Peygamber Efendimiz (sav) İslam’ı tebliğ etmeğe başladığı zaman ilk iman edenlerin çoğu gençler olmuştur. Hz. Ali (ra)10 yaşında iken iman eden ilk Müslümanlardandır. Abdullah bin Ömer ve Ubeyde bin Cerrah 13 yaşında, Ukbe bin Amr 14 yaşında, Cabir bin Abdullah ve Zeyd bin Harise 15 yaşında, Abdullah bin Mesud ve Habbab bin Eret ve Zübeyr bin Avvam 16 yaşında, Talha bin Ubeydullah, Saad bin Ebi Vakkas, Esma binti Ebubekir 17 yaşında, Muaz bin Cebel ve Musab bin Umeyr 18 yaşında, Ebu Musa El Eşari 19 yaşındadır.
İslam’ın ilk günlerinden itibaren Peygamber Efendimizin etrafında kenetlenen gençler İslam’ı bizzat peygamber efendimizin tebliğ faaliyetlerinden öğrenmişler, öğrendiklerini hem yaşayarak hem de anlatarak İslam’ın daha geniş kitlelere ulaşmasında büyük katkıları olmuştur. Allah Resulü, gençlerin azim ve gayretlerinden son derece memnun olmuş, gençlere her zaman güvenmiş ve onları hem eğitim çalışmalarında hem de askeri alanlarda değerlendirmiştir.
Mesela, Birinci Akabe Biatından sonra Medineli Müslümanlara Kur’an’ı ve İslâm’ı öğretmek üzere görevlendirdiği Mus’ab b. Umeyr 35 yaşlarında, Yemen’e gönderdiği Muaz b. Cebel ise 20 yaşlarında bir gençti. Tebük seferinde Mâlik b. Neccar oğullarının sancağını Kur’an’ı çok iyi bilen ve o sırada 20 yaşlarında olan Zeyd b. Sâbit’e vermişti. Ömrünün son günlerinde Şam tarafına göndermek üzere hazırladığı ordunun komutanlığına ise 20 yaşlarında olan Üsame b. Zeyd’i getirmişti.
Rasulallah (sav), gençliğin ibadetler ve güzel ahlakla güzelleşeceğini bildirmiş, zamanının kıymetini bilen gençlerin en büyük mükâfata nail olacağını da müjdelemiştir.
Allah Rasulü (sav) buyuruyor:
"Yedi kişi ki, Allah onları kendi gölgesinden başka gölge olmayan günde, gölgesi altında gölgelendirecektir:
Adaletli devlet başkanı,
Rabb'ine ibadet içinde yetişmiş genç,
Gönlü mescitlere bağlı olan kimse,
Allah yolunda birbirini sevip, buluşmaları da ayrılmaları da buna bağlı olan iki kimse, Mevki ve güzellik sahibi bir kadın kendisini istediği hâlde: Ben Allah'tan korkarım diyen erkek,
İnfak ettiğinde, sol tarafının, sağ tarafının ne infak etmekte olduğunu bilmeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,
Tenha yerde Allah'ı zikredip de, iki gözü dolup taşan kimse"
(Buhari, Tirmizi, Nesâî)
"insanoğlu kıyamet günü beş şeyden; ömrünü nerede ve nasıl tükettiğinden, gençliğini nerede ve nasıl geçirdiğinden, malını nerden kazanıp nerede harcadığından, öğrendiği bilgilerle yaşayıp yaşamadığından hesaba çekilmedikçe hiçbir tarafa hareket etmeyecek, yerinden kımıldayamayacaktır." (Tirmizi)
"Şüphesiz ki Allah Teâla hevasına tabi olmayan, haktan sapmayan genci beğenir" (Ahmed b. Hanbel)
"Allah Teâlâ, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence, yaşlılığında hizmet edecek kimseler lütfeder."
(Tirmizî)
lbn Abbas (r.a) rivayet ediyor: Bir gün Resûlullah'ın (sav) arkasında (bineğe oturmuş gidiyor) idim, Peygamber (s.a.s) bana şöyle buyurdu:
"Evlâdım! Sana bazı sözler öğreteceğim: Allah'ın hakkını koru ki. Allah da seni korusun. Allah'ın hakkını gözet ki, O'nu hep yanında bulasın. Bir şey isteyeceğinde Allah'tan iste. Yardım dileyeceğinde Allah'tan yardım dile. Şunu bilmelisin ki, bütün toplum (varlık âlemi) bir konuda senin yararına bir şey yapmak için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana destek verebilirler. Yine bütün toplum (varlık âlemi) sana zarar vermek için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana zarar verebilirler..." (Tirmizî)
Gençler, sahip oldukları enerjilerini imanlarının emri doğrultusunda harcar, İslam’ın mesajının daha geniş kitlelere ulaşması için idealist olur ve ideali uğrunda da faaliyetlerine devam ederse iki cihan saadetini elde eder, Peygamber Efendimizin müjdesine de nail olur.
Cevabını aradığımız soru, Peygamber Efendimizin müjdesine nail olabilecek miyiz?
YORUMLAR