Her alanda ciddi bir kaos yaşayan Atiker Konyaspor'da, Karabük karşısında alınan galibiyet, en azından üzerindeki stresi bir nebze de atarken, haftalardır puan durumunda düşme potasından kurtulup bir adım yukarı çıkması, psikolojik olarak bir rahatlamaya sebep oldu.
Maalesef ki ülkemizde bulunan bazı takımların, elde ettikleri başarıların ardından oynadıkları sezonda bir önceki sezonu mumla aratan bir durumları var. Yeşil beyazlılar da bunu yaşıyor. 2 kupa kazanan, üst üste iki kez Avrupa'ya yelken açan Konyaspor, ne yazık ki bu sezon, herkese mide spazmı geçirtiyor.
Tabii bunda başta yönetimin büyük katkısı var.
"Ne idüğü belli olmayan" kişileri futbolcu olarak alan yönetimin bu futbolcuları alırken hangi kriterleri göz önüne aldıkları da bir muamma...
Menejerlerin mi, MRA'nın mı yoksa kendilerinin mi bir dahli var, bunlar mutlaka bir gün ortaya çıkacak. Ama ne olursa olsun, parayı veren yönetim olduğuna göre birinci derecede sorumlu olan kişiler ne yazık ki; yöneticiler.
Mesela...
Karabük müsabakasında sonradan oyuna giren "9" sırt numaralı bir oyuncumuz var. Adı Malick Evouna..
Kimdir, necidir belli değil. Futbolcu mu güreşçi mi kestirmek zor. Ne top alabiliyor ne aldığı topu tutabiliyor, ne de koşabiliyor.
9 numaralı formayı giyen bir futbolcuyu biz, golcü diye biliyoruz. Ama Malick Evouna her halde kendisini başka bir şey zannediyor!...
Islıklanması, yaşanacaklardan dolayı arkadaşlarının da kendisine pas atmaması Konyaspor'un 10 kişi oynamasına neden oldu. Mehmet Özdilek'den ricamız var. Eldeki imkan bu, kabul ediyoruz ama en azından başka birini oynat da Konyaspor hem 10 kişi oynamasın, hem de soğuk havaya rağmen maça gelen binlerce taraftar eziyet çekmesin...!
Bu arada ısıtma sisteminin niye çalışmadığı da ayrı bir konu. Yönetim acaba faturaları mı yatırmayı unuttu?!
Haftanın kapanış maçında en güzel şey tabii ki alınan skordu. 3-4 haftadır yükselen form grafiğiyle Mehdi Bourabia'nın istekli, mücadeleci ve hırsına zaman zaman ayak uyduran Musa Araz ve Vedat Bora'da iyiydi. Diğerleri de görevlerini yapmaya çalıştılar.
Kaleci Sekan'a da bir çift lafımız olacak.
Kendisi; Türkiye ve Süper kupada elde edilen başarılarda büyük pay sahibi. Bu sezonda da başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, bazı atışlarında topu taca atması, tribünlerden tepki aldı, o da taraftarlara dönüp alkışla cevap verdi. Maçın bitiminden sonra da koşarak soyunma odasına gitmesi açık söylemek gerekirse hoş olmadı. Serkan'ın ani kızgınlara karşı daha dirayetli olması gerekir. Çünkü kendisi profesyonel ve başarılı bir kaleci...
İlk yarı 14 puanla kapanacak gibi. Bu kadro, bu anlayışla ne Göztepe deplasmanından ne de evimizde oynayacağımız Fenerbahçe maçlarından puan alabiliriz. 14 puan, ilk yarı performansı açısından kötü hem de oldukça kötü bir performans. Ara transfer döneminde takıma monte edilecek olan bize göre en az 5 futbolcunun takıma en kısa süre içerisinde uyum sağlarsa belki ilk 10 içerisinde ligi tamamlayabiliriz.
Yok gelecek olanlarda "ıskarta" çıkarsa "Yandı gülüm keten helva"...