Her kandil gecesi öncesi ve sonrasında İslam’da kandil gecesi var mıdır yok mudur, kutlanmalı mı kutlanmamalı mı tartışmaları gündem oluşturmaktadır. Bu günleri tartışarak enerjimizi tüketeceğimize bugünleri İslami bir şuurlanma vesilesi yapmak, imanımızın hayatımızdaki fonksiyonlarını gözden geçirmek için fırsat olarak değerlendirmek gerekir.
Kandil geceleri olarak kabul gören günler sebebiyle Müslümanlar, Allah’a şükürlerini ifade etmek ve bu günler hakkında farkındalık oluşturmak için bu geceleri ihyâ etmektedirler. Bu geceler, Müslümanların tövbe istiğfar edip dua etmeleri, Kur’an okuyup dinlemeleri, sadaka vermeleri, sıla-i rahim yapmaları gibi salih amellere ve maddî-manevî dayanışma içerisine girmelerine birer vesiledir. Bu tür zamanlarda oluşan manevî atmosfer, inananların maneviyatını güçlendirdiği gibi pek çok insanın günahtan el çekmesine de zemin hazırlamaktadır. Bu bağlamda kandil geceleri insanların camiyle buluşmaları ve dinin emir ve yasaklarını öğrenmeleri açısından da değerlidir. Ayrıca bu geceler, birlik ve beraberliğimize katkı sağladığı gibi toplumsal bir bilinç ve şuur oluşmasına da vesile olmaktadır.
Kandil gecelerinde namaz ve cami ile alakası olmayanların bu gece vesilesi ile camilere yoğun ilgi gösterdiklerine şahit olunmaktadır. Çocuklar küçük yaşlarında bu geceler vesilesi ile manevi havayı teneffüs etmektedirler.
Son dönemlerde bu geceler Kur’an’da geçmiyor, İslam’da böyle bir gece yoktur söylem ve telkinleri insanların zihin dünyasında menfi bir algı oluşturmaktadır.
Böyle bir gece yoktur diyenler gece vesilesi ile Kur’an ve ibadetlerle manevi havayı teneffüs edeceklere engel olurlarken bu gecede yapılacak ibadetlerin tüm günahları sıfırlayacağı ve sahih kaynaklarda geçmeyen ibadet tanımları ile cenneti garanti edeceği anlatımı da yanlıştır. İbadetleri bu gece ile sınırlı görmek, İbadetleri sadece bu gecelerde yoğunlaştırmak ve bu geceler sonrası Allah’ın emir ve yasaklarına aykırı hareketlerde bulunmak mü’mine yakışan bir tavır değildir. Zira Hz. Peygamber (sav) “Gücünüz nispetinde (nafile) amel ediniz. Çünkü siz usanmadıkça Allah usanmaz. Allah katında amellerin en sevimlisi, az olsa da devamlı olanıdır.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Salât, 315 [1368]) Dolayısıyla önemli olan, düzenli ve devamlı ibadet etmektir.
Sahih kaynaklarda bu gecelere mahsus bir ibadet şekli bildirilmemiştir. Ancak kandil gecelerinde kılınan namazların veya yapılan diğer sâlih amellerin -bu gecelere mahsus olduklarını iddia etmedikçe- bidat oldukları söylenmez. Çünkü bidat, Hz. Peygamber’in (sav) vefatından sonra dinî bir delile dayanmadığı halde dinin emri olduğu inancıyla yerine getirilen uygulamalar için kullanılan bir tabirdir.
Kandil gecelerinde düzenlenen programlar öteden beri Müslümanlar arasında dini-kültürel bir nitelik kazanmıştır. Bütün toplumlar da millî ve manevî değerlerini canlı tutabilmek ve sonraki nesillere aktarabilmek için çeşitli zaman dilimlerini önemsemekte ve değerlendirmektedirler.
Bu geceleri ifrat ve tefrite varmadan değerlendirmeliyiz. Kandil gecelerinin Kur’an’la tanışma ve bu tanışmanın Kur’an’ı anlayarak hayatımıza rehberlik etmesine vesile olmasını sağlamalıyız.
YORUMLAR