Kur'an'dan Rahmet Esintileri: On Sekizinci Cüz (1)
Hüseyin TOPTAŞ

Hüseyin TOPTAŞ

Kur'an'dan Rahmet Esintileri: On Sekizinci Cüz (1)

14 Şubat 2020 - 17:26

“Sizden öncekiler bu Kur’an’ı Rablerinden kendilerine gönderilmiş bir mektup olarak görür, geceleri onu düşünerek üzerinde çalışır, gündüzleri de onun gereklerini yerine getirirlerdi.” Hasan-ı Basri:

Müminlerin Özellikleri

“Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir;

Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler; Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; Onlar ki, zekâtı verirler; Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; 

Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.

Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir. 

Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler; Ve onlar ki, namazlarına devam ederler. İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır; (Evet) Firdevs'e vâris olan bu kimseler, orada ebedî kalıcıdırlar.” (1)

Hz. Ömer’den nakledildiğine göre Resûl-i Ekrem, “Bana öyle on ayet nazil oldu ki onların icabını yerine getiren kimse mutlaka cennete girer” dedikten sonra Mü’minûn sûresinin ilk ayetlerini okumuştur. 

“Rablerine olan saygıdan dolayı kötülükten sakınanlar; Rablerinin âyetlerine inananlar; Rablerine ortak tanımayanlar; Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar; İşte onlar, iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar.” (2)

Kur’an düşünmeye davet ediyor

“Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi?” (3)

“O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne de az şükrediyorsunuz!” (4)

“Hâla aklınızı kullanmaz mısınız!” (5) 

“Siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız! ” (6)

“Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız!” (7) 

Vesveselerden Allah’a sığınmak gerekir

Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz.

Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!” (8)

Peygamber (SAV) Allah tarafından korunduğu halde şeytanların vesveselerinden ve telkinlerinden Allah’a sığınmıştır. Bu ayet, sığınılacak yer ve makamın Allah olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Her an için şeytanlar vesvese verebilir. Mü’minlerin bu vesveselerden kurtulmak için sığınacakları yer ise Allah’tır.  

Zinanın cezası

“Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.” (9)

İftira atanlara karşı müminin tavrı ne olmalıdır?

Toplum hayatını dinamitleyen, dostlukları bitiren, aile facialarına yol açan iftira ahlaksızca bir davranış olup kesinlikle yasaklanmıştır.

Nefsani duygularını tatmin etmek, ekonomik ve siyasi menfaatler temin etmek için atılan iftiraların yol açtığı tahribatların faturasını toplumlar acı bir şekilde ödemektedir. Gayri ahlaki, gayri insani ve gayri İslami olan bu davranışlardan mü’minler özellikle kaçınmalıdır.

İftira karşısında mü’minlerin nasıl bir tavır ve tutum sergilemeleri konusunda ifk hadisesi ile ilgili nazil olan ayetler bizlere yol göstermektedir.

“(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır. 

Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanları ile hüsnüzanda bulunup da: «Bu, apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi?

Onların (iftiracıların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki şahitler getiremediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler. 

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi. 

Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur. 

Onu duyduğunuzda: «Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır» demeli değil miydiniz? 

Eğer inanmış insanlarsanız, Allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakındırıp uyarır. 

Ve Allah âyetleri size açıklıyor. Allah, (işin iç yüzünü) çok iyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. 

İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (10)

Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…

-----

  1. Mü’minûn 1- 11
  2. Mü’minûn 57-61
  3. Mü’minûn 68
  4. Mü’minun 78
  5. Mü’minûn 80
  6. Mü’minûn 85
  7. Mü’minûn 87
  8. Mü’minûn 96-98
  9. Nûr 2
  10. Nûr 11-19

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar