“Bu Kur’an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.” (Sad 29)
Nefis kötülüğü emreder
“(Yusuf A.S.), Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" dedi.” (1)
“Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.” (2)
“Bir topluluğun yaşama imkânı, o topumun kendi hayat ideallerine bağlılığı ile ölçülür. Bir topluluğun temelini oluşturan ideolojik yapı, inanç, ahlâk, din, kültür, örf ve idealleri, umutları ve hedefleri ile belirir. Bu temel, toplumun hayat ideallerinin pınarıdır. Bu pınar bulanır ve kurursa o toplumun tarihe gömülmesi artık kesinlik arz eder. Kökü kuruyan bir çınarın yaşaması, bir fosilin canlanması, şeklini aynen koruyabilen fakat kül haline gelen bir eşya kalıntısının varlığını koruması nasıl mümkün değilse toplumlarda çürür ve yok olurlar. Bu tür toplumlar, en ufak dış darbe sonucunda yıkılır giderler. Toplumlar da aynen böyle bir kanuna tabidir. Allah eşyanın ve canlının hayat süresini belli kanunlara tabi kılmıştır. Kendi hayat varlığının aslını, yüksekliğinin temelini teşkil eden hayat ideallerine bağlılık azaldığı oranda, toplum yıkılmaya yüz tutar. Kendi varlığını inkâr eden bir toplumun yaşamaya hakkı yoktur.” Edibali
Toplumun değişimi ya hak ideolojinin tarafını seçerek batıl düşünce ve yaşayışların hayatlarından tasfiyesi ile olur; Peygamber Efendimizin İslamı tebliğ etmesi ile başlayan ve 23 senede bedevi bir toplumdan medeni bir toplumun inşasında olduğu gibi. Ya da sahip olunan milli manevi değerlerden uzaklaşarak batıl ideolojinin hayat nizamı olarak benimsenmesi ile olur. İsrailoğulları ve benzerlerinin yaşayışlarında olduğu gibi.
Adn cennetini hak edenler
“İşte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel (mükâfat) vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, (kurtulmak için) onu mutlaka feda ederler. İşte onlar var ya, hesabın en kötüsü onlaradır. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!” (3)
“Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, (inkâr eden) kör kimse gibi olur mu? (Fakat bunu) ancak akıl sahipleri anlar.
Onlar, Allah'ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır.
Onlar, Allah'ın riâyet edilmesini emrettiği haklara riâyet eden, Rablerine saygı besleyen ve kötü hesaptan korkanlardır.
Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.
(O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından sâlih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır.
(Melekler:) Sabrettiğinize karşılık size selam olsun! Dünya yurdunun sonu (cennet) ne güzeldir! (derler).
Allah'a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte lânet onlar içindir. Ve kötü yurt (cehennem) onlarındır.
Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.” (4)
Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur
“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (5)
Kur'an, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarır
“Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Şiddetli azaptan dolayı inkârcıların vay haline!
Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.” (6)
Şükredenin nimeti artar
“Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir."” (7)
Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…
- Yusuf 53
- Ra’d 11
- Ra’d 18
- Ra’d 19-26
- Ra’d 28
- İbrahim 1-3
- İbrahim 7
YORUMLAR