“İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.” (Enam 153)
Hayat yemek, içmek ve eğlenceden ibaret değildir
“İnkâr edenler zaman zaman, keşke biz de Müslüman olsaydık, diye arzu ederler. Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!” (1)
Gün gelecek inkâr edenler dünya hayatında iman etmediklerinden dolayı pişman olacaklar ama bu pişmanlıkları fayda vermeyecektir. Hayatı yemek, içmek ve eğlence olarak görenler iblisin davetine uyarak ve vahiyden uzaklaşarak bir hayat yaşamaktadırlar. Böyle bir hayatın kötü sonucu ile karşılaşmamak için inananlar uyarılmaktadır.
İblis insanları azdırmak için mühlet istedi
İnsanın yaratılışı esnasında melekler Rabbimizin emrine uyarak secde ettikleri zaman İblis secdeden kaçınmıştı. Rabbimiz İblis’in bu davranışının sebebini bildiği halde onun ifadesini almadan cezalandırma yoluna gitmemiş, savunmasını aldıktan sonra da cezasını vermiştir.
“Allah, “Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki maksadın ne?” dedi.
İblis dedi ki: “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem.” Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.
İblis: “Rabbim! Öyle ise onların tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver” dedi. Allah da, "O hâlde, sen vakti (yalnızca benim tarafımdan) bilinen güne (kıyamete) kadar mühlet verilenlerdensin" dedi.
İblis, “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım” dedi.
Allah, “İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur” dedi.
Şüphesiz cehennem, onların hepsinin buluşacağı yerdir.” (2) (Bakınız; A’râf 11- 22)
İblis elinde ki tüm imkânları kullanarak insanları doğru yoldan saptırmaya çalışacaktır. Allah’a tam manası ile kulluk bağı ile bağlananlar, imanı sağlam olup kendisine sunulan gayri islami, gayri insani tekliflere kapalı olanlara iblisin yapacağı hiçbir şey yoktur. Nasıl ki, kurt sürüden ayrılanı kapıyorsa, şeytan da sadece Allah'ın yolundan ayrılanları kapabilir.
Takva sahipleri cennettedirler
“Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, cennetler içinde ve pınarlar başındadır. Onlara, “Girin oraya esenlikle, güven içinde” denilir.
Biz, onların kalplerindeki kini söküp attık. Artık onlar sedirler üzerinde, kardeşler olarak karşılıklı otururlar. Onlara orada hiçbir yorgunluk dokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değillerdir.” (3)
Hicr halkı korkunç uğultulu ses ile helak edildiler
“Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı. Biz, onlara ayetlerimizi vermiştik de onlardan yüz çevirmişlerdi. Onlar güven içinde dağlardan evler yontuyorlardı. Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi. Kazanmakta oldukları şeyler kendilerine bir fayda vermedi.” (4)
Kur’an-ı Kerim, inkâr ve isyanları sebebiyle bazı toplumların uğradıkları felâketler hakkında bilgi vermekte ve bunlardan ders almamız gerektiğini sık sık hatırlatmaktadır. O toplumların düştükleri hatalara düşmeden insanların hayatlarına yön vermelerini istemektedir. İşte bu kavimlerden bir tanesi de Hicr halkı yani Semûd kavmidir.
Semûd kavmi, düşman istilasından ve çeşitli afetlerden korunmak için kayaları oyarak kendilerince güvenli meskenler yapmışlardır. Kayalardan suyolları ve sarnıçlar yaparak yeni bir medeniyet oluşturmuşlardır. Kendilerine gönderilen Salih Peygamberi yalancılıkla suçlayarak mucize göstermesini istemişler. Mucize olarak gönderilen deveyi kesmeleri sebebi ile de korkunç bir ses ile helak edilmişlerdir. Kurmuş oldukları yüksek medeniyet helak olmalarına engel olamamıştır.
“Bunun üzerine onları o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar. ᅠSalih o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Andolsun ki ben size rabbimin vahy ettiklerini tebliğ ettim ve size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz." (5)
Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!
“Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.
Şüphe yok ki Allah, onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları hiç sevmez.
Onlara “Rabbiniz ne indirdi?” denildiği zaman, “Öncekilerin masalları” dediler. Böylece kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak, bilgisizce saptırdıkları kimselerin günahlarının da bir kısmını yüklenirler. Dikkat et, yüklendikleri ne kötüdür.
Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah’ın azabı binalarını, temelinden gelip yıktı da tavanları başlarına çöküverdi ve azap kendilerine fark edemedikleri yerden geldi.
Sonra kıyamet günü, Allah onları rezil edecek ve diyecek ki: “Uğrunda mücadele ettiğiniz ortaklarım nerede?!” Kendilerine ilim verilenler ise şöyle derler: “Şüphesiz bugün rezillik, aşağılık ve kötülük kâfirlerin üzerinedir.”
O kâfirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, “Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk” derler. (Melekler de şöyle diyecekler:) “Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir.”
“Haydi, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!” (6)
Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…
-----
- Hicr 2-3
- Hicr 32-43
- Hicr 45-48
- Hicr 80-84
- A’râf 78-79
- Nahl 22-29
YORUMLAR