Kadın nedir sorusunu hiç kendinize sordunuz mu?
Sahi kadın nedir? Rahmetli N. Ertaş; “Kadın insandır, bizde insan evladı” derdi.
Kadın nasıl olmalıdır? Elbette kocasının eşi, evinin hanımı, çocuklarının anası ve koruyucusu.
Kadın bunlar iken, aynı zamanda da güçlü bir kişilik, kültürlü bir birey olmak zorundadır.
T. Fikret:” Cahilse kadın, alçalır beşer” demiş. Çok da doğru demiş.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda:
Kadın olmak her şeyden önce her zamanda ve şartta güçlü olmak zorundadır. Çünkü kadın, buna mecburdur: yaşamını devam ettirmek adına, günümüz dünyasının sosyal yapısına bakınca bu kaçınılmazdır.
Kadın ekonomik özgürlüğünü kazanmak zorundadır.
Toplum içinde ve sosyal hayatta kendine bir yer edinebilmesi için bu şarttır.
Nasrettin Hoca merhuma dünyanın merkezi nere demişler; ayaklarının altını göstererek” Aha burası demiş” Kadın yaşamın merkezidir, dünyanın yaratılma nedenidir.
Siz, bir kadının çekip gittiğini düşündünüz mü hiç?
Gözlerinizi kapatın ve düşünün. Düşündünüz mü?
Arkasında neler olur, neler kalır kadın gittiğinde?
Yetim ve öksüzler kalır; saçları taranacak, başları okşanacak, giysileri yıkanacak, giydirilecek.
Mutfakta içleri boş dolap, pencerelerde yıkanacak kirli perdeler, iğnelikte eski düğmeler, dikiş yüzükleri, iğneler.
Dolap diplerinde atletler, başa takılacak kurdeleler,
Çekmecelerde sahipsiz tarak, firkete,
Sabahın alaca karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar, ocakta kaynayan çaydanlığın fokurtusu kaybolur.
Yetimdir tabaklar, çorba kaseleri, çatal ve kaşıklar.
Bir kadın giderse evden; saksıların suyu unutulur, sararan yaprakları toplanmaz.
Teki kalmış bardağın, tabağın çatal ve bıçağın anlamı biter.
Kimseler bilmez değerini çelik tencerenin, plastik bardağın.
Balkon sessiz olur,
Koridorlar sessiz, lavabolar fırçasız kalır.
TV’de diziler susar, yemek programları seyircisiz kalır.
Bilir misiniz bir kadın gittiğinde, aslında ne kadar çok kişinin gittiğini:
Bir aşçı, bir bahçıvan, bir terzi, bir bakıcı, bir temizlikçi, bir psikolog, bir arabulucu, bir muhasebeci, bir ekonomist, bir doktor, bir hemşire, bir can yoldaşı gider.
Bu kadar mı?
Bir ana gider, anne gider.
Bir dost, bir sevgili gider.
Bir kadın gittiğinde: Huzur gider, mutluluk gider.
Han’ım gider, Kar’ım gider.
Sırdaş gider, dert ortağı gider.
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında,
Onun için kadınlar çok GÜÇLÜ olmak zorundadır.
Çünkü kadın hep verendir, sevgi, saygı, huzur, neşe, aş onunla güzeldir.
Ayrımsız bütün kadınlara saygı ile.
57 yıllık eşime en kalbi sevgi ve saygımla.
Esen kalınız.
NOT: 8 Mart Dünya Kadınlar günü, bütün kadınlarımıza kutlu olsun. İyi ki varlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: