberlere göre, Reza Zerrap denen rüşvetçi Acemoğlu, Halkbank davasında Türkiye aleyhine şahitlik yapacakmış. Bu davanın açılması bizde birilerinin midesini bulandırdı!.
ABD ile yapılan “Ateşkes” anlaşmasının iki maddesi çok önemli; PYD ile YPG’nin elindeki ağır silahların toplanması öngörülüyor ama bu silahları kim nasıl ve ne kadar zamanda toplayacak belli değil. Muğlak ifade ve ABD’ye nasıl güvenilecek?
ABD, Türkiye’ye karşı yaptırımları kaldıracak. Bu daha da önemli!. Bu yaptırımların kaldırılması bizde birilerini çok rahatlattı ve derin bir “Oh!..” çektiktirdiği belli.
Türkiye yanlış bir dış politikanın önünde savrulmakta!. Devlet yönetiminde kin olmaz, gurur olmaz. Devletin geleceği ve çıkarları; şahısların çıkarlarından önemlidir.
Kimilerine göre bu anlaşma asla zafer değildir. Hezimet midir? Onu da bekleyip göreceğiz!..
Trump’un açıklamalarına bakılırsa kazanan Trump. Bizimkilerin açıklamasına bakılırsa zaferi kazanan Erdoğan!. Bunun bileşkesi neresi? Yapılan toplantıya alınmayıp eşikte bekletilen bizim kimi gasteciler: “Zafer kazandık” diye başlık atmışlar. Sn. Erdoğan bile “Bunu bir zafer olarak görmemeli” derken Haysiyet ve onur izine mi çıktı?
Bir gerçek var ki, Fırat’ın batısında kesinkes Putin etkili ve söz sahibi, son olaylar da göstermiş oldu ki Fırat’ın doğusunda da Trump etkili ve söz sahibi.
Türkiye bu işi, Suriye’nin meşru hükümeti ve Esat ile görüşse idi, acaba daha mı kötü olurdu sonuç?
Terbiyesiz Trump, o küstah, Sn. Erdoğan’ı ve Türkiye’yi aşağılayan mektubu yazma zeminini bulur muydu? O edepsiz mektubunu al da başına çal, onursuz.
Biz bu mektuba gereken cevabı verebildik mi?
Suriye halkı, Suriye’de oynanmak istenen oyunu görerek Esat’a sahip çıkmış ve onun gitmesine izin vermemiştir. ABD, bu konu da Suriye’de istediğini bulamamış ve kaybetmiştir.
Bu gerçeği bilerek, derhal Esat ile ikili ilişkilere başlanmalı; bölge ülkelerini de alarak duruma bölgesel çare aranmalıdır.
Sn. Erdoğan’a ve Türkiye’ye bu konu bütün dünya karşı gelmiş ve Erdoğan’ı yalnız bırakmıştır?
Asıl cevabını bekleyen soru da bu olmalı. Erdoğan neden yalnız bırakıldı, Arap dünyası neden sırt çevirdi? Macaristan, Azerbaycan, Pakistan Türkiye’nin yanında oldu da ?
Türkiye “Barış Pınarı” harekâtında 82 milyon olarak Devletimizin, şanlı ordumuzun ve Cumhurbaşkanının yanındayız.
Ateş kes yok, sıcak havalarda oynanan futbol da verilen: “Su molası” gibi bir kısa mola verdik. Mehmetçik Suriye’de ve eli tetikte beklemekte!. Amaç PYD’yi mi kurtarmak, yoksa ABD’nin verdiği ve Mehmetçiğin eline geçmesine ramak kalan ABD silahlarını mı?
Hiç bir savaşın kesin galibi yoktur, “AZ ZARAR GÖRENİ İLE ÇOK ZARAR GÖRENİ VARDIR.”
Esen kalınız.
YORUMLAR