Ülkemiz, özellikle son yıllarda devletin içine çöreklenmiş, ne idüğü belirsiz kişilerin sürekli olarak yaptığı akıl almaz uygulamaları yüzünden durağanlaşma dönemine maruz kalıyor.
Bir bakıyorsunuz, siyasette olmayacak işler oluyor, bir bakıyorsunuz ekonomide akıl almaz uygulamalarla işadamlarını, müteşebbislerin önü kesilmeye çalışılıyor. Bir gün uyanıyorsunuz eğitim, sağlık da akıl almaz olaylarla karşı karşıya kalıyorsunuz.
Bu ülkenin başına bir bela gibi çöken bir isim var. Biz 10 yıl önce de bu kişinin "vatan haini" olduğunu söyleyen, savunan hatta bu yüzden bir kaç dost, arkadaş kaybedenlerdeniz. Kendimiz açısından bir kayıp olarak görmedik bu kaydedilenler. Önemli olan devletimiz de milletimizdi. Sonraları, bize küsenlerle hem fikir olduk. Biz değil ama onlar bizim gibi düşünmeye başladılar.
Neyse konumuz bu değil...
15 Temmuz akşamı yaşananları hepimiz biliyoruz. Artık kayıtlarda "FETÖ" olarak bilinen terör örgütü yaptı yapacağını. Akıl almaz bir davranış sergileyecek, bu milletin vergilerinden alınan silahların namlularını bu milletin vatandaşına çevirdi.
Böyle bir aymazlık, böyle bir kahpelik, böyle bir vatan hainliği olmaz...
Mevcut iktidarı beğenmeyebiliriz. Bu doğaldır. Bunun değişeceği yer de sandıktır. Bugün, yüzde 49.5 oyla seçilmiş bir hükümet, yüzde 52 oyla ilk kez halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var. Darbeleri unutuyoruz diye sevinirken, kendini bilmez, "Peygamber Ocağı" olarak bildiğimiz kurumumuzu sözde komuta ettiklerini sandığımız bazı "kahpeler" durduk yerde bu ülkenin geleceğiyle oynama cüreti gösterdiler. Tabi ki bu çirkinliğe uymayan binlerce subayımız, astsubayımız da vardı. Başta BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ve bu çirkinliğe bulaşmayan gerçek TÜRK askeri ile Polis teşkilatımızın duyarlı görevlileri olmak üzere canını dişine takarak yaptığı mücadele ile ülkeye el koyma hayalleri, bertaraf edildi.
Bu ülke ve Büyük Türk Milleti bu sıkıntılı dönemi de mutlaka atlatacaktır. Bundan zerre kadar kuşkumuz yoktur.
Şimdi bir olma, birlik olma dönemidir.
Ne yaparlarsa yapsınlar, bu ülkenin büyümesini, kalkınmasını, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olma yolundaki hedeflerini hiç bir zaman aksatamayacaklardır. Yaşanan bu olayın ardından sağcısı -solcusu-ülkücüsü her kim varsa birlik ve beraberlik içerisinde oldu. Mecliste bulunan tüm siyasi partilerin ortak deklarasyona imza atmaları bir milat olmuştur. Bu birlik ve beraberliğin diğer konu başlıklarında devam etmesi bu milletin tek dileğidir.
Devlet, duygusal davranışlarla yönetilemez.
Komşularla arasındaki küskünlüğü bitirme adına atılan adımlardan hemen Atatürk Hava Limanındaki canlı bomba eylemleri, çok geçmeden ülkemizin gözbebeği kurumu olan Silahlı Kuvvetlerimizin içinden bir grubun elindeki silah, tüfek,tank, helikopter, uçaklarla "kışla" dışına çıkması mutlaka ki bu ülkenin gelişmesinde set olacaktır.
Duyarlı Türk milleti ve bu milletin oy verdiği siyasi partilerin ortak bir ağızla yaşanan bu "kalkışma-darbeye" karşı bir duruş sergilemesi, bu büyük milletin tekrardan şahlanmasına neden olmalıdır.
Bu millet 80 milyonu ile birlik ve beraberliğini, sokaklarda, sosyal medyada göstermiştir. Göstermeye de devam etmelidir.
Hem dış güçlerin, hem de devletin ana damarlarına kadar giren FETÖ üyelerini en üst kademesinden en alt kademesindeki olmak üzere tek tek zaman geçirilmeden en kısa zamanda ayıklanmalıdır. Artık, "cerahat" akmaya başlamıştır. Ordumuzda, yargımızda ve diğer kurum ve kuruluşlarda başlatılan operasyonlar ara vermeden devam ederek mikroplar temizlenerek sağlıklı bir bünyeye tekrar kavuşmamız gerekmektedir.
Çünkü buna dünden daha çok ihtiyacımız var...