Dünya nüfusunun 7 milyar 600 milyona ulaştığı günümüzde hemen hemen dünyanın her yerinde ve her ülkesinde Müslümanlara rastlamak mümkün. Dünyanın en büyük dini grubunu oluşturan Hristiyan nüfusu 2,3 milyar iken 1.8 milyarkişinin Müslüman olduğunu görüyoruz. Bu da toplam nüfus içerisinde %24’e tekabül etmektedir.
Dünya nüfusunun dörtte biri Müslüman olmasına rağmensiyasi ve ekonomik etkinliklerine baktığımız zaman nüfusları ile aynı orantıda olmadığını görüyoruz.
Durum tespiti yapmak için kendi kendimize soralım; adalette, hukukta, insan haklarında, yönetim tarzında… ne kadar İslamiyiz?
İslam ülkeleri her alanda emperyalist güçlerin pazarı değil mi?
İslam ülkelerinin birçoklarında yönetim kademelerinde bulunanların koltuklarında oturmaları, saltanatlarını devam ettirmeleri batılı efendilerinin iznine bağlı değil mi?
İslam ülkesi olarak gördüğümüz ülkeler komşu Müslüman ülkelere karşı kullanılmak üzere savunma veya saldırı amaçlı silahlar için emperyalistlere bütçelerinden büyük miktarlarda sermaye aktarmıyorlar mı?
Soruları çoğaltmak mümkün ama alınan cevapların sahip olduğumuz inanç değerlerimizle hiç uyumlu olmadığını görüyoruz.
Muhammed Abduh’un;
“Batı’ya gittim, İslâm’ı gördüm fakat Müslümanlar yoktu
Doğu’ya gittim Müslümanları gördüm fakat İslâm yoktu”
Ziya Paşa, Batı seyahatinden sonra:
“Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm
Dolaştım mülk-i İslâm-ı bütün viraneler gördüm” sözleri günümüzün sanki bir özeti değil midir?
Mehmet Akif, Berlin’den döndüğünde oldukça meşhur olan şu sözü söylediği rivayet edilir:
“İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi.”
İslam ülkelerinde Müslümanların İslam’a göre yaşamalarına engel batı mı yoksa Müslümanların İslam’a bakış açıları mı?
Savunma mekanizmamızı devreye koyarak suçu dışarılarda arama kolaylığına giderek kendimizi temize çıkarmayalım.
Müslümanların amellerini, eylemlerini yeniden gözden geçirmeleri temennisi ile…
YORUMLAR